Yıllardan beri UFO’ların dünyaya geldiği hep söylenilirdi.
Birçoğumuz, ben dahil bu konuya pek dikkatimizi vermeyip alaycı bir tavır
takınırdık. Büyük devletler konuyu hep inkar edip saklamaktaydılar, bugün dahi
bu gizleme kısmen sürmekte, artık o kadar çok görgü tanığı ve devlet
projelerinde çalışmış açığa çıkıp ta herşeyi anlatanlar varki gerçek artık
saklanamayacak durumda, çok yakında bire
bir ‘ilk ilişki’ gerçekleşecek. Yani kitlelerin önüne inip bizler varız
diyecekler. Bakınız gizli olan UFO dosyaları yavaş yavaş açılmaya başlandı.
Artık uçan gemilerin varlığından şuphe duymamıza gerek yok. Bunların nereden ve
neden geldikleri, kim oldukları ve amaçları konusunda kafa yormak lazım. Binlerce
yıldan beri bizlerden saklanan geçeği öğrenmek için çaba sarfetmeli, görgü
tanıklarına başvurup onların deneyimlerinden gerçeği öğrenmeli, zaten görgü
tanıkları gönüllü olarak deneyimlerini paylaşmaktalar. Olanları öğrenmek
bizlerin doğal hakkıdır, sözkonusu olan bizlerin yaşamı.
Farkında olsak ta olmasakta Dünya ve Boyut dışı varlıklar bizi ziyaret etmekte,
izlemekte vede bizler üzerinde bilimsel deneyler yapmaktalar. Deneyler ‘Uzay
Gemi’ lerine kaçırılarak yapılmakta. Olayın bilincinde olanlar kendilerine
neler yapıldığını kitaplarda, internette
anlatmaktalar. ‘Kaçırılma’ dan hiç kimsenin şüpesi olmamalı, sayı birkaç
yüzbine varmış durumda.
Önceki kaynaklarda ziyaretçilere Melek, Devata, Tanrı günümüzde
ise UFO’lar denmekte aslında kabaca aynı varlıklarlar kastediyor. Dünya dışı
varlıkları, içinde bulunduğumuz 15 Boyut’tun her hangi bir yerinden olabileceği
gibi Evrenin dışından da gelebilmekteler.
568-570 Milyon yıl önce kurulmuş ve 1ci Yoğunluk’tan 4cü
‘Yoğunluk’ a kadar olan10 Milyon Yıldız ırklarına hizmet veren ‘Gardiyan
Melekleri’ adı altınta oluşan konsey tarafından yazılan ‘ Voyagers – I’
kitabından şu bölümü özetlemek isterim; “gerçeklerin Matematik ve Geometride
saklı olduğunu mutlaka anlamanız gerekir. Matematikte çok katlı dünyalar
(paralel yeryüzü) ve Boyutlar belirtilmiştir, birgün bu teori, kanıtlanmış
gerçeğiniz olacaktır. Evrende Yerüzüne paralel yeryüzü sistemleri ve sizi diğer
dünyalarla birleştiren Yıldız Geçit Kapıları vede dünyanın diğer versiyonları
mevcuttur. Sözü geçen Dünyaların birçoğu sizden daha ileri teknolojiye
sahiptirler. Bunlarda bazıları Yıldız Geçit Kapı sistemlerinin nasıl
çalıştığını bildiklerinden sizin Dünyanıza gelmekteler, siz de sistemin nasıl
çalıştığını bilseydiniz onların dünyalarına gidip araştırma yapabilirdiniz. Görünen
UFO’lar iki şekilde, fiziksel ve ışıksal olarak sizlere görünmekteler. Gördüğünüz
uçan cisimlerin çoğu gerçek araçlar olup, Dünya kökenli yada Uzay kökenli
olmaktalar vede sizin içinde bulunduğunuz Boyut’a aittirler. (Dünya kökenli
diyorlar çünkü büyük devletlere uçan gemi yapma bilgisi hali hazırda
verilmiştir yani büyük devletlerin de uçan gemileri var. Bundan başka gerçek
Uzaylı yapımı, bozularak düşmüş gemilerde var ellerinde, tabi bunlar hep
saklanmakta). Diğer UFO türü olan ışıksal oluşumlar flaş veya daha büyük ışık
kümesi/kitlesi
ve küresel ışık olarak belirir. Bina içinde veya dışında vede 3 boyutlu
oluşabilirler. Fiziksel cisim gibi çok belirli olmadıklarından genellikle pek
dikkate alınmazlar.
Yıldız Geçit Kapıları kullanılarak bizler ile birlikte
yaşayan sanki Dünya evleriymiş gibi davranan aslında evrende başka Dünyalara
ait olan bilinçli yaratıklar da vardır ki, bunlar Dünyaya yakın veya bitişik
alt ve üst Boyut’lardan gelirler. Yani geçmişte, gelecekte ve altarnatif-şimdiki
zamanda yaşayan bazı varlıklar hep birlikte Dünyada bulunmaktalar. Fakat bu
canlıların büyük çoğunluğu bugünkü insan formunda değiller. Oldukça zeki
olup insan olmayan türler de sizin Evreninizde bulunmaktalar. Şok olmamanız için
bu gerçeği olabildiğince çabuk kabullenmenizi tavsiye ederiz.
Uyan İnsanoğlu! Eğer hala devletin ve medyanın UFO lar ve
dünya dışı canlılar hakkında sizlere söyledikleri yalanlara sorgusuz
inanıyorsanız içinde bulunduğunuz yaşamın gerçeklerine etkin bir şekilde
kendinizi körleştirip güçsüzleştiriyorsunuz. Eğer Evrende Dünya insanının
yalınız ve çok gelişmiş olduğunu düşünüyorsanız, derin bir gaflet içindesiniz,
önümüzdeki 50 - 60 yılda bu gerçek yaşanılır olunca kabullenmede çok güçlük
çekeceksiniz. Eğer hazırlanırsanız bu gerçeğe uyanmak ve kabullenmek ağrılı ve
sıkıntılı olmaz.
Görünen cisim ve ışıklar her zaman bilinçli olarak
yapılan ziyaretler olmayabilir. Bunlar çok katlı olan Boyut sisteminin çalışma
mekanizmalarına ait, kendiliğinden doğal olarak da oluşabilirler. Bu türde beliren
varlıklar değişik formlarda kısa sürelerde paralel sistemlerden gelerek belirmekteler.
Bazen bizlere gökyüzünde beliren sigara şeklinde görülen obje, aslında paralel
sistemde olan belkide ev, araba veya hiç alakası olamayan bir tür hava durumu, kaza
ile bizim zaman alanına girip belirmiş olabilir. Yani her görülen cisim o
varlığın veya cismin tam doğru formunu olmayabilir bu durum hazırlıklanmadan,
kaza ile Boyut’tan Boyut’a geçişin
verdiği bozulma nedeni ile olmaktadır. Hatta Şimşek, Gök gürlemesi, manyetik
alan dalgalanmaları bilim adamları tarafından dünyadan kaynaklandıkları ileri
sürülse de aslında diğer Boyut’larda oluşan olayların artıklardır”.
Görüldüğü üzere durum o kadar net değil, bu durumlar ile
karşılaşıldığı zaman kimin ne olduğunu anlamak bizlere düşüyor. Görünmez
olabildikleri gibi, üstelik, şekil değiştirebildiklerinden bizlere canlı veya
cansız made olarak istedikleri şekilde görünürlerde.
Bu olayın fiziksel boyutu, bir de fiziksel olmayan, gözle
görülmeyen boyutu da varki bunlar rüyalarda gerçekleşmekte. Dünyada veya Dünya
dışında yaşayan söz konusu canlılar bizlerle uykumuzda ilişkiye geçmekteler. Bilindiği
üzere değişik bilinç durumları mevcut; uyku durumu, rüya durumu, uyanıklık
durumu ve yüksek düzeyler. Her bilinç durumu içinde yaşadıklarımız bizler için gerçek
olarak algılanmakta, rüyada yüksekten düşüyoruz ve bu durumu gerçek olarak
algılıyoruz, değilmi? Rüya bilincinde rüyayı görürken gerçek olarak algılayıp
yaşıyoruz. Rüyalar bir başka boyut’ta olmakta demek pek yanlış olmasa gerek,
verdiğim örnekte yüksekten düşmemize rağmen ölmüyoruz çünkü o boyutta ölüm yok.
Rüyalar çok derin düzeyde uyanıklık bilinç düzeyi ile bağlantılıdırlar aynı
zamanda. Rüyalarda başka zamanlara ait olan canlılar ile ilişkiler de
gerçekleşmekte. Genelikle bunun farkında olmayız. Hele hele bugünlerde rüyalardaki
ilişki çok artmıştır. Durumu her zaman negatif olarak algılamamak gerekir, aynı
zamanda öğretim amaçlıdır. Özellikle ilişkiye geçenler Aghartalılar ise ki
Aghartalılar dünya küresinin içinde yaşayan insan ırkıdır. İnsan rüyalarda
alınıp eğitimden geçirilmekte, edinilen deneyimler yeri geldiğinde kullanılmak
üzere depolanmaktadır. Dünya, düşük seviye ve yüksek seviye olarak ikiye
ayrılmakta. Tahmin edeceğiniz gibi düşük seviyede, Dünyanın dış yüzeyinde
yaşanlar yani bizler, yüksek seviyede, yer küresinin içinde yaşayan
Aghartalılar bulunmakta. Aghartalılar teknolojik açıdan bizlerden ileri,
oldukça iri, uzun boylu insanlardır. Zaman zaman Dünya işlerine karışmaktadırlar
da, Kurtuluş Savaşında İngilizlerin anlattıkları gibi “Dev gibi insanlar dev
gibi atların üstünde belirdiler ve bizleri yerle bir ettiler”.
Zeta(aşağıda bahsedilecek), resmi devletler ve bizi
yöneten insan olmayan kitle (illuminati) çok iyi iş başarıp dünya insanına, ziyaretçilere karşı
korku ve inançsızlık aşılamışlardır. Kitlelerin beyni yıkanarak, kendi
deneyimlerini ve Dünya içi ve dışında bulunan kardeş insan ırklarının varlıklarına
karşı duyarsız ve inkarcı kılınmışlardır. Bundan dolayıdır ki yararlı ve
yararlı olmayan ziyaretçiler bireysel insanları ve küçük toplulukları seçip
haberleşme yolunu seçmişlerdir. (yararlı olmayanlar, kolaylıkla
kandırılabilecek bireyleri seçmekteler. Kandırma Keylonta kodları kullanırak
yapılmakta). Sonuç olarak bizler en doğal hakkımız olan Ziyaretçileri tanıyıp Onlar
ile karşılaşmaya kitlesel olarak hazırlanamadık. Bu tür ilişkiden bizlerin
kazanacağı çok şey var. Bu kadar hastalığın olmadığı, aramızda savaşın olmadığı,
yüksek teknolojinin kullanımı ile refah ve uzun yaşamı düşünün.
İki çeşit zaman kapısından söz edilmekte;
Zaman Portal Sistemi; İçinde
bulunduğumuz 3 Boyut’lu zaman frekansı sisteminde, Boyut’lar arasında oluşan
kapılar sistemi. Aynı ‘Yoğunluk’ (zaman dilimi) içindeki zamanlara geçişi
sağlayan kapılar. Bizim Evrende 5 Yoğunluk, her bir yoğunluk ta 3 Boyut
bulunmakta. Bizler 1. Yoğunluk’ta 3. Boyut’ta bulunmaktayız. 4230 yılında 3.
Boyut’u bitirip 4. Boyut’a geçeceğiz. Böylelikle 1. Yoğunluk’u tamamlayıp 2.
Yoğunluk’a geçmiş olacağız.
Boyutsal Kilit Sistemi; Bu kapı sistemi
ise Yoğunluk’lar arasında hareket etmek için kullanılmakta. Oysa Zaman Portal
Sistemi sadece Boyutlar arasında kullanılmataydı.
Voyager adlı kitapta belirtilen Ziyaretçilere kabaca göz
atalım;
Zeta Reticuli : (Küçük
Grey’ler)
Zeta’ların ruhsal açıdan gelişime olanakları yoktur. Bu
yüzden diğer ırklarla kardeşce bir bağlantı kurma ihtimali olamamaktadır.
Onlarda bizler gibi evrimleşme safasındalar. Zetalar bizimle birlikte vede fiziksel
formda yaşamaktalar, sen ve ben gibi aramızdalar ama orijinali bizim
gezegenimize ait olmamakta, Yıldız Zaman Kapılar’ının bilgisine hakim
oldularından 3. Boyut’un başka zamanına ait olan gezegenden gelmekteler.
Sürüngen Draco adı altında olan başka yaratıklarla birlikte, büyük devletlerle
anlaşma yaparak ‘Kaçırılma’ denilen eylemlerin sorumlusudurlar. Dünya insanına
yararlı varlıklar değildir. Soyları kurumaya yüz tutmuş bir ırk olmalarından
dolayı insan ırkı ile birleşip soylarının devamını sürdürme peşindeler. Hali
hazırda bunu gerçekleştirdikleri biliniyor, yani Zeta Reticuli – İnsan (homosapien)
soyu türetilmiştir. Şu anda yeni tür varlık Dünya atmosferine uyum sorunu
nedeni ile Dünyada bulunmamakta. Bashar isimli varlıklar bu yeni türdendir, medyumlar vasıtası ile bizlere yardım etmekteler. Nede olsa yarı yarıya Dünya insanı, Beyni Zeta kalbi insanmış. Bizlerden 300 yıl sonraki zaman diliminde Düyaya benzeyen başka bir gezegende yaşamaktalar.
Zeta canlı türü çok değişik formlarda var olmaktalar. Yukarıda görülenler sadece bir kaç örneği. Sürüngen, Sinek/Örümcek şeklinde olanlarıda var. Yalınız küçük olanlar Dünya atmosferine girebilmekteler. Türler hep Gen mühendisliği ile yaratılmışlar. Boyutsal Kilit Sistemi bilgisine çok azda olsa hakim olduklarından dolayı 3. Boyut’un biraz dışında ‘görüntülerini tutarak’ görünmez olabilmekteler. Zetalar bitişik Boyut’larda da belirirler, hologram tekniğini de hakimdirler.
Zeta canlı türü çok değişik formlarda var olmaktalar. Yukarıda görülenler sadece bir kaç örneği. Sürüngen, Sinek/Örümcek şeklinde olanlarıda var. Yalınız küçük olanlar Dünya atmosferine girebilmekteler. Türler hep Gen mühendisliği ile yaratılmışlar. Boyutsal Kilit Sistemi bilgisine çok azda olsa hakim olduklarından dolayı 3. Boyut’un biraz dışında ‘görüntülerini tutarak’ görünmez olabilmekteler. Zetalar bitişik Boyut’larda da belirirler, hologram tekniğini de hakimdirler.
Zetalar bedenin bio-enerjik yapısından olan, duygusal
enerjisinden yoksullardır. Dolayısı ile tam olarak ‘Değişme tekniği’ni
kullanamamaktalar. Fiziksel olarak şekilden şekile girmeği yapabilmelerine
rağmen, uygulama aslında onların biyolojik yapısını çok yıpratmakta, dolayısı
ile daha çok başka bir frekans tekniği
olan ‘Frakans Karıştırma’ yı kullanmaktalar. Kendilerini görenlerin beyin
frakanslarını bozup, görünmez oluyorlar.
Iyi bir haber, Zetaların tümü Dünyadan sürülmüşlerdir. Artık Yeraltında Zeta bulunmamakta.
Iyi bir haber, Zetaların tümü Dünyadan sürülmüşlerdir. Artık Yeraltında Zeta bulunmamakta.
Uzun iskelet gibi, ‘Peygember Devesi’ görünümlü insanlığa faydalı yaratıklar. Genellikle Öğretmen görevini üstlenmişlerdir. Boyları 3,5 metreye varır. Dünya İnsanlarının yanısıra, Zetalara ve diğer Boyut’lardaki ırklarada yardımcı olurlar. 3. Boyuta ve paralel Dünyalara ait değiller, Yaşadıkları Evren, Boyut’lar arasında bulunmakta ve Yıldız Geçit Kapılarını kullanarak Dünyaya ulaşmaktalar. Zetalara göre daha üstün teknolojileri vardır. Her zaman birlik için, kardeşlik için çalışırlar. Zetaların bazı türlerini iyileştirip adam ettikleri bilinir.
Rhanthunkeana :
(Ranthia)
(Resim bulamadığım için bulana kadar resimsiz idare
edeceğiz.)
Ranthia’lar da 3. Boyut’a ait yaratıklardır. Çok uzak
yıldız sistemlerinden gelmekteler. Yıldız Geçit Kapılarının bilgisine tam
sahiptirler. Ekinler üzerinde oluşan geometrik şekilleri yapanlardır.
İnsanoğlunun Dünyada var oluşundan bu yana Dünyaya gelip Dünya işleri ile
ilgilenmekteler. İnsanlığa yararlı varlıklardır. İç ve dış kötü güçlere karşı
insanlığa ve Dünyaya gardiyanlık yapmışlardır. Zetalar gibi Onlar da görünmez
olabilmekteler ama madde gibi yoğun değiller, bizler gibi bedenleri yok,
istediklerinde bedenleşebilmelerinin yanısıra ayrıca hologram teknolojisine de
hakimler. Hologramı kullanmak daha az enerji sarfına neden olmakta, genellikle ışık formunda oluşurlar. Su gibi,
değişik formlara bürünebilmekteler.
Yukarıda sayılanların dışında Dünya işlerine karışan
başka varlıklar da var, daha ileriki yazılarımda yeri geldikçe değineceğim.
Altta “Meleklere özgü gerçekler’ adlı kitaptan alınmış insan
ırkları yer almakta. Irklar ‘Gardiyan Melekleri Konsey’ üyeleridirler aynı
zamanda.
Sol kısım, yukarıdan aşağıya;
- Zionite ‘Arion’: Altın soyundan
gelen (İnsanın Yardılışı başlıklı yazıya bakınız) , insan-Aethien-Zephelium
karışımı Balık Adam.
- Turanism-1 ‘Azara’: Zümrüt -
Altın soyu karışımı, orijinal Taran melek insan ırkı. (İlginç, Turanism, insan
ırkını yaratmak için kurulan projelerden biri, 3 projede 3 değişik insan
yaratılmıştır, umarım zamanım olurda bu konuları da Türkçeleştiririm.)
- Zeta-Reticuli Grey ‘Amera’ : Zümrüt
– Altın Soyu (geliştirilerek devamlı yapılan biolojik yapıyı yenileme çalışmaları
ile ortaya çıkmış Orionlı Zeta, bilindiği gibi Zetanın çok çeşiti var.)
Orta kısım, yukarıdan aşağıya;
- Anuhazi Büyüğü : Zümrüt Soyu.
(‘Sirian Beyaz’ Lyran-Sirian-Elohei Yüksek Konseyinin üyesi)
- İnsan-Zionite karışımı ‘Jonathan’ : Zümrüt
– Altın Soyu (Ur din adamı, Dünyanın iç küresinde)
Sağ kısım, yukarıdan aşağıya;
- Aethien : Altın Soyu
(Peygember Devesi şeklinde, Pagasus sistemi)
- Queventelliur : Zümrüt – Altın
Soyu (Dünyanın iç küresi, maymun-insan karışımı. (Big Foot)
- Arcturian ‘Dralov’ :
Ametis - Altın Soyu (hem karada hem suda
yaşayan ‘yüzer-gezer’ İnsan)
- Rhanthunkeana ‘Suehenatunaz’ : Altın
Soyu (Lyralı ‘Kristal varlıklar- Procyon yıldızı Kuş İnsanlar’ karışımı.)
Çeviren Naci Gülşan
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSil