21 Mart 2017

BENİ ÖZGÜRLEŞTİREN 10 ŞEY



Vaz geçtikten sonra Beni Özgürleştiren 10 Şey   

Biliyorum Yükselişteki gecikme ve enerjilerdeki değişmeler nedeni ile çoğumuz tuhaf bir sıkıntı içindeyiz. Belki biraz rahatlama sağlar diye aşağıdaki yazıyı çevirdim. Umarım yararlı olur.  

  

"Sorunları düzeltmem. Düşüncemi düzeltirim. Ardından sorunlar kendini düzeltir. " ~  Louise Hay

Hayatıma baktığımızda, mükemmelliğin en kötü düşmanım olduğunu anlamaya başladım. Yüksek beklentileri olan bir ortamda yetiştim ve okuldaki her gün başkalarıyla yarışıyormuşum gibi hissettim ve sınıfın en iyisi olmak için savaştım.
On yaşında fizik ve matematik problemlerini çözemediği için aptal olduğuma inandım. Edebiyat, sanat ve yabancı dillerde iyiydim, ancak bu beni şekillendiren Doğu Avrupa kültüründe zekilik işareti değildi.
Çok daha sonra, yetişkin bir kadın olarak kendimi yeterince iyi, yeterince güzel, yeterince akıllı veya yeterince başarılı göremedim. Harika bir adam tarafından sevilmeye değmezdim, yeteneklerimi ve becerilerimi yansıtacak iyi bir maaş almaya değmezdim, iş yerinde cazip bir mevkiye terfi için başvuru yapmaya bile layik değildim.
Bugün hayatım tamamen farklı bir görünümde, ve yeni beni, memnuniyet ve sevinçle kucaklıyorum. Kendimi olduğum gibi seviyorum. Mutlu bir evliliğim var ve dünyada yapmak için doğduğum şeyi yapıyorum.

Peki bu değişim nasıl oldu?

Kendimi, iş yerinde yapılan uzun bir toplantıdan sonra boğulmuş hissediyordum ve stres'ten kurtulmak ve kendimi daha iyi hissetmek için bana yardımcı olacak ilham kaynağı arıyordum. YouTube'da "Gizli Film"i aradığımda, "yanlışlıkla" direk kalbime giren başka bir videoyu açtım: bu da  Louise Hay'in "Hayatını Düzeltebilirsiniz" videosu idi.
Bugün, bunun bir kaza olmadığını biliyorum. Öğretmen, öğrenci hazır olduğunda ortaya çıkıyor -çok doğru!  O filmde algıladıklarımdan çok etkilenmiştim, izlemeyi durduramadım. Louise'i dinlemek sanki bir mucize idi; Her kelime kalbimimin derinliklerine indi. Sonunda kendimi evde hissettim, benim için  mükemmel olan bir yerdeydim: "Kendimi olduğum için seviyorum ve onaylıyorum. Eksizsiz bütünsel bir bireyim ve hayatım beni seviyor. "
Bir sonraki sene, beni değerli, kendini - yansıtmaya ve derin öğrenmeye davet eten uyanmış  insanların - Wayne Dyer, Byron Katie ve Don Miguel Ruiz'in - eserlerini keşfettim. Öğretileri, bana hizmet etmeyen eski düşünce kalıplarını ve kültürel sınırlayıcı inançları bırakmamda yardımcı oldu.
Onlardan öğrendiklerimi uygulayarak çok fazla deneme yanılma yaptıktan sonra, yeni bir özgürlük duygusu buldum. Nasıl mı? İşte böyle:

 

1. Mükemmel olma isteğimi bıraktım.

Ben mükemmel güzel olduğum kadar aynı zamanda dört dörtlük kusurluyum da ve beni ben yapan da bu.
Mükemmellik bir yanılsamadır - var olan bir şey değil. Mükemmel olmak için stres almayı bıraktım ve şimdi hep "yeterince kadar" olmayı hedefliyorum. Hatalarımı, büyümem için gerekli olan fırsatlar olarak kabul etmeyi öğrendim, beni daha akıllı hale getiren gizlenmiş memnuniyettir. Herhangi bir işin üstesinden gelemezsem, bu başarısız biri olduğum anlamına gelmez, çünkü ben yaptığım iş değilim. Bazen kazanırız, bazen öğreniriz. Ama asla kaybetmeyiz.

"Elinden gelenin en iyisi, andan ana değişecek; sağlıklı olduğunda yapabileceklerin hasta olduğunda yapabileceklerinden elbette daha iyi olacaktır, kendi kendinizi eleştirmeden, kendi kendinizi suistimal etmekten ve pişmanlık duymadan her koşulda, en iyisini yapın". ~  Don Miguel Ruiz


2. Her zaman meşgul olmama izin vermedim.

Aceleci olmak bir meziyet değildir. Bedenimi dinlemeyi öğrendim ve artık hiçbir şey yapmadığım zaman kendimi suçlu hissetmiyorum. Bazen vücudumun ve ruhumun pillerini şarj etmem gerektiğini biliyorum ve bunu yaparken kimseye açıklama yapma gereği hissetmiyorum.

Kendim için vaktim yoksa, vakit yaratıyorum. İyi bir film seyretmek, rahatlatıcı müzik dinlemek, iyi bir kitap okumak, şarkı söylemek, doğa ile iletişim kurmak için yürüyüşe çıkmak - kalbimin sarkı söylemesi için herşeyi yaparım.

"Ben insanım, yaptıklarım değilim. Öz değerinizi hayatta ne kadar iyi şeyler yaptığınla eşitlemeyin. Senin yaptıkların sen değilsin. Eğer yaptıklarınsan, yapmadığın zaman... sen bir hiçsin".
~ Dr. Wayne Dyer

3. Öz-eleştirileri bıraktım.

İç konuşmamı önemsiyorum; Kendime lakap takmıyorum ve kendime saygınlık gösterip kendime itibar ediyorum. Kendime asla iyi bir arkadaşıma söylemeyeceğim şeyler söylemeyi bıraktım. Ben yeterince, e
ksizsiz, bütünsel bir bireyim.

Hayatta istediğimizi alamayacağımızı anlamaya başladım. Ne hak ettiğimizi düşünüyorsak onu elde edeceğiz. Bu yüzden kendimize yeterince inanmamız ve kendimizi hayatın sunabileceği en iyi şeylere layık görmeliyiz.

"Sen yıllardır kendini eleştiriyorsun, çaban hiç bir işe yaramadı. Kendini kabul etmeye çalış ve neler olacağını gör." ~ Louise Hay

4. Suçlamayı bıraktım.

Biliyorum ki ne zaman başkasını suçladığımda, kendimi madur hale getiriyorum. Zamanımı, paramı veya sevgimi çaldığı için başkalarını suçlamak haksızdır, çünkü ne kadar ve kime verdiğim konusunda hep seçici oldum. Çünkü hiç kimse bilinçli (ve genellikle bilinçsiz) rızamı almadan bana zarar verip beni üzemez.
Bunun yerine, şimdi hissettiklerimin, hareketlerimin ve düşündüklerimin sorumluluğunu alıyorum. Eylemlerimin sorumlusu benim, geleceğimin şimdiki seçimlerimin bir sonucu olduğunu biliyorum. Ben inandığım ve olmayı istediğim biriyim.

"Tüm suçlamalar zaman kaybıdır. Başkalarında ne kadar çok hata bulursanız bulun, bu sizi değiştirmiyecek. Bir başkasını suçlayarak onu suçlu hissettirmekte başarılı olabilirsiniz, ancak bunu yapmakla sizi mutsuz eden şeyi değiştirmeyi başaramazsınız." ~ Wayne Dyer

5. Yargılamayı bıraktım.

Herkesin kendi yolculuğunda olduğunu ve yapmam gerekenin kendime  odaklanmak olduğunu biliyorum. Ayrıca ne zaman insanları yargılandığımda kendim hakkında beni rahatsız eden bir şeyin farkına varıyorum. Eğer birinin pinti olduğuna inanıyorsam, bunun anlamı ben de pinti olabilirim; Bu sonuca nasıl varabilirim aksi halde?

"Suçu veya yargıyı başkasına yüklemek, deneyiminizi değiştirmede sizi güçsüz bırakır; inançlarınızdan ve yargılarınızdan sorumlu olmak size onları değiştirme gücünü kazandırır" ~ Byron Katie

6. Başkalarının ne hissettikleri, ne istedileri veya ne düşündüklerine dair varsayımlar yapmayı bıraktım.

Ben onlar değilim, bu yüzden ne hissettiklerini ve düşüncelerini öğrenmenin bir yolu yok.
Hayali senaryolar oluşturmayı bıraktım ve aklımın benimle oynamasına izin verdim. Her zaman insanların yaptığı ya da söylediklerinden rahatsız oldum, artık bir gerçeklik - kontrolu yapmanın zamanı geldiğini biliyorum.
Byron Katie'nin yazdığı "İşi" kitabından, beni rahatsız eden düşüncelerimi incelemeyi öğrendim ve kendime sordum: "Bu doğru mu?" Benim varsayımlarımın çoğu muhtemelen doğru değil. Örneğin, birisinin beni sevmediğini düşündüğümde, aslında beni sevmediğini sandığım kişi, gerçekten kötü bir gün geçiriyor olabilir. Belki de sadece utangaçtır. Herkes aynı değildir.
Kişinin ne düşündüğünü bilemediğimin farkında olduğum an, çünkü ben o değilim, aklım netleşiyor ve onunla açık bir kalp ile iletişime geçme imkanı bulabiliyorum.

"Sorgulanmamış varsayımlarımın dünyadaki tüm savaşın ve tüm barışın nedeni olduğunu gördüm." ~ Byron Katie

7. Başkalarıyla yarışmayı bıraktım.

Artık kavga etme isteğimin, ego'mun kendini - doğrulama haykırışından başka bir şey olmadığını biliyorum. Kendimi iyi hissetmem için hiç kimsenin herhangi bir oyunu kaybetmesi gerekmiyor. Uyumu, işbirliğini ve hep kazanmayı severim.
Kendimi başkaları ile karşılaştırmayı bıraktım. Korkudan çok sevgi dolu bir yerden insanlarla bağlantı kurmayı seçiyorum ve bolluğa inanıyorum. Kendim de dahil olmak üzere herkese yetecek her şeyin olduğu bir evrende yaşadığımıza inanmayı tercih ettim.

"Aşk, rekabet'ten ziyade işbirliğidir." ~ Dr. Wayne Dyer

8. Mutluluğu kovalamayı bıraktım.

Artık mutluluğumu hayali bir geleceğe bağlamıyorum, bir gün, bu işe başladığım, şu evi aldığım, o arabaya sahip olduğum, o başarıyı elde ettiğim gün mutlu olacağım sanısından vaz geçtim. Yaşamın küçük zevklerinde mutluluk bulmayı öğrendim ve var olan gerçekliğin şu andaki gerçeklik olduğunu, memnuniyetle ve sevinçle karşılar oldum.
Yaşadığımı hissetmek için hafta sonunu beklemekten vazgeçtim çünkü her gün bir hediye ve her an değerli ve eşit derecede önemlidir.
Dikkatimi stres dolu bir yaşam biçiminden memnuniyet dolu bir yaşam biçimine değiştirdiğim gün herşey değişti. Ben, ben olduğumdan mutluyum ve sahip olduğum her şeyden: sağlıklı bir beden ve zihinden; Sevgi dolu bir aileden; zamanla yaptığım samimi, uzun süreli arkadaşlıklardan; Ve sevdiğim ve inandığım mesleğimden.

"Evren'in memnuniyet halini sevdiğini fark ettim. Ne kadar memnun iseniz o kadar iyi ve güzel şeyler elde ediyorsunuz" ~ Louise Hay

9. Geleceği merak etmeyi bıraktım.

Kontrol etmeye ne kadar çok çalışşam da, hayatta kontrol edemediğim şeyler olduğunu kabul ediyorum. Ne zaman endişelendiğimin farkına vardığımda, kendi kendime "Zaman gösterecek" diyorum.
İstediğim her şeyi her zaman elde edemeyebilirim, ancak biliyorum ki ihtiyacım olan her şeyi elde ediyorum. Yaşam akışına güveniyorum ve her şeyin mükemmel şekilde ortaya çıktığı zeki bir Evrende yaşadığımıza inanmayı tercih ediyorum. Bazen hayatta zamanın bile zamana ihtiyacı vardır.

"Hayat basit. Olan biten her şeyi senin başına gelenlerden ziyade, senin için olanlar olarak algılamalı. Her şey tam da doğru zamanda olur; ne çok erken, ne çok geç. Hoşlanmak zorunda değilsin ... eğer hoşlanırsan daha kolay olur." ~ Byron Katie

10. Başkalarını hoşnut etmeyi bıraktım.

Sevilen ya da kabul edilen olmak için artık dıştan gelen onaya ihtiyaç duymuyorum. Başkalarının ne düşündüğü hakkında endişelenmek zaman kaybıdır. Diğer insanların benim hakkımdaki fikirleri ve bende gördükleri her şey onlarla ilgilidir ve gördükleri kendi lenslerinden süzülenlerdir; Benimle ilgisi sadece koca bir sıfır'dır.
Kendime vermediklerimi, başkalarının bana vermesini beklemekten vaz geçtim: sevgi, dikkat ve ilgi. Kendimi bir bütün - beden, zihin ve ruh - olarak sevmek bencillik değildir. Bardağımı kendi kendini sevme ile dolu tutuyorum ve ihtiyaçlarımın ve kalbimin isteklerini yerine getiriyorum.
Beni çok daha geliştirecek olan seçimlerimi, başkalarını hayal kırıklığına uğratıp uğratmayacağını tasa etmeden yapmayı öğrendim. İnsanlar, benim kim olmam gerektiğini ve ne yapmam gerektiğini kendileri belirleyerek, kendi kendilerini hayal kırıklığına uğratıyorlar.
Yapmak istemediğimiz şeylere hayır demek, öğrenilen bir uygulamanın ve kendine bakmanın bir işaretidir. "Yapmalıyım" gerekliliği var ise, yapmam. İstediğimi hissettiğim şeylere yönelirim. İsteklerim, başkaları tarafından benim üzerime dayatılmasından ziyade, kendi içimden  gelmelidir. Ben her zaman değerli zamanımı nasıl ve kiminle geçireceğim konusunda seçici oldum. Biliyorum, zamanım benim hayatım ve harcadığım zaman asla geri dönmeyecek.
Hayatım benim hakkımdır ve hayatımda kendi seçimlerimi yapma hakkım var. Hayat yaşamak içindir, sadece var olmak için değil, yaşamımı özür dilemeden ve pişmanlık duymaksızın otantik olarak yaşamayı seçtim.

"Başkalarının yaptığı hiçbir şey senin yüzünden değildir. Başkalarının söylediği ve yaptıkları kendi realitelerinin ve kendi hayellerinin bir izdüşümüdür. Başkalarının görüşlerine ve davranışlarına karşı duyarsız olduğunuzda, gereksiz acıların mağduru olmazsın." ~ Don Miguel Ruiz

Sara Fabian

Çeviren Naci Gülşan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder