14 Şubat 2015

GALAKSİ TARİHİ 2



Galaksi Tarihi 2 
Lance White: 2. Bölüme hoş geldiniz. Ben Lance White, Andrew Bartzis ile birlikteyim. Havada asılı Lemuria şehirlerinden bahsediyorduk, geleceğe ‘Kurbağa sıçrama’sı yaparak hataları düzetmekteydiler, kaldığımız yerden başlayabilirmiyiz.
Andrew Bartzis: Lemuria’lıların şehirleri yerel gerçeklikleri yaşayan gerçekten havada asılı şehirlerdi.  İşin gerçeği şu ki; her Atomun hücreleri arasında sonsuz boşluk var, dolayısı ile havada asılı şehirler atom hücrelerinin arasındaki boşlukta yapılanıp, bulunduğumuz gerçekliğin dışında olabilmekte (5. veya 6. Boyut). Hem Dünya atomlarının hücreleri arasındalar hemde bizim gerçekliğimiz dışında, aynı anda olabilmekteler. Boyutlar arasında seyehata başladıklarında, zaman seyehati uygulamalarına da başladılar, havada asılı şehir Dünya’nın içine gidip oradaki kayaya zaman yolculuğu yaptırıp, tekrar eski yerine, havada asılı hale geri dönebilmekteydi, böylelikle zaman dilimini Ruhsal akrabalıklar ve DNA düzeyinde etkiliyebildiler. Havada asılı şehirler içindeki insanlar, zaman yolculuğu sayesinde (tüm zamanlar içindeki) kendi versiyonlarına bakıp kendilerinde düzeltmeler yapabildiler, bazılarının karmalarında azda olsa karanlık yanlar, olumsuz taraflar vardı, bazıları da şifa yolu ile bile diğerlerini iyileştirdi, askeri işkal gücü bile oluşturuldu, çünkü, o zaman dilimleri içinde karanlık güçlerin de gezegenleri vardı. Zaman içinde düzeltmeler yapmak için kısa kısa sıçramalar (kurbağa-sıçramaları), yaşayan 5.000 Tür’ün zaman seyehatleri tekniklerini kullandığı bir toplumda çok kolay değildi, düşünün birbirlerine rakip olan çok sayıda şehirler vardı. Zaman konusunda bugüne kadar yapılan her çalışma şu an içinde bulunduğumuz 2011 – 2014 zaman dilimi içindi. Yüz yıl önce, bin yıl önce, milyon yıl önce yapılan propagandalar, UYANMAmızı etkilemek için yapılmıştır. Yolun sonuna ulaşılmıştır, bizler mutlaka mezun vermek zorundayız, bu durum yaratıcının isteğidir. Lemuria'nın havada asılı şehirleri nedir; bir grup insan bir araya gelip fiziksel bünyelerinden çıkıp, kendi enerjileriyle rüya gibi bir gerçeklik yaratmışlardır. Bu gerçekliğin oluşturulduğu yer is atmosferin üst tabakasında, Aurora Borealis’sin (Kuzey Işıkları) olduğu yerdedir. Kuzey ışıkları yeryüzü rüya-zaman-dilimi’nin (Rüya Alemi) barınağıdır. Buranın enerjisi Güneş’ten gelir, dolayısı ile bu enerji sistemin arkasında gerçeklik yatmaktadır. Lemurniya şehirlerinin kendine has bir birlik bilinç gücü vardır, bu güç ile 'uzaktan görme veya deneyimleme' tekniklerini kullandıkları sürece, şehirler Evrenin veya Galaksinin herhangi bir köşesine giderlerdi. Lemuria gerileyip tekrar yükseldikten sonra, ki yaklaşık 30 milyon yıl sürdü, önce geriye sıçrayıp sonra ileriye sıçramak zorunda kaldılar, her defasında Dünya ışınlandığında, bir önceki zaman savaşı sona erdiğinden, ve o noktadaki gezegen artık işlevini sürdürmediğinden, gezegeni kullanılarak yeni zaman dilimleri yaratılamadığı anlaşıldı. Fakat bir önceki zaman diliminin canlıları hala Dünyada bulunmaktaydı ve Dünya hali hazırdaki Tür’leri sanki ilk yaratılmış Tür’ler olarak kabul etti, bu Tür’ler Lemuria toplumunun birer parçası olarak bir süre yaşadılar ve Lemuria’yı terk ettiler. Terk ettikten sonra gittikleri yerlerdeki yaratılan karmik yapının bir parçası oldular, dolayısı ile daha sonra geri gönderildiler. Bütün bunlar Dünya'ya bitmeyen geliş gidişlerin birer parçaları. Lemuria’nın ikinci yükselişinde, havada asılı olan şehirler zaman aralıklarının nereden başlayıp nerede bittiklerini belirledikten sonra Oterite ve Kontrol altında yaşayan 6 veya 7 bin gezegenden gelip Dünya'mızda yaşamaya zorlanan negatif ruhların atabildikleri kadarını Dünya'dan atmışlardır.  
Lance White: Büyük bir iş, bu işte ne kadar başarılı oldular? 
Andrew Bartzis: Şu anda buradayız değil mi? (başarı!)
Lance White: Benim için işin heyecan veren kısmı, bütün çalışmaların hepsi 2011 ile 2014 arasında sonuçlananacak olmasıdır. Mevzuniyet sınıfına.........
Andrew Bartzis: Mevzun vermek zorundayız, bu bir zorunluk.
Lance White: Mevzuniyete hazır olmayan insanlara ne olacak?
Andrew Bartzis: Onların hazır olup olmamasına bakılmaksızın Dünya kendini birden çok kopyalayıp kopyalarını fiziksel olarak başka bir yere gönderebilir, ayrıca ‘Yoğunluk’ları da birbirinden ayırabilir.
Lance White: Sık sık farklı zaman akımları yaratılmasından bahsetmenizin amacı bu olsa gerek. Yaşamlarına oldukları gibi devam etmek isteyenler için, uyanmak isteyenler için gidecekleri ayrı ayrı yerler ve değişik zaman dilimleri gösterilecek....
Andrew Bartzis: Değişim rüyalar yolu ile olacak, Bizler ‘birlik bilinci rüya zaman’ ını deneyimleyen varlıklarız. Dünya böyle yaratıldı. Hali hazırda ‘yeryüzü rüya zaman’ ı mevcut. Bütün insanların yapılarında yeryüzü rüya merkezi var, gizemli geometri kullanarak yapılmış şehirlerde yaşıyoruz, bu şehirler yeryüzü rüya zaman dilimine girmemize engel olmaktalar. Yükselişin olacağı an ki buna ‘olay’ anı diyoruz, bu an ‘birlik bilinci rüya zaman’ını hepimizin aynı anda bir iki saniye yaşamasıdır. Bu deneyim sık sık yaşandıkça, UYANMIŞ olan insanlar aynı rüyayı görüp, geçmişte yaşanılan aynı olayları yaşayacaklar (Deja Vu) ve bunu birbirleri ile paylaşacaklar. Bizi hali hazırda kontrol edip yöneten sistemin rüyaların paylaşılmasını durduracak gücü yok. 
Lance White: Bilinçleri kontrol edecek ileri teknolojileri olmasına rağmen oluşum durdurulamıyacak. Event (Olay) diye bir film vardı, bu filimde olay sırasında herkes bilincini kaybediyor, her nedense gelecek yaşamlarını görüyorlar.... bütün filmi tam hatırlamıyorum, ama binlerce Hollywood film yapımcısı durumu destekler izlenimi vermekte, böyle filmleri niye yapıyorlar?
Andrew Bartzis: kendi kendine açığa çıkma, ifşa için.
Lance White: Daha sonra, bak biz söylediydik, bu olay olacaktı, diyebilmek amacı ile kendilerini açığa çıkartıyorlar.
Andrew Bartzis: ‘kendi kendini açığa çıkartma’ nın bir çok nedeni vardır; bazen çok yaratıcı birinin bilerek veya bilmeyerek yazdığı hikayenin gerçek olması, bazen de Dünya dışı enerji varlıkların isteği üzerine ifşa gerçekleşir veya diğer insanların bütünlüğü bozmak için uydurdukları yalanlar ve propaganda. X Gezegeni ve Nibiru hakkında konuşmuştuk, gezegen ve olanlar gerçekti. Binlerce kez bu gezegen sistemimizden uzaklaştırıldı, bizler nezaman Gezegene ait birşeyler duyduğumuzda, olayı canlandırıp Gezegeni geri getirmekteyiz. Kendilerini gizleme teknolojine sahip olduklarından onları görmemiz engellenmekte, göremediğimizden dolayı ve şartlar uygun olmadığından ‘korkmuş bilicimiz’ Gezegeni fiziksel olarak algılayamıyor. Niye Niburu? Geçmişte bizi kontrol eden Varlıklar (bunlar 15 tane) bütün zaman dilimleri içine her biri kendini bölerek kendi parçalarını yaymıştır. Herbir Varlığın parçaları Kovandaki kraliçe Varlıkla (Ana Varlıkla) sürekli iletişim içindeler. 2011 ile 2014 arasında negatif 15 Varlık kendilerini bölerek  70 Milyon farklı "şeye" ulaşmıştır, yaşamlarını Dünyada yaşayan değişik varlıklar olarak sürdürmekteler.
Lance White: Bunların hepsi nasıl halledilecek, dönüm noktası olan ‘olay’dan biraz bahsedelim.
Andrew Bartzis: Daha önce verdiğim örneği vereceğim. Bütün okullarda çocuklar derse başlamadan önce kahvaltı yapacakları masalara otururlar (U.S.A.). Birbirleri ile konuşurken gördükleri rüyalardan bahsedecekler, Biri ben şöyle bir rüya gördüm diyecek öbürüde bende aynı rüyayı gördüm diyecek. Çocukların kullanabildiği teknoloji (oyunlar, internet..) ile bu durum Dünya geneline yayılacak, fakat yetişkinler durumu biraz farklı deneyimleyecekler. UYANMAMIŞ yetişkinler ‘Olay’ı Deja vu olarak deneyimleyecekler, yolda karşılaşan iki yetişkin birbirlerini işaret ederek Deja vu diyecekler biribirlerine, her ikiside deneyimlerini inkar edemeyecekler ve o anda her ikisi de yaşadıkları gerçeklikleri sınayacaklar. Bunların başlaması bize paylaşabileceğimiz daha fazla rüyaların geleceğinin sinyalini verecek.  
Lance White: UYANMIŞ olanlar olan biteni görecekler .....
Andrew Bartzis: Aramızdaki UYANMAMIŞ olanları görecekler.
Lance White: Böylelikle, oluşan bu yeni gelişme içinde, olayları daha iyi tercüme etme imkanı elde edeceğiz.
Andrew Bartzis: Kesinlikle, çoklu gerçeklikleri deneyimleyen bizler ÇokBoyut’lu varlıklarız, olan biten herşeyi bilemeyebiliriz ama, o anda (‘Olay’) yaşanılacak olanın ‘Birlik gerçeği’ değil de, ŞU ANDAKİ ‘Birlik gerçeği’ olduğunu bilecek durumdayız.
Lance White: Kesinlikle, Şu andaki Birlik gerçekliğinde, karanlık içinde olmamızdan, zaman savaşlarından, Cin’lerin çalışmalarından dolayı binlerce, onbinlerce, milyonlarca yıldan beri hapis edilmiş durumdayız. Anunaki mitolojisine gelmek istiyorum. Zacharia Sitchin’nin çalışmalarına göre, Anunaki bizim Dünyamıza 400 bin yıl önce geldi ve bizlerin Gen’leri ile oynayıp, bizleri köleleştirdiler. Bunların ne kadarı doğru?
Andrew Bartzis: Zamanlama dışında, Sitchin’nin ilk 3 kitabı çok doğru. Sitchin’nin çalışmaları yozlaştırıldı. ÇokBoyut’lu bir varlığın yardımı ile Sitchin yazılı olan eski kayıtları tercüme etti. Ruhsal gelişmesi oldukça yüksek olan biridi, Belirli şeyleri yapmak için Dünya’ya gelmiştir. ‘Tanrılar ve davranışları’ bölümüne kadar olan ilk üç kitabı çok doğru, zamanlama doğru değil, buda çok doğal çünkü, Dünya’daki zaman akımları çok kez değiştirilmiştir, zamanı çok doğru olarak tahmin etmek artık mümkün olamamakta. Anunaki ayartılarak Dünya’ya getirildi, Gezegenleri, Nibiru veya ne isimlendirirsen isimlendir, serbest hareket eden, belirli yörüngesi olmayan Gezegendir. Gezegen, hareketini sağlamak için her hangi bir Güneş sistemine ihtiyaç göstermez. Bizim Gezegenimiz hareket için gerekli olan gücü ‘Birlik Bilinci’nden alırken, Niburu Gezegeni enerjisini ‘Boyut’tan alır. Dolayısı ile Boyut enerjisinde var olan kristal teknolojiyi psişik yolla kullanarak gezegenlerini hareket ettirmekteler, bunu gerçekleştirmek içinse sadece toplumsal liderlikle yönetilen bir topluma ihtiyaç duyulmakta. Dolayısı ile Gezegenlerini diledikleri her yöne yönlendirip, her yere götürebilmekteler, gittikleri yerlerde özgür iradelerini kullanarak her istediklerini yapabilmekteler. Anunaki’yi bizim Gezegenimize gelmesi için ayartan, bu gün bütün Arap ırkının yönetici kesimi, önemli aileleri ve bankacıları olan ÇokBoyut’lu enerjidir. Bu varlık, Anunaki’yi yemleyerek, bir Gezegenden başka bir Gezegene oradan başka bir Gezegene ve sonunda amacına ulaşıp Dünya’mıza gelmelerine neden olmuştur. Her gittikleri Dünyaları mahvedip kullandıkları teknolojileri bırakarak diğer Gezegenlere geçmiş aynısını o gezegenlerde de yapmışlardır. Güneş sistemimize geldiklerinde Güneş sistemini hiç kimsenin korumadığını gördüler. İyi ve Kötü güçlerin her ikisinide savaşmaktan yorgun düşüp sistemi koruyacak güçlerinin olmadığını gördüler. Güneş sistemi tamamen boş durumdaydı. Güneş sisteminde, Lemuria’nın gerileyip Atlantis’in yükselişinden önce, sadece ruhsal gelişimi yüksek fakat ilkel görünümlü olan canlılar, bizler bulunmaktaydı. Lemuria medeniyeti dibe vurmuş, Zaman Savaşları duraklamış, yaşayan canlı Tür’lerin çoğu yok olmuş, bazıları terk etmiş ve daha önce terk edenlerin bazıları geri gelmeye başlamış…, böyle bir manzarada, Anunaki geliyor, gelir gelmez çok gelişmiş teknolojiyi ve ilkel görünümlü fakat yüksek ruhsal teknolojiye sahip olan bizleri görüp şaşırıyorlar. Aynı zamanda bizlerin DNA’larının onların DNA’larına benzediğini fark ediyorlar. Onları yemleyip Güneş sistemine çeken varlık olan biten herşeyin farkındaydı. Anunaki Güneş’i yıldız kapısı olarak kullanıp, bize ulaştı. Buraya, Dünya’nın Güneş sistemine gelmek için, burada yaşayanlarla ya DNA akraba bağın yada Ruh akraba bağın olması gerekmekte, bu diğer Galaksiler için de geçerli. Böylelikle sözü geçen ÇokBoyut’lu enerji, Anunaki’yi hile ile enkarne ve reenkarne döngüsüne sokmuş oldu. İkinci nesilde artık insan DNA’sına Anunaki DNA’sı da karışmış oldu. Sözü geçen ÇokBoyutlu varlığın Anunaki’nin teknolojisine ve insan DNA’sına yapabileceği katkıya ihtiyacı vardı. Çünkü Anunaki serbest seyahat eden bir ırk, dolayısı ile bütün Evreni dolaştığından, kendi bünyelerinde Evrenin her köşesinden DNA’lar taşımaktalar, DNA’ları oldukça değerli. (Anunaki’nin çok ileri Gen teknolojisine sahip olduğunu da unutmamalı) Bu DNA’lar insan DNA’larının işlevliğini artıracağından ve Anunaki’yi hile yolu ile getiren bu ÇokBoyutlu varlık, insan- giysisi (insan bünyesi) içinde olduğundan dolayı, insan DNA’sına eklenen yeni RUH-KOD’larını kullanarak istediği bir çok Galaksiye girebilme imkanına kavuşmuş oldu. Ruh-Kodu DNA ile Güneş Sistemleri arasındaki Ruh-Akrabalığının olup olmadığını saptayan kodtur. Kural şu; eğer birey 10 Gezegende yaşamış ise, ruhsal akrabalık düzeyinde, sadece bu 10 Gezegene gidebilir (o Gezegenin yerlisi gibi yaşayabilmesi için ruh akraba bağı gerekli). Daha fazla Ruh-Kodu istiyorsa, istediği Gezegenlerde enkarne olması lazımdır. Bizi işkal eden bu 15 ÇokBoyut’lu varlıklar, Evrenin her köşesinden değişik Varlıkları Dünya’ya enkarne ettirmek için uğraşmaktalar. Sitchen’nin Anunaki’nin Dünya'dan altın aldığı konusundaki görüşü oldukça doğru idi. Ancak amaç maddeyi alıp götürmek değildi, alınan altının içindeki enerjiyi başka yerlere götürmekti, bunun amacı ise, Dünya’dan göç etmiş olan Ruhların götürülen yerdeki altını algılayıp, tekrar altının olduğu yere enkarne olmasını sağlamaktı (ellerinden kaçanları tekar yakalayıp sömürmek). Özgür iradesi olmasına rağmen Anunaki’yi de kendi amaçları doğrultusunda kullanmışlardır, Anunaki ise oyunun gerçek boyutunu anlayamamış ve emellerine alet olmuştur.  
Lance White: Bir anlamda Anunaki de bizler gibi kurbandır. Anunaki Sürüngen ırktan mı yoksa Drakon (Ejderha) ırkından mı gelmekte?
Andrew Bartzis: Yeteri kadar gelişmiş ‘Deri-Elbise’ teknolojisine (DNA) sahip olduklarından, onlarda birçok ırkın DNA’sı bulunmakta. Tabiki var olan tüm ırkların değil. Bazıları insanı andırır, bazıları ise aynı ırka dahil olmalarına rağmen tamamen değişik görünüm içindedir. Kendi DNA’leri üzerinde her türlü değişikliği yapabilecek teknolojiye sahipler.
Lance White: Gen üretip ‘ışık-varlık’ yapan Anunaki mi yoksa orijinal 15 Varlık mı? Başka bir değişle bütün ırkların içinden en iyi genleri toplayıp, sahte ‘ışık- matris’ oluşturan kim?
Andrew Bartzis: Sahte ‘ışık-matrisi’ yapımı esasen Anunaki’nin buraya getirilmesi ile başlamıştır. Sahte varlık ve sahte ışık teknolojisi Anunaki tarafından başlatılıp, oterite ve kontrol altında yaşayan diğer toplumlarada da uygulanmıştır. Benim rahim şakrasından bahsettiğimi hatırlıyormusun? Eğer onların üzerinde yaşarsan gezegen seninle ilişkiye girer, Eğer Anunaki DNA uzmanlarını, Anunaki savaş uzmanlarını Piramidlerin yanına koyarsan, doğal olarak bilinç düzeyleri artacağından, ne üretirler?!  Toplu imha silahları, Toplumların bilinclerini etkileyebilen DNA teknolojileri. Üretilen bu teknolojiler diğer Oterite ve Kontrol ile yönetilen Gezegenlere götürülüp oralarda da uygulanmaktaydı.    
Lance White: Anlaşılan, Dünya oterite ve kontrol altında yönetilen diğer Gezegenlerin yaratılmasında da verimli bir toprak olmuş. 
Andrew Bartzis: Rahim şakralarından dolayı. Dünyada 200 rahim şakra mevcut, bu özelliğe sahip olmak eşsiz bir ayrıcalık, rahim şakrasına sahip olan başka Gezegenler de var ama onların şakra sayısı 3 veya 4 tür.
Lance White: Bizim kendi şakralarımızdaki durum nedir, 7 şakramızın veya 14 şakramızın olduğu konusunda birbiri ile çelişen bilgiler var. George Kavassilas, bizlere şakralar yerleştirilmesinin amacı karanlık güçlerin bizlerin içine daha rahat girebilmeleri içindir demekte.
Andrew Bartzis: Hem doğru hem yanlış. Çok sayıda ilk insan versiyonu yaratıldı... nereden başlayabiliriz? Hangi versiyondan söz ediyoruz? 1., 2., 3., versiyonlar için doğru, fakat 17. den 34. ye kadar olanların 185 şakraları var, daha sonradakilerin...... böyle gitmekte, çok sayıda versiyon var, hikayenin boyutu bu denli büyük. Dikkatlerin bu yöne verilmesine yardımcı olduğu için George’a teşekkür edebiliriz, bundan sonraki adımlar da var... Eğer sadece belirli bir versiyon insan üzerinde çalışsalardı, bu versiyonu çok sayıda üretmek isteyeceklerinden, şakra sistemini kontrol amacı ile oterite ve kontrol sistemini şakra düzeyinde yapılandırabilirlerdi.   
Lance White: Buda enkarnasyon süreciyle yapılabilinirdi, öyle değil mi? Enkarnasyon süreci ile başka neler yapıldı? Basitçe hiç kimse 400 bin yılı aşkın bir süreden beri mezun olmadı, bazı bireyler insan gibi görünmelerine rağmen tam insan olmadıklarını bilmekteyim, belkide ruhları yok, bu durum olasımıdır?
Andrew Bartzis: Biyolojik makina’dan mı bahsediyorsun? Klonlar mı? Klonlama için klonun içinde klonu yapılacak canlının kıvılcımı (enerjisinin bir parçası) olması lazım, Bizler ÇokBoyutlu Varlıklarız; benim her bir parçam başka Boyut’larda işlevlerini yerine getirirken, bende burada sizinle konuşabilmekteyim aynı zamanda, aynı anda birkaç yerde olabilmekteyim. Klonlama yaparken, bir parça kıvılcımınızı yaratıyorsunuz, bu kıvılcım ruhsal yapınıza çok yakın bir örnek, aslında yaşayan canlıdan alınana DNAlar kullanılarak yapılan klonlama canlınının özgür hür iradesine karşıdır. Klonlar kendi özgür hür iradelerini tam kullanamayacaklarından Oterite ve Kontrol sisteminin birer parçası olmaktan öte gidemeyecekler ve çok az özgürlükleri olacak bundan dolayı başka varlıklar istedikleri an bedene girip çıkarak bedeni kullanacaklar. Bir Gezegenden diğer Gezegene geçtiğinde her Gezegende içine girebileceği genetik-varlık (elbise-klon-beden, ne derseniz deyin) yapan Bilinçler vardır. Kullanmak istediği Gezegendeki genetik-varlığa girip bir süre yaşayıp varlığın içinden çıktıktan sonra bu genetik- varlık ya buzdolabına kaldırılır veya kullanan Bilinç, genetik-varlığı o Gezegenden fiziksel olarak yok edip gideceği Gezegende var ederek beraberinde götürür, bu yöntem sık sık kullanılmaktadır.
Lance White: Başlangıçta biz bunları konuşmayı planlamıştık, zaman yolculuğu, fiziksel yapının başka mekana ışınlamması, Boyut’lar arası hareket vb. kontrol sisteminden ve bölünmelerden dolayı bu yetenekler yüzbinlerce yıldan beri kullanılamamakta. Çözüm nasıl bulunacak, bütün bu versiyonlar bir şekilde teke indirgenip birleştirilemez mi?
Andrew Bartzis: Rüya-Zamanı yolu ile, her zaman bu yolla olur. Deri-Elbise teknolojisi birlik bilinci tarafından Rüya-Zaman yolu ile yaratılmıştır. Astral dünyayı gasp ederek sahte rüya alemleri yaratıp, Gizemli Geometrisi olan şehirler yaratan varlıklar da vardır (Daha anlaşılır olması açısından 'Rüya-Zamanı'nı 'Rüya Alemi' olarak değiştirip kullanacağim). 
Lance White: Büyük şehirlerin büyük bir kısmı, Gizemli Geometri kullanılarak yapılmışlardır, değil mi?
Andrew Bartzis: Kesinlikle, hepsinde Gizemli Geometri kullanılmıştır. Büyük şehirlerin yolları, isimler, sokak lamba direkleri, elektrik kabloları hepsi Gizemli Geometri planına uygun yapılmıştır. 
Lance White: Temelde insanların UYANMAları için sansları pek yok....
Andrew Bartzis: Aslında var, çözüm, herkesin bağımsız özgür iradesini sahiplenmesinde yatıyor. Dışarıda biz bize ışık- işçileri endüstrisinden bahsediyorduk, gerçekten çok güçlü ışık-işçileri var, onlara bir çift sözüm var; artık sadece amigo olarak kalamayız, aktif olmalıyız, sokağa çıkıp yürümeliyiz, doğal varoluşumuzu kullanıp yürüyüşün kıvılcımını başlatmalıyız. Hep birlikte yürüyüşü başlatmalıyız, belki başkalarının çalışmalarını beğenmiyor olabiliriz, affetmeyi direnişin bir parçası haline getirip Dünya’yı özgürleştirmeliyiz.
Lance White: Bende böyle davranılmasını istiyorum, farklılıklarımızı bir tarafa bırakmalıyız, böylelikle egodan kurtulabiliriz, yeni çağ akımı içindeki pek çok insan sadece kendi düşüncelerine ve yarattıklarına aşıklar.
Andrew Bartzis: Gerçekleri inkar eden bir cahillik içindeler. 
Lance White: Öfkemizin, kızgınlığımızın keskinliğini yitirdik, gerçeği görmek için öfkenin itici gücüne ihtiyacımız var, en önemlisi gerçek gösterildiğinde ışık-işçileri bunlar komplo teorilerdir dememeli. Buradaki konuşmalarımızı derinlemesine kavramalı, birlik bilinci altında bir araya gelmenin gerekliliğini anlamamız gerekir. Çünkü anahtar budur, öyle değil mi?
Andrew Bartzis: Tamamen öyle, birlik bilinci aynı fikirde olmamayı ihtiva etmez. Birlik Bilincinde amigoların olduğu bir gurup yoktur, mecazi anlamda konuşuyorum, herkezin bir elinde diren yazılı tabela öteki elinde ateş olmalı, şiddet kullanılması gerekir demiyorum. Onbinlerce kişinin elerinde pankartlarla sokakta yürüdükleri bir tablo etkili olur. 
Lance White: Bahçıvanların çimlerin uzadığını görüp biçtiği gibi, sistem de UYANANları görüp biçmek isteyecektir, bu durumda ne yapmalı?
Andrew Bartzis: Her şey bağımsız, özgür iradenize sahip çıkıp kullanmaya ve her safhasına saygı duymaya dayanmakta. Ruhsal kontratları kırmak için yazdığım bildirimler var, bunlar devletle, bankalarla, medya ile yapılmış sözleşmeleri feshetmek için yazıldı, herkesin okumasını öneririm ve dileyen herkes kendi sözlerini de ekleyebilirler. Bunlar birer taslak, sözler kullanarak kendi kendini güçlendirecek olan sizlersiniz. Kendi bağımsız hür iradenizi kullanarak, enkarne yolunu kullanıp kendilerini bizlerle ruh akrabası yapmış kahrolası ruhsal ailelerden kurtulmanın yeğane yolu budur. 
Lance White: Bunun için bir websiteniz var mı?
Andrew Bartzis:  http://galactichistorian.com 
Lance White: Mükemmel. Şu anda bizler 2011- 2014 zaman çerçevesi içindeyiz, bu süre ve sonraki sürelerde bazı insanların belkide olan bitenden hiç haberi olamayacak?
Andrew Bartzis: Onlar Rüya-Alemi içinde olacaklar. Rüyadan çıktıklarında, onlara sadece birkaç saniye veya birkaç dakika geçmiş gibi gelecek.
Lance White: Gerçektende çok kısa bir zaman içinde olacak.
Andrew Bartzis: Rüya-Aleminde hazır olana kadar tutulacaklar, Dünya tekrar yerel gerçekliklere bölünecek, ordular Roma’ya, Çin’e, Mangolya’ya yürümeye başlayınca, yerel gerçeklikler işkal edilmeye başlanıp teker teker Gizemli Geometrisi olan şehirlere bağlanacak. Yerel gerçeklikler Birlik Bilincinden alınıp Birlik Bilinci olmayan bir Dünya’ya yapılandırılacaklar.   
Lance White: Ley Hatlarına da bağlı olacaklar, değil mi?
Andrew Bartzis: Ley Hatlarının doğal çalışması kontrol altına alınacak.  
Lance White: Ley hatları ile ilgili çalışmalar olumlumudur?
Andrew Bartzis: Evet, çok olumlu işler yapılıyor. Dünyanın enerjisi, 7. Boyut’lu enerjiden 6. Boyut’luya, oradan 5. Boyutlu enerjiye, 4. Boyut’luya ve buradan da 3. Boyut’un düşük katmanına indirgenmiştir. Çünkü bu Boyut’ta enerji gücümüzü yükseltmemiz halinde yükselen enerjmizi rahatlıkla biçip büyüme engellenebilmekte. Dolayısı ile Ley Hatları üzerinde çalışmanın önemi çok büyük. Eğer birlik ve beraberlik içinde olunduğunda 5.000 kişilik bir ekibin her bir bini değişik Ley Hattında çalışarak Ley Hatların çalışma sistemi yararımıza değiştirilebilinir. Ley Hatları bilincin gelişmesi için enerji şablonları üretirler. Astral projeksiyon için xyx eksenidir de aynı zamanda. Geçmişte binlerce toplumun yaptığı sadece yıldızları izlemek oldu, seyrettikleri bizlerin bugün de seyrettiğimiz aynı yıldızlardı. Gerçeklik içinde bulunduğunuz kültür yolu ile algılanır. Şu anda bizlerin medya tarafından yönetilen kültürü var, sözlü geleneğimizi, elimizden alıp sahiplenmişlerdir, TV kuşağında doğanlara, TV sözlü gelenek haline gelmiştir, anne ve babanın sözleri dikkate alınmamakta. Bunun değişmesi gerekir. Trans durumuna girmeden, kanal yolu ile değil, gerçek bir insan olarak tarafsız bir yaklaşımla Akaşik kayıtlara girip okuyabilen sözlü geleneğe sahip olan benim gibi insanların artması gerekir. Akaşik kayıtlarına tarafsız, doğal, ikilem içinde olmadan girilmeli, yoksa kayıtları okumak mümkün olmaz. Kötü, negatif şeyleri gördüğümde, etkilenip üzülemem, olanlar benim için sadece bilgi, haber olmaktan öte geçemez, aksi halde, polariteye izin vermem halinde Akaşik kayıtlara ulaşamam. Tarafsız, doğal olmam gerekir.
Lance White: Yargılamaya başladığımızda polarite bilinci içine gireriz, dolayısı ile ikilemede oluruz. Durum egonun kötü olduğu anlamında değil....
Andrew Bartzis: Ego bizim hayatta kalmak için kullandığımız aletidir.
Lance White: Evet, hayatta kalma mücadelesinden geliyoruz, her yönden bizi bombardıman  etmekteler, hatta bize rüya alemlerimizde bile saldımaktalar. Kısa bir aradan sonra Andrew ile bu konularda daha fazla konuşmak için bir araya geleceğiz.

Çeviren Naci Gülşan

NOT : Andrew Rüya-Alemi’ni şöyle açıkladı; Bu zaman dilimi, var olduğumuz her yerde (tüm katmanlarda) TAM ÖZGÜRLÜK demektir. En fazla YARATMA gücümüzün olduğu yerdir burası. Avusturalya yerlilerinin dediği gibi, rüya gördüğümüz YER’dir. Rüyalar sonsuz ve sınırsız olduğu gibi, rüyalarımıza günlük yaşamımızdaki külfeti sırtlanıp götürmüyoruz. Rüya-Alemi’nde ZAMAN YOKTUR, aynı zamanda Seyyah’lar ile olan bağlantılar da kesilmez. Çok uzun zaman önce yaşamış atalarımız girip YARATABİLMEK için, Rüya-Alemi’ni inşa etmişlerdir. Otorite ve Kontrol Sisteminden kurtulduğumuzda gücümüzü Rüya-Alemi’ne yönlendirip bu alemi güçlendirmeliyiz.         

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder