14 Mart 2017

COREY GOODE - MARS hakkında



COREY GOODE'in Sean Stone ile Mars hakkında yaptığı reportaş.


Sezgileri güçlü bir empat (IE) olarak tanımlanan Corey Goode, altı yaşındayken MILAB (Askeri bilinç Kontrolü ve Dünya Dışı Varlıklar tarafından Kaçırılma) programlarından birinde işe alındı. Goode, 1976-1986 / 87 yılları arasında MILAB programında eğitim görmüş ve hizmet vermiştir. Görevinin sonlarına doğru, "insan tipi" delegesi olarak Dünya- Dışı- Varlıklar- Süper- Federasyon- Konseyinde Dönen-Dünya temsilcisi koltuğuna  (gizli Dünya yönetimi gruplarının da ağırlığı olan)  Askeri-istihbarat- destek görevlisi olarak atandı.
Anlattıklarını fiziksel olarak yaşamış, olan biteni anlatmak için açığa çıkan kişilerden biri Corey Goode. Ayrıca kendilerini 'Blue Avian' (Mavi-Kuş Türü) olarak adlandıran 6. Boyut ta olan Varlıklar ile ilişki içinde.
Vermiş olduğu çok sayıda reportajlarıdan birini aşağıda sunuyorum. 



Sean: Mars hakkında son aylarda, çok şeyler duyduk. Açıkçası bana insanlara sadece gidiş bileti vererek Mars'a göndermek ki buna Elon Musk'ın dileği de dahil garip geldi. Bunun bir tür hükümetin gizli gündemi olduğunu düşünüyormusun?
Corey Goode: Kesinlikle. Mars'ta gerçekten olup bitenler hakkında bilgi vermek için ortamı hazırlıyorlar. Ve hatırlarsanız, Başkan Obama'nın da yakın zamanda Mars hakkında bir açıklaması vardı sanıyorum. Bu yüzden deniyorlarmış gibi. . . Mars her zaman bilincimizde tutuluyor, bunu Mars'ı ziyaret etmek hakkında yapılan filimlerden ve sürekli olarak Mars hakkında konuşulanlardan anlıyoruz.
Sean: Mm-hm. Elbette, Mars hakkında yapılmış filmler bahsediyorsunuz ve sanırım geçtiğimiz yıllarda yapılan "Merihli" filmi açıkçası, son derece başarılı bir filimdi.
Deneyiminize ve bilginize dayanılarak, filimdeki Mars'ın yüzeysel yaşam açısından bakıldığında gerçekçi olduğunu düşünüyor musunuz?
Corey: Oldukça doğru. Issız bir çöl gezegenidir, ancak filmlerde tasvirlerdiklerinden biraz daha fazla  atmosfer vardır. Gündoğumu ve günbatımı sırasında gökyüzünde mor ve pembe tonlar görülür vede Mars'ta biraz daha soluk mavi bir gökyüzü var.
Sean: Demek istiyorsun ki, elit tabaka Mars'ı şuurumuzda tutmaya çalışıyor. Bunu Mars'ın Savaş Tanrısı olduğu için mi yapıyorlar? Daha efsanevi sembollerle ilgili olduğu için mi, yoksa Mars'ın gündeminde daha başka şeyler mi var?
Corey: Eh, bir çok elit tabaka bir şekilde kendi soylarının Mars'tan gelen bir gruba ait olduğunu sanmaktalar. Dolayısı ile onları elit yapan şey de, Mars'takiler ile olan bağları. Geri dönmek istiyorlar. Yerkürelerini değiştirmek istiyorlar. . . Mars'ı olabildiğince Yeryüzüne benzeterek, sanırım Karanlık - İnsanları,  ki biz bunları Mars'taki Karanlık İnsanlar ile karşılaştırdığımızda - oradakilerden  çok daha Karanlık olarak nitelendirdiğimiz insanları, Mars'a taşımak istemekteler.
Sean: Elitlerin Mars'tan geldiğini söylediğinizde, belli bir ırktan mı bahsediyorsunuz yoksa elit tabakanın belirli bir bölümü Mars'tan gelmekte?
Corey: Evet, elit'lerin belirli bir bölümü. Çoğu soylarını krallar, kraliçeler ve diğer soylu ailelere bağlarlar, kan bağlarının Mars'tan yaklaşık 55.000 ila 60.000 yıl önce Yeryüzüne gelip şu anda içinde yaşadığımız mevcut kontrol sistemini kuran bir gruba ait olduklarına inanıyor.
Sean: Örneğin, bunlar, İncil'deki sözde Gözlemciler'den Gökten Düşenler diye bahsedilenler.
Corey: Kesinlikle.
Sean: Evet, gördüğümüz belirtiler var, örneğin, Richard Hoagland'ın Mars'ta görülen yüz hakkında konuşması, nükleer patlama belirtileri, Mars'ın nükleer yıkımı gibi. Bu da, elit tabakanın Dünya'mıza Mars'taki nükleer savaştan dolayı geldilerini mi gösteriyor?
Corey: Evet. Hikaye, bu gezegen ile güneş sistemimizdeki bir başka gezegen arasında bir tür iç savaş ya da ayaklanma olduğu yönünde. Ve bu gruplar birbirlerini neredeyse imha ettiler.
bu nükleer patlamalar sonucu Mars'ta atmosfer yok oldu. Ve sonra Mars'ta olan insanlar Mars'ı terk etmek zorunda kaldılar ve gitmeleri için en iyi yer tabii ki Dünya idi.
Sean: Yani seçkin tabakanın farklı kollarından bahsediyoruz. Hala birbirleriyle iç savaş halindeler mi?


Corey: Binlerce yıl boyunca çok sayıda antlaşma yapmışlar, ancak gündemlerinde muhalefet hala devam ediyor.
Sean: Mars'ın ötesinde, her bir yıldız sisteminde uzaylılar var gibi görünüyor değil mi?
Corey: Oh, evet, evet.
Sean: Öyleyse nasıl birbirleri ile geçiniyorlar? Yani, hiyerarşi nedir? Ve arasındaki galaktik hiyerarşi nedir. . .
Corey: Tabii.
Sean: . . Marslı uzaylılar ve daha sonra farklı farklı yıldız sistemlerinden gelen elitler arasındaki....?
Corey: Tabii. Eh, elit tabaka, kendi gündemlerine benzer gündemleri olan diğer uzaylılar ile yakın çalışıyorlar. Ve güneş sistemimize giren çok sayıda başka uzaylılar da var.
Yerel yıldız kümemize, Evrenimizdeki diğer iki galaksiden ve galaksimizin her yerinden gelmelerini sağlayan bir tür süper yıldız kapısına benzer bir portal sistemi olan bir bölgede bulunuyoruz.Bu yüzden çok önemli bir konumdayız.
Sean: Yeryüzü ile olan gündemleri ne? Bunlar, basitçe insanların kaynaklarını ve genetik DNA'sını maden ocağı gibi işletip kendi çıkarları için kullandıktan sonra yollarına devam mı ediyorlar?
Corey: Bu belirli grubun gündemi gezegeni kontrol etmek ve ardından öyle bir noktaya getirerek nüfusu azaltıp başka uzaylıları yeryüzüne getirmektir.
Sean: Fakat 'bu belirli grup' diyorsun. Marslılardan mı bahsediyorsun?
Corey: Doğru.
Sean: Mars grubu.
Corey: Doğru. 'Cabal' veya 'elit' olarak adlandıracağımız birçok farklı grup var, ancak bu guruplar hep birlikte çalışıp aynı gündemi gütmüyorlar.
Sean: Evet. Öyleyse, bize Mars'lı elitlerin dışında olan diğer uzaylı varlıklardan örnek verebilir misiniz?
Corey: Tabii. Bir sürü insan var. . . Birçok insanın Nordik (İskandinav) ırkı hakkında konuştuğunu duydun mu? Ve bu bir tür şemsiye terim haline geliyor, çünkü birçok farklı Nordik türü var. Kötü niyetli olanlar ve yardımsever olanlar var.
Ve hükümetimiz bu ırklardan biriyle uzunca bir süreden beri çalışıyor. Söz ettiğimiz elit tabaka ile aynı gündemi paylaşmamalarına rağmen görünüşe bakılırsa elitlerle başka bir ortak gündemleri var gibi.
Sean: Mn-hm. Bu sadece İskandinav olan ırk. Başka ırklar var mı. . . Diğer başka hangi ırklardan bahsediyoruz?
Corey: Elbette, Draco ırkı var - Draco İttifakı. Sadece Draco ve insektoid (Böcek) türü varlıklar değil, onlarla birlikte servis veren, (Dünyaları) fethedilmiş ırklar olarak adlandırdığımız ırklar da var.
Söz ettiğimiz Nordik ırklarından birisi, oldukça uzun boylu, yaklaşık 8 fit uzunluğunda, sarı saçlı, iri yarı, altı parmağı olan bir ırk ta var.
Kendi gezegeninin uzun süre önce işkal edildiğinden dolayı, Draco ırkı ile birlikte çalışıp savaşmaktalar.
Sean: Draco Mars elitiyle birlikte çalışıyor mu? Onlar da Marslı mı?
Corey: Çalışıyorlar.
Sean: Bu noktada insanlar, diğer gezegenlerler tarafından  sömürge haline getirilmiş miydi veya diğer gezegenlere gönderilmiş miydi? Bu noktada başka dünyalarda yaşayan insanlar var mıydı?
Corey: Evet, kesinlikle. Bizimle temas kuran bu uzaylıların çoğu kozmik kuzenlerimizdir. Genetik yapıları bizimkinden çok az farklıdır. Onlar kelimenin tam anlamıyla kuzenlerimizdir.
Sean: Mm-hm.
Corey: Dolayısı ile Dünya dışı Varlıklar ile ilk tanıştığımızda, beklentimiz muhtemelen bizim gibi görünen insanlar ile karşılaşmak olacak.
Sean: Gündemin ne olduğu konusundaki soruya dönersek, gezegeni açık ocak madenciliği zihniyetinde, gerekli, doğru...... insan DNA'larından yararlanabildikleri kadar yararlanarak ve kaynakları kolay ve çabuk kullanıp alarak, Dünyayı yok etme temel amaçlarını gerçekleştirip ardından seçkinler için başka bir yerde bir medeniyet oluşturup, gitmek miydi amaçları?
Corey: Temelde, yaşadıklarım. . . Aldığım bilgilerden, gezegeni yavaş yavaş değiştirerek insan nüfusunu azaltmaya çalışıyorlar, böylece diğer Dünyasal olmayan gruplara verebilecekler bir Dünya yaratmaya çalışıyorlar. . . Afrika'nın bir grupa, başka bir gruba da başka bir kıta vaat edilmesi gibi.
Ve eğer bu gündem israrla takip edilseydi Dünya insanı, onların uşağı olabilirdi.
Sean: Mh-mh. Peki bu süreçte insanların nüfusu kolayca azaltılabilir mi, yoksa dünyayı Mars gibi yer değiştirebilir miyiz? (soru pek açık değil-Naci)
Corey: İkisi de. Ve bu hikayenin rahatsız edici, çok daha da rahatsız edici özelliği, Galaktik bir köle ticaretinin olmasıdır. İnsanlar - diğer gezegenlerdeki insanlar da dahil - garip belki ama, başka gezegenlerde yaşayanlar tarafından istenmekte, çünkü biz insanların mühendislik yeteneği; bir şeyleri inşa etme konusunda çok keskin bir yeteneğe sahibiz.
Galaksiler arası köle ticaretine birçok insan, bu amacın dışındaki diğer başka karanlık amaçlar için de getirilmekte.
Sean: Ne gibi?
Corey: Yiyecek olarak kullanılmaktalar, malesef,  seks köleleri gibi . . . Tıpkı kabul ettiğimiz gibi.... Yaparız. . . Sık sık Cabal, insanları teknoloji veya diğer biyolojik maddeler için diğer Güneş sistemlerine satarlar. Böylece, elbette, onlar incelenip ayrıntılı gözden geçirelecekler.
Sean: Tabii ki, insan DNA'sına paha biçilmez ve bazı nedenlerden dolayıDNA'mız çok değerli. İnsan DNA'sında ne var?
Corey: Pekala, insan DNA'sı. . . Onlar, bizim Güneş sistemimize çok uzun süreden beri gelen " genetik çiftçi ırklar " olarak adlandırılırlar ve bizim üzerimizde sayısız denemeler yaptılar.Galaksinin dört bir yanından genler getirerek bizlere eklediler. Ve bunun sonucunda bizlerin genleri yeni genler ile bütünleşti. Dolayısıyla, sanırım genetik açıdan genlerimiz geliştirildi, fakat aynı zamanda genetik yapımızın kullanılmaya oldukça açık bir yapıda olduğu da dezavantajımızdır.
Sean: Hm-hm. Bir taraftan, manipüle edilip kontrolü kolay olurken. Öte yandan, bir tür bilinç yükselmesinin gerçekleştiği düşünülebilir, değil mi?
Kabal'ın gezegeni çeşitli uzaylı ırklarına paylaştırmak için bölme planının başarılı olamadığını gösteren ve aslında negatif amaçlarının sonucunda Dünya insanını belkide yeni bir aydınlanma sürecine soktuğunu gösteren kanıt nedir?
Corey: Şimdi, birkaç yıldır hükümet yetkililerinin, biliyormusunuz "Bilgiyi kontrol etme savaşını kaybediyoruz" diye kapılar arkasında bir takım görüşler belirtiğini duyuyoruz.
İnternet, bu bilgileri her yere yaymakta dolayısı ile insanlar şimdi bunları konuşmaktadır.
İnsanlar arasında bir tür uyanış var ve elit tabaka bunu durduramıyor, yavaşlatamıyor. Tek yapabilecekleri haberleri kontrol etmek ve görmemezlikten gelme.
Sean: Belki de bu, bilinç değişikliğinin bir parçasıdır, ancak zaman çizgisinin değiştirilmesi ile ilgili olan bu tartışma süregelmekte. . .
Corey: Evet.
Sean: . . Bu gerçekleşiyor. Pek çok kişi, kitlesel bilincin neden yanlış hatırladığını Mandela etkisi conceptine yormakta, gerçek mi yoksa pop kültürü ile yapılan bir değişiklik mi ve bizler olanları gerçeğinden farklı bir şekilde hatırladığımızı düşünüyoruz.
Corey: Doğru.
Sean: Peki bu zaman çizelgesinde olan ayrılığı gösteriyor mu? Veya zaman çizgisinde sürekli başka zaman dilimine geçerek yaşanan bölünmeler mi var?
Corey: Pekiala, meydana gelen şey, birleşmeden ziyade çökmüşlük, daha sonra zaman çizgisinde olan sapmalar, bölünmeler çok . . . Bana söylenenler, çok sayıda olayların olduğu - yaşanılan değişiklikler yüzünden, düzeltilen veya zaman çizelgemizden tamamen ortadan kaldırılan çok sayıda olaylar. (20 bölümden oluşan çevirdiğim Galksi Tarihinde Andrew bunlara değiniyor)
Biliyor musun, böylesine bir Mandela Etkisinin kozmik bir seviyede olup olmadığını merak ediyorum, kim bilir belki bir gün, aniden kendimizi kamu oyunun bu konularda tam/yarım aydınlatıldığı bir Dünyada bulacağız- ve bu süreçten geçtiğimizi bile hatırlamayacağız.
Sean: Hadi biraz da "İFŞA" etmeyi tartışalım. "The Arrival (Geliş)" adlı bu yeni film, "Neden uzaylılar burada?" Sorusunu soruyor. Ayrıca, H.G. Wells günlerine döndüğümüzde uzaylı istilasındaki aynı soruyu görüyoruz, değil mi?
Bazen Dünya Dışı Varlıkların istilası yıkıcıdır. Bazen, pozitif olup bize yardım etmek ve bizi daha iyi yöne doğru değiştirmek - örneğin çocukluk çağına döndürmek gibi olumludur.
Corey: Evet.
Sean: Bilinç kayması. ifşa ve Dünya dışı varlıklarının gerçekten var olduğunun ortaya çıkması durumunda gerçek gündemin ne olacağını düşünüyorsunuz? Sonuçta insanlığa çok yıkıcı bir son mu getirecek? " zamanın sonu mu olur bu? Yoksa aslında yeni, daha iyi bir gerçekliğin başlangıcı mı?
Corey: Pekiala, sanırım, her şeyi kontrol eden gizli Dünya kartelleri - şimdi şu an BRICS ittifakı ve diğer gruplardan oluşan Dünya ittifakları - birbirleri ile görüşüp tartışıyorlar.
Er geç ifşada bulunmak zorunda olduklarını biliyorlar, ancak ne tür bir ifşa olacağı üzerinde tartışıyorlar. 50 ila 100 yıl sürecek olan uzun süreli kısmi ifşa istiyorlar.
İnsanlığa karşı işlenen tüm suçların hepsini açıklamaya çok meraklı değiller, bu yüzden, yavaş yavaş açığa çıkmak istiyorlar.
Tam bir ifşa göreceksek, evet, bu olacak. . . Herkesin el ele tutuşup "Kumbaya" şarkısını söylediği bir an olmayacak bu an. Çok rahatsız edici bir zaman olacak.
Sean: Dünya ile kendi avantaj ve kazançları için ilgilenen Dünya dışı hiyerarşiyi açıkladınız. Fakat karşı, dengeleyici bir güç yok mu? Çağırabileceğimiz insanlara yardım etmeye çalışan, iyi niyetli Dünya dışı Varlıklar yok mu? . .
Corey: Evet.
Sean: . . Örneğin, insanlığın bilinç düzeyinde ilerlemesine yardımcı olabilecekler?
Corey: Evet. Bize yardımcı olan, çok yardımsever, yeryüzünde olmayan insanlar. . . Galaksi dev bir bürokrasi gibidir. "Uzay Gemisi" dizisinde gördüğünüz, müdahaleci bir yaşam türü içinde olmayan türlere benzer, tüm kurallara ve yasalara uyanlar var.
Sean: Mn-mn.
Corey: Pozitif grupların birçoğu ruyalarımızda ve telepatik olarak bizlerle ilişki kuruyorlar, yüz yüze iletişim kurmak istemiyorlar. Yüz yüze görüşme yapmaları onlardan beklenmiyor zaten.(Bu da benim anlayamadığım bir yasa???- Naci)
Ve bizi kurtarmak için bizlere yardıma gelmediler. Kendi kendimizi kurtarmamız ve yarattığımız bu karmaşayı temizleyebilmemiz için oyun alanınındaki dengeyi kurarak bize destek olmak için buradalar.
Sean: Öyleyse, Sphere-Being (Küre Varlıklar) müttefiki ile olan ilişkinizi bilmeyenler için soruyorum, bu grup esasen sizin gibi insanlar aracılığıyla ifşa mekanizmasını harekete geçirmek için kendilerine has teknikler mi kullanıyor?
Corey: Kesinlikle. Evet, Küre-Varlık İttifakı. . . Farkında olduğunuz gibi, benim en çok ilişki kurduğum grup 6. Boyuttaki Blue Avian'lar (Mavi-Kuş Türü).  Ve bize olan bakış açıları bizim kendimize olan bakış açımından çok farklı. Yani, biliyorsunuz, hepimiz "Bir'iz". Bizi bir grup bilinç olarak görüyorlar, şizofrenik olan bir grup olarak alıgılıyorlar bizi.
Yani, evet, bizi kurtarmak için değil, oyun alanını teraziye getirip düzenlemek için buradalar, böylece bu geçişi yani yükselişi rahat atlatabiliriz. (bizi daha donanımlı yapıp yükselişe daha çok insanın katılmasını sağlayıp, daha rahat bir geçiş yapabilmemiz için-Naci).
Sean: Dünyanın iki Dünyaya ayrılması fikrini bir tartışmada duyduğumu anımsıyorum. Mandela Etkisi ve zaman çizgilerinin (akımlarının) değişmesi hakkında konuştuk ve bu fikri kabul edenler belki de hali hazırda uyanmış olanlar - daha yüksek bir bilinç seviyesine ulaşanlar - esasında yeni bir Dünya'ya gidecek olanlardır.
Ve "Kendi kendine Hizmet" etmeyi seçenler, temelde, güçlü ego'ya sahip olanlar, daha yüksek bir bilince erişenlerden ayrılacaklar ve bir bakıma bir tür iki farklı gerçekliğe bölünme olacak.
Corey: Mm-hm.
Sean: Bu açıklama size verilen bazı mesajlarla uyum içinde mi? 


Corey: Bir bakıma. En son olarak, bu Mandela Etkisinin kozmik seviyesini tartıştıktan sonra, en çok ilişki kurduğun Blue Evian'lardan olduğunu anladığım Raw-Tear-Eir ile karşılaştığımda, bizi bir kolektif bilinç olarak nitelendirdiler. Kendi gerçekliğini seçen bir grup.
Ve Tear-Eir'in "en uygun geçici gerçeklik" diye tanımladığı yere ulaşmak istiyoruz. Şu anda, bunların hepsi akışkan. Kitlesel bilincimiz var. . . Değişkenlik içinde. Bir karar vermeye çalışıyoruz.
Ve kontrol sistemi tarafından o denli programlandık, bu 3. Boyut gerçekliğine iki elimizle sarılıp yapıştık ve artık 3. Boyut gerçekliğini bırakıp, oluşmakta olan yükseliş sürecine katılmamız isteniyor.
Sean: Doğru. Ve bunu, Mandela Etkisinin genel konseptine mi, yoksa bilincimizin değiştiğine mi yormalı, merak ediyorum, aslında bizi bir anlamda hakkında konuştuğunuz bu yeni realitedeki varlığımıza ve potansiyelimize taşıyor.
Corey: Fazlasıyla. Ve bana iletilen ise, bunların hepsinin katalizötörü, Galaksiden gelen enerjideki değişimlerden dolayı olduğudur.
Güneş sistemimiz Galakside dolaşıyor, büyük bir enerji bulutundan geçiyor. Ve bu enerji Güneş Sistemimize girerek Güneş'imiz yolu ile Güneş Sistemimize yayılıyor.
Dolayısı ile, katalizötörün önemli bir parçası bu, ancak grup bilincimizin bizde, yaşadığımız ve yaşayacağımız şeyler üzerinde, ne kadar etkili olduğuna oldukça şaşırdım. Bu gerçeği biz yaratıyoruz!!!.
Sean: Güçlü olduğunu fark ettim. . . Sanırım iç savaşın göçmenlerle yerel halk arasında olan yada Avrupa'da iç savaş olup olmadığı ya da Amerika'daki yerel haklar arasında Trump plavralarına karşı olan ayrılıkçı Hillary ve Siyahların yaşamı polis güçlerine karşı bir şey ifade edip etmemesi gibi örneklereki palavraları fark etmiş tek kişi ben değilim.
Tıpkı bu böyle. . . Düşük seviye bilinci, fakat kesinlikle iç savaş acendası ileri sürülmekte, yeni soğuk savaş,  ABD ve Rusya arasındaki savaş polansiyeli gündeme itiliyor gibi görünüyor.
Bunların hepsi, bilinç seviyemizi aşağıya çekmeye ve tam kurtulacağımız sırada, bu tür kurallar ile bizleri köleleştirdiklerini anlayacağımız sırada bizi kışkırtarak kontrol etmeye çalışmaları bizim dikkatimizi dağıtmak için mi? Fakat çalışmıyor gibi görünüyor, bu benim görüşüm. Buna katılır mısın?
Corey: Evet, katılıyorum. Ayrıca bir tür serbest- dolaşan köle olduğumuzun farkına varmamızı istemiyorlar. Ama aynı zamanda . . . Bizi, şu anda olan bu savaşları ve tüm delilikleri yaratıp karıştırarak  birbirimize boğazlatıyorlar. Ancak bu durum, herhangi bir ifşa'da bulunmada büyük bir gecikme ve engeldir aynı zamanda.  Bu konuda kaybedeceğimiz herhangi bir hata insanlığa karşı işlenen suç olarak nitelendirilir.
Ve bu yüzden bu durum engelleme olarak da kullanılmakta.
Sean: Hm-hm. Ve yine, bu, günün sonunda bilinç savaşıyla ilgili, değil mi?
Corey: Evet.
Sean: Peki, biz insanlar yükseltmek için uyanmaya nasıl başlıyoruz ? Örneğin bize yardım etmek isteyen bu Dünya Dışı Varlıklarına bilincimizde nasıl erişebiliriz? Doğru yolda olduğumuzu ve bize sunulan imkanları ve rehberlerlikleri anlayıp nasıl bileceğiz?
Corey: Eh, yaşamakta olduğumuz bu yükseliş süreci yüzünden ve bu enerjik değişiklikler yüzünden bize faydalı varlıkların çoğu bizim onlara ulaşmamızı istemiyor. İçimize dönerek ve diz çökmekten vazgeçip ayaklarımız üzerinde durarak, egemenliğimizden vazgeçilemeyeceğini anlıyarak özgür olmamızı istiyorlar.
Sean: Rusya ve Amerika meselesine geri dönersek, temel olarak bu durum hükümetler içinde birbiriyle çatışan iki Dünya Dışı grubun olduğunu mu gösteriyor?
Corey: Evet. Yönetimin üst taraflarına gittiğinizde, kuklar(politikacılar) üzerinde çalışan Dünya Dışı Varlıkların elerini her zaman görmekteyiz.
Evet, bu gruplar öyledir. . . Bu aynı zamanda, bu kurumlar ile Dünya İttifakları arasında bahsettiğim  müzakerelerde, sahnelerin arkasında yaşanan gerginliklerin bir işaretidir.
Sean: Mn-mn. Bu yüzden senaryolara bakarak pozitif bireyleri bu veya şu grubun içinde olduğunu aramamalı?
Corey: Hayır. Bu sistem çöküp İttifak devreye girdiğinde, finansal sistemin 100 yıl boyunca Doğu tarafından kontrol edilmesi planlanıyor ve bu sistemde hala bizlerin - Babil Para Sihiri - diye adlandırdığımız sistem kullanılmaya devam edecek. Yani hala para kullanılacak.
Programdaki birçok insan buna, Yeni Dünya Düzeni 2.0 ya da daha kibar ve daha yumuşak olarak Yeni Dünya Düzeni diyor.
Sean: Doğru. Eğer Gündem gücü sadece Doğu'ya taşımak ve hala bizi köle halinde tutmaksa, bu ülkeler arasındaki anlaşmazlıkların bizler açısından en iyi çözümü ne olur?
Bir grubun veya diğerinin iktidarı ve kontrolü ele geçirerek ve aynı iktidar ve kontrol sistemini devam ettirmemesi için ne yapılabilir. . .
Corey: Tamam.
Sean: . . bizi kontrol ediyorlar?
Corey: Bu tehlike çünkü, mutlak güç dürüstlüğü bozar. Ve senin ve benim davet edilmediği tüm bu müzakereler arka planda cereyan ediyor. Fikrimizi veya ne istediğimizi söyleyemeyeceğiz.
Tüm bunlar arka planda farklı farklı kukla ustaları tarafından sahnelenmekte.
Dolayısıyla, pankartlar ile ve kapıdaki her şeyi kontrol eden insanlar ile sokaklara çıkma noktasına gelene kadar yapılacak pek fazla bir şey yok, çünkü her şey göremediğimiz arka planda oluyor.
Sean: Fakat İfşa'nın bizim farkındalığımızı arttırarak bizi siyasetimizle ve toplumumuzla tekrar ilgilenir bir duruma getirebileceğini düşünüyor musunuz?
Corey: Evet, evet. Sanırım bir kere her hangi bir ifşa olduğunda insanlar oturup mevcut inanç sistemlerine bakıp "Hmm, bunu tekrar değerlendirmem gerek" diyebilecek.
Ve sonra bilinçleri açılacak ve tüm bu gizli saklı bilgileri isteyip arayacaklar.
Sean: Ve esas olarak, insan bilincinin kendi egemenliğini ve kendi gücünü tanıma düzeyine gelmesi gerektiğini söyliyorsunuz. İfşa'nın gerçek başlangıcı da budur. (yani BİZLER, halk-onlar değil- olan bitenin farkındalığı ile başlatacağız İfşa'yı-Naci)
Corey: Doğru.
Sean: İyi niyetli bir Dünya Dışı grubunun "Uzun süreden beri hep beraber buradaydık, ve bizler sizlerin TANRILARıyız ve biz sizi seviyoruz" diyerek İfşa BAŞLAMAYACAK! (dışardan ilahi bir enerji gelip bize yardım etmeyecek!-Naci)
Corey: Doğru.
Sean: "Ve biz yardım etmek için buradayız." Durum böyle olmayacak.
Corey: Doğru. Şimdi, hepsi bu. . . Bütün bu değişim, hepsi, bilincin etrafında oluyor.
Yaşamakta olduğumuz değişim, enerjik değişiklikler, hepsi bizim bilincimizle ilgili. Ve ortak yaratıcı bilincimiz, bu dünyayı güzel bir yere dönüştürme kabiliyetine sahiptir.
Ancak şimdi, ortak yaratıcı bilincimiz bu karanlık grupların yaptığı kara büyünün temelini oluşturmakta, büyü gücünü Ortak- Yaratıcı- Bilincimizden almaktalar. Dolayısı ile zekice ortak yaratıcı bilincimizi bize karşı kullanıyorlar.
Sean: Sonunda, hangi grubun bu sihiri ve karanlık güçleri bize karşı kullandığından biraz daha bahsetmek istersek, Mars elit tabakasından biraz daha bahsedelim. Draco hakkında konuştuk. Nordik'lerin daha az. . . saldırgan olamsından ziyade çok daha hayırsever. . .
Corey: Bazıları.
Sean: . .  durumuna göre, değil mi? Diğer önde gelen oyuncular, örneğin Grays'ler nedir? Bunlar bu olayların neresinde?
Corey: Grays'lerin de pek çok farklı türleri var. bir şekilde biraz sürüngene benziyor, bazılarının deri pulları daha küçük, fakat tamamen Grays'lere benzemekteler.
Bazıları da bizlerin yarattığı. . . Sanırım Steven Greer, "Gizli Uzay Programı, Gizli Uzay Program grupları" için "programlanmış yaşam biçimleri" terimini kullandı; bunlar, ne olup bittiğini bulmak için Dünya Dışı Yaratıkları tarafından kaçırılan kişileri yeniden kaçırdığında kullanacaklardı. . Yeniden kaçırılan kişiyle iletişimde bulunmak için bu programlanmış yaşam formlarından birini kullanacaklardır.
Ancak burada bulunan farklı Grays'ler var ve onlar hakkında farklı öyküler var, bunları farklı Boyutlardan geliyor ya da geleceğimizden geliyor gibi.
Bazıları için bu doğru olabilir, ancak Gray kategorisine giren bazıları yerel yıldız kümemizdeki gezegenlerden gelmekte. 


Sean: Kediye benzer Varlıklar hakkında bir şeyler duydum. . .
Corey: Evet.
Sean: . . Aslında yapıcılar ve muhtemelen Dünya üzerindeki genel hayatta nesnel hayırsever ve yardımsever oldukları söylenebilir. Bahsettiğiniz gibi hala farklı yoğunluklarda ve farklı boyutlardalar mı?
Corey: Evet. Programlarda çok iyi biliniyorlar. Ve üzücü bir şekilde, üzerlerinde yakalama veya öldürme emri var. Bu Varlıklar çok yardımsever, çok sevecen ve bilincimizin değişim sürecinde bize yardım etmek için buradalar.
Bu programlar, bu gizli programlar onları yakalayıp; sanırım, tam bilmiyorum ama, sorgulamak ya da onlar hakkında daha fazla bilgi edinmeye çalışıyorlar.  Ancak onları yakalamaya çalışırken çok zorlandılar.
Sean: Yani, bu kedigiller, Dünya üzerindeki yaşamın gerçek Ata ırkı mı - insan yaşamı için de mi bu geçerli bir teori?
Corey: Ben o kadar uzaklara gidebileceğimi sanmıyorum. Genetik olarak bizimle oynadıkları konusunda herhangi bir bilgiye raslamadım. Ruhsal açıdan daha çok ilgileniyor gibiler.
Sean: İnsanların merak ettiği, Ata ırk olarak adlandırılan, Annunaki gibi, yaşam tohumlarını Dünyaya atan bir ırk var mı?
Corey: Evet. Bilgiler, bu iki gezegende ilk kez bu savaşlar yaşandığında, Asteroid Kuşak'in şu anda bulunduğu yerde dev bir süper Dünya vardı.
Ve hakkında konuştığumuz Varlıklar vardı büyük felaket Dünya'ya taşındıktan sonra yaşam formları üzerinde oynanmaya başlandı.
Sean: Hala Dünyadaki hayata müdahale ediyorlar mı? Bahsettiğiniz gibi rüyalar yoluyla ve bilincin farklı Boyutlarıyla halen izlemeyi ve yardımı sürdürüyorlar mı?
Corey: Bilgilerim, bu grubun yavaşça bir nevi entegre olması. Etrafta bu varlıklardan Saf-Kan olan çok az sayıda örnek var. Çok büyük bir kısmı insanlarla birleşmiş ve gezegenimizi kontrol altında tutarak yaşamlarını sürdürüyorlar. Dolayısı ile bu durum onların gündemi gibi görünüyor.
Sean: Fakat insanlara daha fazla yardımseverler ya da aslında dilekleri. . . Dünyasal olmayan bu güçlere karşı onların da istedikleri insanların istedikleri ile aynı mı?
Corey: Hayır diyemiyeceğim. Kendi gündemlerine odaklanmış görünüyorlar ve aynı zamanda nüfusu kontrol etmek istiyorlar.
Sean: Yani günün sonunda, kontrol arayışı içinde olan bir sürü Dünya dışı Varlık'larımız var. Bana öyle geliyor ki mesajınız "Bakın, bir insan olarak, hayatınızın gidişatı ve yaşam yolculuğunuzdaki bilinçliliğinizin gelişmesinde doğru olanı yapmayı gerçekten istiyorsanız, temel olarak kendinizi daha çok "Başkalarına-Hizmet" yapmaya adamak zorundasınız..." diyor.
Corey: Doğru.
Sean: . . İç Dünyanıza odaklanmak ve dış çevrenizdeki güçler tarafından yapılan manipülasyonlardan daha fazla etkilenmemelisiniz.
Corey: Kesinlikle. Ve Blue Avian mesajındaki de tam buydu. Başkalarına- Hizmet vermek için her gün daha fazla çabalamamız gerektiğini belirttiler. Sadece başkalarını değil, kendimizi de bağışlamamız lazım; bu da, istemediğimiz, hatırlamak istemediğimiz tüm karanlık yerlerimizdeki ışığı artırarak parlatıyor.
Ve sonra, yüksek bir titreşim diyetine ihtiyaç duyduğumuzdan bahsettiler çünkü bedenimiz ruhsal olarak büyümemiz ve bilinçliliğimizin gelişmesi için doğru frekansta olmalıdır.
Ve eğer bunu yaparsak, her bireyin teker teker değişmesi sonucunda Dünya'nında değişeceğini söylediler.
Sean: Başlamak için muazzam bir neden. Dolayısıyla her bir insanın kendisi, Dünyada görmek istediği değişim olabilir.
Corey: Doğru.
Sean: Bugün bana katıldığınız için çok teşekkürler, Corey. Harika bir konuşma.
Corey: Teşekkür ederim. Bu bir zevkti.
Sean: Sanırım istediğinizi elde ettiniz. Corey Goode'den büyüleyici bazı bilgiler alındı. Her konuda hem fikir olmayabirsiniz, veya söylenen herşeye inanmayabilirsiniz. Ayrıntılı bilgi için  spherebeingalliance.com web sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Unutmayın, gerçeğe giden yol tehlikeli bir yoldur ve sürekli yeniden değerlendirme gerektirir.  Ben Sean Stone. Unutma, sen devrimsin.

Çeviren Naci Gülşan

1 yorum: