30 Ağustos 2012

Ziyaretçiler


Yıllardan beri UFO’ların dünyaya geldiği hep söylenilirdi. Birçoğumuz, ben dahil bu konuya pek dikkatimizi vermeyip alaycı bir tavır takınırdık. Büyük devletler konuyu hep inkar edip saklamaktaydılar, bugün dahi bu gizleme kısmen sürmekte, artık o kadar çok görgü tanığı ve devlet projelerinde çalışmış açığa çıkıp ta herşeyi anlatanlar varki gerçek artık saklanamayacak durumda,  çok yakında bire bir ‘ilk ilişki’ gerçekleşecek. Yani kitlelerin önüne inip bizler varız diyecekler. Bakınız gizli olan UFO dosyaları yavaş yavaş açılmaya başlandı. Artık uçan gemilerin varlığından şuphe duymamıza gerek yok. Bunların nereden ve neden geldikleri, kim oldukları ve amaçları konusunda kafa yormak lazım. Binlerce yıldan beri bizlerden saklanan geçeği öğrenmek için çaba sarfetmeli, görgü tanıklarına başvurup onların deneyimlerinden gerçeği öğrenmeli, zaten görgü tanıkları gönüllü olarak deneyimlerini paylaşmaktalar. Olanları öğrenmek bizlerin doğal hakkıdır, sözkonusu olan bizlerin yaşamı.
Farkında olsak ta olmasakta Dünya  ve Boyut dışı varlıklar bizi ziyaret etmekte, izlemekte vede bizler üzerinde bilimsel deneyler yapmaktalar. Deneyler ‘Uzay Gemi’ lerine kaçırılarak yapılmakta. Olayın bilincinde olanlar kendilerine neler yapıldığını kitaplarda,  internette anlatmaktalar. ‘Kaçırılma’ dan hiç kimsenin şüpesi olmamalı, sayı birkaç yüzbine varmış durumda.
Önceki kaynaklarda ziyaretçilere Melek, Devata, Tanrı günümüzde ise UFO’lar denmekte aslında kabaca aynı varlıklarlar kastediyor. Dünya dışı varlıkları, içinde bulunduğumuz 15 Boyut’tun her hangi bir yerinden olabileceği gibi Evrenin dışından da gelebilmekteler.  
568-570 Milyon yıl önce kurulmuş ve 1ci Yoğunluk’tan 4cü ‘Yoğunluk’ a kadar olan10 Milyon Yıldız ırklarına hizmet veren ‘Gardiyan Melekleri’ adı altınta oluşan konsey tarafından yazılan ‘ Voyagers – I’ kitabından şu bölümü özetlemek isterim; “gerçeklerin Matematik ve Geometride saklı olduğunu mutlaka anlamanız gerekir. Matematikte çok katlı dünyalar (paralel yeryüzü) ve Boyutlar belirtilmiştir, birgün bu teori, kanıtlanmış gerçeğiniz olacaktır. Evrende Yerüzüne paralel yeryüzü sistemleri ve sizi diğer dünyalarla birleştiren Yıldız Geçit Kapıları vede dünyanın diğer versiyonları mevcuttur. Sözü geçen Dünyaların birçoğu sizden daha ileri teknolojiye sahiptirler. Bunlarda bazıları Yıldız Geçit Kapı sistemlerinin nasıl çalıştığını bildiklerinden sizin Dünyanıza gelmekteler, siz de sistemin nasıl çalıştığını bilseydiniz onların dünyalarına gidip araştırma yapabilirdiniz. Görünen UFO’lar iki şekilde, fiziksel ve ışıksal olarak sizlere görünmekteler. Gördüğünüz uçan cisimlerin çoğu gerçek araçlar olup, Dünya kökenli yada Uzay kökenli olmaktalar vede sizin içinde bulunduğunuz Boyut’a aittirler. (Dünya kökenli diyorlar çünkü büyük devletlere uçan gemi yapma bilgisi hali hazırda verilmiştir yani büyük devletlerin de uçan gemileri var. Bundan başka gerçek Uzaylı yapımı, bozularak düşmüş gemilerde var ellerinde, tabi bunlar hep saklanmakta). Diğer UFO türü olan ışıksal oluşumlar flaş veya daha büyük ışık kümesi/kitlesi ve küresel ışık olarak belirir. Bina içinde veya dışında vede 3 boyutlu oluşabilirler. Fiziksel cisim gibi çok belirli olmadıklarından genellikle pek dikkate alınmazlar.
Yıldız Geçit Kapıları kullanılarak bizler ile birlikte yaşayan sanki Dünya evleriymiş gibi davranan aslında evrende başka Dünyalara ait olan bilinçli yaratıklar da vardır ki, bunlar Dünyaya yakın veya bitişik alt ve üst Boyut’lardan gelirler. Yani geçmişte, gelecekte ve altarnatif-şimdiki zamanda yaşayan bazı varlıklar hep birlikte Dünyada bulunmaktalar. Fakat bu canlıların büyük çoğunluğu bugünkü insan formunda değiller. Oldukça zeki olup insan olmayan türler de sizin Evreninizde bulunmaktalar. Şok olmamanız için bu gerçeği olabildiğince çabuk kabullenmenizi tavsiye ederiz. 
Uyan İnsanoğlu! Eğer hala devletin ve medyanın UFO lar ve dünya dışı canlılar hakkında sizlere söyledikleri yalanlara sorgusuz inanıyorsanız içinde bulunduğunuz yaşamın gerçeklerine etkin bir şekilde kendinizi körleştirip güçsüzleştiriyorsunuz. Eğer Evrende Dünya insanının yalınız ve çok gelişmiş olduğunu düşünüyorsanız, derin bir gaflet içindesiniz, önümüzdeki 50 - 60 yılda bu gerçek yaşanılır olunca kabullenmede çok güçlük çekeceksiniz. Eğer hazırlanırsanız bu gerçeğe uyanmak ve kabullenmek ağrılı ve sıkıntılı olmaz. 
Görünen cisim ve ışıklar her zaman bilinçli olarak yapılan ziyaretler olmayabilir. Bunlar çok katlı olan Boyut sisteminin çalışma mekanizmalarına ait, kendiliğinden doğal olarak da oluşabilirler. Bu türde beliren varlıklar değişik formlarda kısa sürelerde paralel sistemlerden gelerek belirmekteler. Bazen bizlere gökyüzünde beliren sigara şeklinde görülen obje, aslında paralel sistemde olan belkide ev, araba veya hiç alakası olamayan bir tür hava durumu, kaza ile bizim zaman alanına girip belirmiş olabilir. Yani her görülen cisim o varlığın veya cismin tam doğru formunu olmayabilir bu durum hazırlıklanmadan, kaza ile  Boyut’tan Boyut’a geçişin verdiği bozulma nedeni ile olmaktadır. Hatta Şimşek, Gök gürlemesi, manyetik alan dalgalanmaları bilim adamları tarafından dünyadan kaynaklandıkları ileri sürülse de aslında diğer Boyut’larda oluşan olayların artıklardır”. 
Görüldüğü üzere durum o kadar net değil, bu durumlar ile karşılaşıldığı zaman kimin ne olduğunu anlamak bizlere düşüyor. Görünmez olabildikleri gibi, üstelik, şekil değiştirebildiklerinden bizlere canlı veya cansız made olarak istedikleri şekilde görünürlerde.  
Bu olayın fiziksel boyutu, bir de fiziksel olmayan, gözle görülmeyen boyutu da varki bunlar rüyalarda gerçekleşmekte. Dünyada veya Dünya dışında yaşayan söz konusu canlılar bizlerle uykumuzda ilişkiye geçmekteler. Bilindiği üzere değişik bilinç durumları mevcut; uyku durumu, rüya durumu, uyanıklık durumu ve yüksek düzeyler. Her bilinç durumu içinde yaşadıklarımız bizler için gerçek olarak algılanmakta, rüyada yüksekten düşüyoruz ve bu durumu gerçek olarak algılıyoruz, değilmi? Rüya bilincinde rüyayı görürken gerçek olarak algılayıp yaşıyoruz. Rüyalar bir başka boyut’ta olmakta demek pek yanlış olmasa gerek, verdiğim örnekte yüksekten düşmemize rağmen ölmüyoruz çünkü o boyutta ölüm yok. Rüyalar çok derin düzeyde uyanıklık bilinç düzeyi ile bağlantılıdırlar aynı zamanda. Rüyalarda başka zamanlara ait olan canlılar ile ilişkiler de gerçekleşmekte. Genelikle bunun farkında olmayız. Hele hele bugünlerde rüyalardaki ilişki çok artmıştır. Durumu her zaman negatif olarak algılamamak gerekir, aynı zamanda öğretim amaçlıdır. Özellikle ilişkiye geçenler Aghartalılar ise ki Aghartalılar dünya küresinin içinde yaşayan insan ırkıdır. İnsan rüyalarda alınıp eğitimden geçirilmekte, edinilen deneyimler yeri geldiğinde kullanılmak üzere depolanmaktadır. Dünya, düşük seviye ve yüksek seviye olarak ikiye ayrılmakta. Tahmin edeceğiniz gibi düşük seviyede, Dünyanın dış yüzeyinde yaşanlar yani bizler, yüksek seviyede, yer küresinin içinde yaşayan Aghartalılar bulunmakta. Aghartalılar teknolojik açıdan bizlerden ileri, oldukça iri, uzun boylu insanlardır. Zaman zaman Dünya işlerine karışmaktadırlar da, Kurtuluş Savaşında İngilizlerin anlattıkları gibi “Dev gibi insanlar dev gibi atların üstünde belirdiler ve bizleri yerle bir ettiler”. 

Zeta(aşağıda bahsedilecek), resmi devletler ve bizi yöneten insan olmayan kitle (illuminati) çok iyi iş başarıp dünya insanına, ziyaretçilere karşı korku ve inançsızlık aşılamışlardır. Kitlelerin beyni yıkanarak, kendi deneyimlerini ve Dünya içi ve dışında bulunan kardeş insan ırklarının varlıklarına karşı duyarsız ve inkarcı kılınmışlardır. Bundan dolayıdır ki yararlı ve yararlı olmayan ziyaretçiler bireysel insanları ve küçük toplulukları seçip haberleşme yolunu seçmişlerdir. (yararlı olmayanlar, kolaylıkla kandırılabilecek bireyleri seçmekteler. Kandırma Keylonta kodları kullanırak yapılmakta). Sonuç olarak bizler en doğal hakkımız olan Ziyaretçileri tanıyıp Onlar ile karşılaşmaya kitlesel olarak hazırlanamadık. Bu tür ilişkiden bizlerin kazanacağı çok şey var. Bu kadar hastalığın olmadığı, aramızda savaşın olmadığı, yüksek teknolojinin kullanımı ile refah ve uzun yaşamı düşünün.   
İki çeşit zaman kapısından söz edilmekte;
Zaman Portal Sistemi; İçinde bulunduğumuz 3 Boyut’lu zaman frekansı sisteminde, Boyut’lar arasında oluşan kapılar sistemi. Aynı ‘Yoğunluk’ (zaman dilimi) içindeki zamanlara geçişi sağlayan kapılar. Bizim Evrende 5 Yoğunluk, her bir yoğunluk ta 3 Boyut bulunmakta. Bizler 1. Yoğunluk’ta 3. Boyut’ta bulunmaktayız. 4230 yılında 3. Boyut’u bitirip 4. Boyut’a geçeceğiz. Böylelikle 1. Yoğunluk’u tamamlayıp 2. Yoğunluk’a geçmiş olacağız.   
Boyutsal Kilit Sistemi; Bu kapı sistemi ise Yoğunluk’lar arasında hareket etmek için kullanılmakta. Oysa Zaman Portal Sistemi sadece Boyutlar arasında kullanılmataydı. 
Voyager adlı kitapta belirtilen Ziyaretçilere kabaca göz atalım;
Zeta Reticuli : (Küçük Grey’ler)







Zeta’ların ruhsal açıdan gelişime olanakları yoktur. Bu yüzden diğer ırklarla kardeşce bir bağlantı kurma ihtimali olamamaktadır. Onlarda bizler gibi evrimleşme safasındalar. Zetalar bizimle birlikte vede fiziksel formda yaşamaktalar, sen ve ben gibi aramızdalar ama orijinali bizim gezegenimize ait olmamakta, Yıldız Zaman Kapılar’ının bilgisine hakim oldularından 3. Boyut’un başka zamanına ait olan gezegenden gelmekteler. Sürüngen Draco adı altında olan başka yaratıklarla birlikte, büyük devletlerle anlaşma yaparak ‘Kaçırılma’ denilen eylemlerin sorumlusudurlar. Dünya insanına yararlı varlıklar değildir. Soyları kurumaya yüz tutmuş bir ırk olmalarından dolayı insan ırkı ile birleşip soylarının devamını sürdürme peşindeler. Hali hazırda bunu gerçekleştirdikleri biliniyor, yani Zeta Reticuli – İnsan (homosapien) soyu türetilmiştir. Şu anda yeni tür varlık Dünya atmosferine uyum sorunu nedeni ile Dünyada bulunmamakta. Bashar isimli varlıklar bu yeni türdendir, medyumlar vasıtası ile bizlere yardım etmekteler. Nede olsa yarı yarıya Dünya insanı, Beyni Zeta kalbi insanmış. Bizlerden 300 yıl sonraki zaman diliminde Düyaya benzeyen başka bir gezegende yaşamaktalar. 
Zeta canlı türü çok değişik formlarda var olmaktalar. Yukarıda görülenler sadece bir kaç örneği. Sürüngen, Sinek/Örümcek şeklinde olanlarıda var. Yalınız küçük olanlar Dünya atmosferine girebilmekteler. Türler hep Gen mühendisliği ile yaratılmışlar. Boyutsal Kilit Sistemi bilgisine çok azda olsa hakim olduklarından dolayı 3. Boyut’un biraz dışında ‘görüntülerini tutarak’ görünmez olabilmekteler. Zetalar bitişik Boyut’larda da belirirler, hologram tekniğini de hakimdirler.
Zetalar bedenin bio-enerjik yapısından olan, duygusal enerjisinden yoksullardır. Dolayısı ile tam olarak ‘Değişme tekniği’ni kullanamamaktalar. Fiziksel olarak şekilden şekile girmeği yapabilmelerine rağmen, uygulama aslında onların biyolojik yapısını çok yıpratmakta, dolayısı ile daha çok başka bir frekans  tekniği olan ‘Frakans Karıştırma’ yı kullanmaktalar. Kendilerini görenlerin beyin frakanslarını bozup, görünmez oluyorlar.  
Iyi bir haber, Zetaların tümü Dünyadan sürülmüşlerdir. Artık Yeraltında Zeta bulunmamakta.
Aethien :


Uzun iskelet gibi, ‘Peygember Devesi’ görünümlü insanlığa faydalı yaratıklar. Genellikle Öğretmen görevini üstlenmişlerdir. Boyları 3,5 metreye varır. Dünya İnsanlarının yanısıra, Zetalara ve diğer Boyut’lardaki ırklarada yardımcı olurlar. 3. Boyuta ve paralel Dünyalara ait değiller, Yaşadıkları Evren, Boyut’lar arasında bulunmakta ve Yıldız Geçit Kapılarını kullanarak Dünyaya ulaşmaktalar. Zetalara göre daha üstün teknolojileri vardır. Her zaman birlik için, kardeşlik için çalışırlar. Zetaların bazı türlerini iyileştirip adam ettikleri bilinir.

Rhanthunkeana : (Ranthia)
(Resim bulamadığım için bulana kadar resimsiz idare edeceğiz.)
Ranthia’lar da 3. Boyut’a ait yaratıklardır. Çok uzak yıldız sistemlerinden gelmekteler. Yıldız Geçit Kapılarının bilgisine tam sahiptirler. Ekinler üzerinde oluşan geometrik şekilleri yapanlardır. İnsanoğlunun Dünyada var oluşundan bu yana Dünyaya gelip Dünya işleri ile ilgilenmekteler. İnsanlığa yararlı varlıklardır. İç ve dış kötü güçlere karşı insanlığa ve Dünyaya gardiyanlık yapmışlardır. Zetalar gibi Onlar da görünmez olabilmekteler ama madde gibi yoğun değiller, bizler gibi bedenleri yok, istediklerinde bedenleşebilmelerinin yanısıra ayrıca hologram teknolojisine de hakimler. Hologramı kullanmak daha az enerji sarfına neden olmakta,  genellikle ışık formunda oluşurlar. Su gibi, değişik formlara bürünebilmekteler.
Yukarıda sayılanların dışında Dünya işlerine karışan başka varlıklar da var, daha ileriki yazılarımda yeri geldikçe değineceğim.
Altta “Meleklere özgü gerçekler’ adlı kitaptan alınmış insan ırkları yer almakta. Irklar ‘Gardiyan Melekleri Konsey’ üyeleridirler aynı zamanda.
Sol kısım, yukarıdan aşağıya;
- Zionite ‘Arion’: Altın soyundan gelen (İnsanın Yardılışı başlıklı yazıya bakınız) , insan-Aethien-Zephelium karışımı Balık Adam.
- Turanism-1Azara’: Zümrüt - Altın soyu karışımı, orijinal Taran melek insan ırkı. (İlginç, Turanism, insan ırkını yaratmak için kurulan projelerden biri, 3 projede 3 değişik insan yaratılmıştır, umarım zamanım olurda bu konuları da Türkçeleştiririm.)
- Zeta-Reticuli Grey ‘Amera’ : Zümrüt – Altın Soyu (geliştirilerek devamlı yapılan biolojik yapıyı yenileme çalışmaları ile ortaya çıkmış Orionlı Zeta, bilindiği gibi Zetanın çok çeşiti var.)
Orta kısım, yukarıdan aşağıya;
- Anuhazi Büyüğü : Zümrüt Soyu. (‘Sirian Beyaz’ Lyran-Sirian-Elohei Yüksek Konseyinin üyesi)
- İnsan-Zionite karışımı ‘Jonathan’ : Zümrüt – Altın Soyu (Ur din adamı, Dünyanın iç küresinde)
Sağ kısım, yukarıdan aşağıya;  
- Aethien : Altın Soyu (Peygember Devesi şeklinde, Pagasus sistemi)
- Queventelliur : Zümrüt – Altın Soyu (Dünyanın iç küresi, maymun-insan karışımı. (Big Foot)
- Arcturian ‘Dralov’ : Ametis  - Altın Soyu (hem karada hem suda yaşayan ‘yüzer-gezer’  İnsan)
- Rhanthunkeana ‘Suehenatunaz: Altın Soyu (Lyralı ‘Kristal varlıklar- Procyon yıldızı Kuş İnsanlar’ karışımı.)

Çeviren Naci Gülşan

1 yorum: