6 Ağustos 2012

2012

2012 de ne olacağı yıllarca zihnimizi meşkül etti durdu. Hali hazırda yarısından fazlasını yaşadığımız 2012 yılında neler olacak? Mayaların öngördüğü bir son olma ihtimaline rağmen aslında 2012 bir  başlangıçtır. Bu güne kadar görülmemiş çok büyük bir değişme gerçekleşecek, bir dönüşüm olacak. Bu süreç 2000-2017 zaman aralığı içinde gerçekleşecek. Bizden önceki nesilin görmediği bir değişim. İnsanlık tarihinde olacak büyük bir devrim. Dünya dışı varlıkları ile ilk temas 2012 - 2017 arasıda olacağı söylenmekte, eğer Dünya yaiamı olduğu gibi devam ederse, bundan sonraki 200 yıl içinde Evrende yaşayan diğer varlıklar yaşamımızın bir parçası olacaklar. Dünya İnsanı Evrende gerçek yerini alacak.   
Güneş sistemindeki gezegenler sadece birbirleri etrafında dönmekle kalmayıp aynı zamanda ileriye doğru gitmekteler, bu gidiş spiral bir yol izleyerek olmakta. İki boyutlu baktığımızda durumu düz bir çizgi üzerinde çizginin altına ve üstüne doğru hareket eden dalga boyu olarak görürüz. Düz çizgi evrenin merkezi, şu anda bu merkeze yaklaşmaktayız. Dolayısı ile enejimiz artmakta. Her şeyi değiştirecek olan da bu enerji. Peki bu nasıl olacak? Olay ‘Yıldız Geçiti kapılar’ının açılması ile ilgili. Yıldız geçitleri bir nevi koridordurlar. Bu koridorlar doğal olup, açılma da bir doğal döngüdür. Bir önceki açılım M.Ö. 22.346 da olmuştur. Yıldız Geçit Kapıları 200 yıl açık kalacaklar.
Yıllardan beri hep Guru’lardan duyduğumuz, Altın Çağ ‘ın çok yaklaştığı, hemen köşede olduğu yönünde oldu. Gerçeği bizlere bu şekilde sade, kendi egolarından kurtulup sanki bu çağı onlar getiriyormuş gibi göstermeden anlatmalarını çok arzulardım. Geçenlerde oldukça genç olan Guru Nityanandayı dinledim, malesef O da aynı şeyi yaptı, pek yakında kitleler halinde insanları aydınlatacağını söyledi. Halbuki bu doğal olarak olacak. 
Ashayana Deane hanım mekanizmanın şöyle çalışacağını açıklıyor;  Şu anda Dünya içinde olduğu 1.‘Yoğunluk’ 3. ‘Boyut’ tan, 2.‘yoğunluk’ a yükselerek  Tara  gezegeni ile birleşecek. Dünya Tara gezegeninin başına gelen bir felaketten sonra, Tara’nın enerjisinin bir alt Yoğunluk’a uzay tozu olarak düşen parçasından oluşmuştur. Daha sonra Dünya tekrar olduğu zamana geri dönecektir. Yani zaman içinde ileriye doğru bir sıçrama olacak. Buna ‘Yükseliş’ denmekte.  ‘Yükseliş”  bir üstteki Yoğunluğa, Yıldız Geçit Kapıları (Koridorlardan)kullanılarak gerçekleştirilmekte. Sıçrama 2012-2017 yıllarından 7549 yılına yapılacak (Tara’nın şimdiki zaman dilimi), bazılarımız kabaca 5.500 yılı yaşamadan, bir çırpıda geçip evrimleşecek.  İçinde bulunduğumuz Yükseliş döneminde Doğal olarak yeryüzünde bulunan 12 Yıldız Geçit Kapı’larının kullanılması planlanmaktaydı. Malasef sözü geçen kapılar 2003’te İnsana zararlı varlıkların kontroluna geçti. Bunun anlamı artık insanlık bu koridorları kendi planları doğrultusunda kullanamayacak. Durum sanki Yükseliş’in olmayacağı sonucunu doğurmakta, çıkmamış candan ümit kesilmez sözünü doğrularcasına Gardiyan Melekleri tarafından yer altında bulunan çok eski 5 tane olan Yıldız Geçit Kapılarının aktif edileceği müjdesi verildi. Doğal olarak işkal altındaki 12 kapının açılıp açılamıyacağı ve bu kapılar kimler tarafından kullanılacağı sorusu akla gelmekte. Evet onlar da açılacakmış. Bu 12 kapı malasef Karadelik sistemlerine açılacak, yani kapılardan öteye geçenler bir nevi BESİN olacaklar. Kapılar kayan/düşen sistemlerini bir süre daha idare ettirecek enerji sağlayacak onlara.
Kapıların açılması, enerjilerin artması kargaşaya açık davet çıkarmakta, gelen enerji ve açılan kapılar, yaşam enerjilerini yitirmekte olan canlılar tarafından sistemlerini ayakta tutmak için vazgeçilmez bir ziyafet sofrası olarak görülmekte. Zaten binlerce yıldan beri bunu bekleyip durumu nasıl kendi amaçları doğrultusunda kullanabilecekleri  konusunda çalışmaktaydılar. Şu anda, oldukça büyük ölçekli bir ‘Refah’ savaşı sürmekte. Bu sofradan her kez, en fazla ne kadar alırım savaşını vermekte, gerçekten uzayda savaş yaşanmakta. Bizlerden çok ileri olan teknolojilerini kullanarak bizleri binlerce yıl (en az 13.000) köle ettikleri yetmez gibi, Kutupları değiştirerek felakete yol açıp insan varlığının tamamına yakınını yeryüzünden sileceklerdi. Tabi ki bu Gardiyan Melekleri tarafından engellendi.  Kanımca Maya’lar bu durumu bilmekteydiler ve onun içindir ki takvimlerini sonlandırdılar. İtiraf etmeliyim, 1yıl öncesi benimde eylimim bu yöndeydi.  Eklemeden geçemeyeceğim, Güneşte olan değişiklikler Dünyamızın sonuna yaklaştığına dair deliller vermekte, Güneşsiz bir yaşam düşünülemeyeceği için Gardiyan Dostlarımızın öngörüsü 2976 yılından önce Yeryüzününü mutlaka terk etmek gerektiği yönünde. Fakat yine karamsar olmamakta yarar var, 2012 de olacak, dost olmayan güçlerin gerçekleştirecekleri felaket nasıl önlendi ise 2976 da olacak olan Dünyanın sonu da önlenebilir. Fakat Güneş Sistemimizin hatta Galaksimizin tam anlamı ile doğal anlamda çalışmadığından bahsedilmekte bundan dolayı ki bizler dünyaya takılıp kalmaktayız. Başka bir değişle belirli bir süre yaşadıktan sonra bir üst basamağa yükselmek yerine, burada ölmekteyiz. Bu durum doğal olan bir süreç değil. Buraya kilitlenmiş, hapsedilmiş durumdayız, enazından bu durum son 13.000 yıldan bu yana böyle.  
Kısacası 2012 de ölmeden bedenimizin içinde Aydınlanmayı yaşayacağız. Bu durum 2 sarmallı olan DNAlarımızın sarmallarının sayısı arttırılarak olacak zira insan DNA’sının orijinali 12 sarmallı imiş. Düşman güçlerinin malesef azimli çalışmaları ile sarmallarımız 2’ye düşürülüp köle haline getirilmişiz. Bakınız İluminati bizleri nasıl köle gibi yönetmekte ve bakınız bizler bunun için neler yapabilmekteyiz, koca bir HİÇ.

Yazı genelde Keylontic Öğretisinden esinlenerek Naci Gülşan tarafından yazılmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder