Galaksi Tarihi 2
Lance White: 2. Bölüme hoş geldiniz. Ben Lance White, Andrew Bartzis ile
birlikteyim. Havada asılı Lemuria şehirlerinden bahsediyorduk, geleceğe ‘Kurbağa
sıçrama’sı yaparak hataları düzetmekteydiler, kaldığımız yerden
başlayabilirmiyiz.
Andrew Bartzis: Lemuria’lıların şehirleri
yerel gerçeklikleri yaşayan gerçekten havada asılı şehirlerdi. İşin gerçeği şu ki; her Atomun hücreleri
arasında sonsuz boşluk var, dolayısı ile havada asılı şehirler atom
hücrelerinin arasındaki boşlukta yapılanıp, bulunduğumuz gerçekliğin dışında
olabilmekte (5. veya 6. Boyut). Hem Dünya atomlarının hücreleri arasındalar hemde bizim gerçekliğimiz dışında,
aynı anda olabilmekteler. Boyutlar arasında seyehata başladıklarında, zaman
seyehati uygulamalarına da başladılar, havada asılı şehir Dünya’nın içine gidip
oradaki kayaya zaman yolculuğu yaptırıp, tekrar eski yerine, havada asılı hale
geri dönebilmekteydi, böylelikle zaman
dilimini Ruhsal akrabalıklar ve DNA düzeyinde etkiliyebildiler. Havada asılı
şehirler içindeki insanlar, zaman yolculuğu sayesinde (tüm zamanlar içindeki) kendi versiyonlarına bakıp kendilerinde düzeltmeler yapabildiler, bazılarının
karmalarında azda olsa karanlık yanlar, olumsuz taraflar vardı, bazıları da şifa yolu ile bile diğerlerini iyileştirdi, askeri işkal gücü bile oluşturuldu,
çünkü, o zaman dilimleri içinde karanlık güçlerin de gezegenleri vardı. Zaman
içinde düzeltmeler yapmak için kısa kısa sıçramalar (kurbağa-sıçramaları),
yaşayan 5.000 Tür’ün zaman seyehatleri tekniklerini kullandığı bir toplumda çok
kolay değildi, düşünün birbirlerine rakip olan çok sayıda şehirler vardı. Zaman konusunda bugüne kadar yapılan her çalışma şu an içinde bulunduğumuz 2011
– 2014 zaman dilimi içindi. Yüz yıl önce, bin
yıl önce, milyon yıl önce yapılan propagandalar, UYANMAmızı etkilemek için yapılmıştır. Yolun sonuna ulaşılmıştır, bizler mutlaka mezun vermek
zorundayız, bu durum yaratıcının isteğidir. Lemuria'nın havada asılı şehirleri nedir; bir grup insan bir
araya gelip fiziksel bünyelerinden çıkıp, kendi enerjileriyle rüya gibi bir
gerçeklik yaratmışlardır. Bu gerçekliğin oluşturulduğu yer is atmosferin üst
tabakasında, Aurora Borealis’sin (Kuzey Işıkları) olduğu yerdedir. Kuzey ışıkları
yeryüzü rüya-zaman-dilimi’nin (Rüya Alemi) barınağıdır. Buranın enerjisi Güneş’ten gelir,
dolayısı ile bu enerji sistemin arkasında gerçeklik yatmaktadır. Lemurniya şehirlerinin kendine
has bir birlik bilinç gücü vardır, bu güç ile 'uzaktan görme veya deneyimleme' tekniklerini kullandıkları sürece, şehirler Evrenin veya Galaksinin herhangi bir köşesine giderlerdi. Lemuria gerileyip tekrar yükseldikten sonra, ki yaklaşık 30 milyon yıl sürdü, önce geriye sıçrayıp sonra ileriye sıçramak zorunda kaldılar, her defasında Dünya ışınlandığında, bir önceki
zaman savaşı sona erdiğinden, ve o noktadaki
gezegen artık işlevini sürdürmediğinden, gezegeni kullanılarak yeni zaman
dilimleri yaratılamadığı anlaşıldı. Fakat bir önceki zaman diliminin canlıları hala Dünyada bulunmaktaydı ve Dünya hali hazırdaki Tür’leri sanki ilk
yaratılmış Tür’ler olarak kabul etti, bu Tür’ler Lemuria toplumunun birer
parçası olarak bir süre yaşadılar ve Lemuria’yı terk ettiler. Terk ettikten
sonra gittikleri
yerlerdeki yaratılan karmik yapının bir parçası oldular, dolayısı ile daha
sonra geri gönderildiler. Bütün bunlar Dünya'ya bitmeyen geliş gidişlerin birer parçaları. Lemuria’nın ikinci
yükselişinde, havada asılı olan şehirler zaman aralıklarının nereden başlayıp
nerede bittiklerini belirledikten sonra Oterite ve Kontrol altında yaşayan 6 veya 7 bin gezegenden gelip Dünya'mızda yaşamaya zorlanan negatif ruhların atabildikleri kadarını Dünya'dan
atmışlardır.
Lance White: Büyük bir iş, bu işte ne kadar başarılı
oldular?
Andrew Bartzis: Şu anda buradayız değil mi? (başarı!)
Lance White: Benim için işin heyecan veren kısmı, bütün çalışmaların hepsi
2011 ile 2014 arasında sonuçlananacak olmasıdır. Mevzuniyet sınıfına.........
Andrew Bartzis: Mevzun vermek zorundayız, bu bir zorunluk.
Lance White: Mevzuniyete hazır olmayan insanlara ne olacak?
Andrew Bartzis: Onların hazır olup olmamasına bakılmaksızın Dünya kendini birden çok kopyalayıp kopyalarını fiziksel olarak
başka bir yere gönderebilir, ayrıca ‘Yoğunluk’ları da birbirinden ayırabilir.
Lance White: Sık sık farklı zaman akımları yaratılmasından bahsetmenizin
amacı bu olsa gerek. Yaşamlarına oldukları gibi devam etmek isteyenler için,
uyanmak isteyenler için gidecekleri ayrı ayrı yerler ve değişik zaman dilimleri
gösterilecek....
Andrew Bartzis: Değişim rüyalar yolu ile olacak, Bizler ‘birlik bilinci
rüya zaman’ ını deneyimleyen varlıklarız. Dünya böyle yaratıldı. Hali hazırda
‘yeryüzü rüya zaman’ ı mevcut. Bütün insanların yapılarında yeryüzü rüya
merkezi var, gizemli geometri kullanarak yapılmış şehirlerde yaşıyoruz, bu
şehirler yeryüzü rüya zaman dilimine girmemize engel olmaktalar. Yükselişin
olacağı an ki buna ‘olay’ anı diyoruz, bu an ‘birlik bilinci rüya zaman’ını
hepimizin aynı anda bir iki saniye yaşamasıdır. Bu deneyim sık sık yaşandıkça, UYANMIŞ
olan insanlar aynı rüyayı görüp, geçmişte yaşanılan aynı olayları yaşayacaklar
(Deja Vu) ve bunu birbirleri ile paylaşacaklar. Bizi hali hazırda kontrol edip
yöneten sistemin rüyaların paylaşılmasını durduracak gücü yok.
Lance White: Bilinçleri kontrol edecek ileri teknolojileri olmasına rağmen
oluşum durdurulamıyacak. Event (Olay) diye bir film vardı, bu filimde olay
sırasında herkes bilincini kaybediyor, her nedense gelecek yaşamlarını
görüyorlar.... bütün filmi tam hatırlamıyorum, ama binlerce Hollywood film
yapımcısı durumu destekler izlenimi vermekte, böyle filmleri niye yapıyorlar?
Andrew Bartzis: kendi kendine açığa çıkma, ifşa için.
Lance White: Daha sonra, bak biz söylediydik, bu olay olacaktı, diyebilmek
amacı ile kendilerini açığa çıkartıyorlar.
Andrew Bartzis: ‘kendi kendini açığa çıkartma’ nın bir çok nedeni vardır;
bazen çok yaratıcı birinin bilerek veya bilmeyerek yazdığı hikayenin gerçek
olması, bazen de Dünya dışı enerji varlıkların isteği üzerine ifşa gerçekleşir
veya diğer insanların bütünlüğü bozmak için uydurdukları yalanlar ve
propaganda. X Gezegeni ve Nibiru hakkında konuşmuştuk, gezegen ve olanlar
gerçekti. Binlerce kez bu gezegen sistemimizden uzaklaştırıldı, bizler nezaman
Gezegene ait birşeyler duyduğumuzda, olayı canlandırıp Gezegeni geri
getirmekteyiz. Kendilerini gizleme teknolojine sahip olduklarından onları
görmemiz engellenmekte, göremediğimizden dolayı ve şartlar uygun olmadığından
‘korkmuş bilicimiz’ Gezegeni fiziksel olarak algılayamıyor. Niye Niburu?
Geçmişte bizi kontrol eden Varlıklar (bunlar 15 tane) bütün zaman dilimleri
içine her biri kendini bölerek kendi parçalarını yaymıştır. Herbir Varlığın parçaları Kovandaki kraliçe Varlıkla (Ana Varlıkla) sürekli iletişim içindeler. 2011 ile 2014 arasında negatif 15 Varlık kendilerini bölerek 70 Milyon farklı "şeye"
ulaşmıştır, yaşamlarını Dünyada yaşayan değişik varlıklar olarak
sürdürmekteler.
Lance White: Bunların hepsi nasıl halledilecek, dönüm noktası olan
‘olay’dan biraz bahsedelim.
Andrew Bartzis: Daha önce verdiğim örneği vereceğim. Bütün okullarda çocuklar
derse başlamadan önce kahvaltı yapacakları masalara otururlar (U.S.A.).
Birbirleri ile konuşurken gördükleri rüyalardan bahsedecekler, Biri ben şöyle
bir rüya gördüm diyecek öbürüde bende aynı rüyayı gördüm diyecek. Çocukların
kullanabildiği teknoloji (oyunlar, internet..) ile bu durum Dünya geneline
yayılacak, fakat yetişkinler durumu biraz farklı deneyimleyecekler. UYANMAMIŞ
yetişkinler ‘Olay’ı Deja vu olarak deneyimleyecekler, yolda karşılaşan iki
yetişkin birbirlerini işaret ederek Deja vu diyecekler biribirlerine, her
ikiside deneyimlerini inkar edemeyecekler ve o anda her ikisi de yaşadıkları
gerçeklikleri sınayacaklar. Bunların başlaması bize paylaşabileceğimiz daha
fazla rüyaların geleceğinin sinyalini verecek.
Lance White: UYANMIŞ olanlar olan biteni görecekler .....
Andrew Bartzis: Aramızdaki UYANMAMIŞ olanları görecekler.
Lance White: Böylelikle, oluşan bu yeni gelişme içinde, olayları daha iyi tercüme
etme imkanı elde edeceğiz.
Andrew Bartzis: Kesinlikle, çoklu gerçeklikleri deneyimleyen bizler
ÇokBoyut’lu varlıklarız, olan biten herşeyi bilemeyebiliriz ama, o anda
(‘Olay’) yaşanılacak olanın ‘Birlik gerçeği’ değil de, ŞU ANDAKİ ‘Birlik
gerçeği’ olduğunu bilecek durumdayız.
Lance White: Kesinlikle, Şu andaki Birlik gerçekliğinde, karanlık içinde
olmamızdan, zaman savaşlarından, Cin’lerin çalışmalarından dolayı binlerce,
onbinlerce, milyonlarca yıldan beri hapis edilmiş durumdayız. Anunaki
mitolojisine gelmek istiyorum. Zacharia Sitchin’nin çalışmalarına göre, Anunaki
bizim Dünyamıza 400 bin yıl önce geldi ve bizlerin Gen’leri ile oynayıp,
bizleri köleleştirdiler. Bunların ne kadarı doğru?
Andrew Bartzis: Zamanlama dışında, Sitchin’nin ilk 3 kitabı çok doğru.
Sitchin’nin çalışmaları yozlaştırıldı. ÇokBoyut’lu bir varlığın yardımı ile
Sitchin yazılı olan eski kayıtları tercüme etti. Ruhsal gelişmesi oldukça
yüksek olan biridi, Belirli şeyleri yapmak için Dünya’ya gelmiştir. ‘Tanrılar
ve davranışları’ bölümüne kadar olan ilk üç kitabı çok doğru, zamanlama doğru
değil, buda çok doğal çünkü, Dünya’daki zaman akımları çok kez
değiştirilmiştir, zamanı çok doğru olarak tahmin etmek artık mümkün olamamakta.
Anunaki ayartılarak Dünya’ya getirildi, Gezegenleri, Nibiru veya ne
isimlendirirsen isimlendir, serbest hareket eden, belirli yörüngesi olmayan
Gezegendir. Gezegen, hareketini sağlamak için her hangi bir Güneş sistemine
ihtiyaç göstermez. Bizim Gezegenimiz hareket için gerekli olan gücü ‘Birlik
Bilinci’nden alırken, Niburu Gezegeni enerjisini ‘Boyut’tan alır. Dolayısı ile
Boyut enerjisinde var olan kristal teknolojiyi psişik yolla kullanarak gezegenlerini
hareket ettirmekteler, bunu gerçekleştirmek içinse sadece toplumsal liderlikle
yönetilen bir topluma ihtiyaç duyulmakta. Dolayısı ile Gezegenlerini
diledikleri her yöne yönlendirip, her yere götürebilmekteler, gittikleri
yerlerde özgür iradelerini kullanarak her istediklerini yapabilmekteler.
Anunaki’yi bizim Gezegenimize gelmesi için ayartan, bu gün bütün Arap ırkının
yönetici kesimi, önemli aileleri ve bankacıları olan ÇokBoyut’lu enerjidir. Bu
varlık, Anunaki’yi yemleyerek, bir Gezegenden başka bir Gezegene oradan başka
bir Gezegene ve sonunda amacına ulaşıp Dünya’mıza gelmelerine neden olmuştur.
Her gittikleri Dünyaları mahvedip kullandıkları teknolojileri bırakarak diğer
Gezegenlere geçmiş aynısını o gezegenlerde de yapmışlardır. Güneş sistemimize
geldiklerinde Güneş sistemini hiç kimsenin korumadığını gördüler. İyi ve Kötü
güçlerin her ikisinide savaşmaktan yorgun düşüp sistemi koruyacak güçlerinin
olmadığını gördüler. Güneş sistemi tamamen boş durumdaydı. Güneş sisteminde, Lemuria’nın gerileyip Atlantis’in yükselişinden önce, sadece ruhsal gelişimi
yüksek fakat ilkel görünümlü olan canlılar, bizler bulunmaktaydı. Lemuria
medeniyeti dibe vurmuş, Zaman Savaşları duraklamış, yaşayan canlı Tür’lerin
çoğu yok olmuş, bazıları terk etmiş ve daha önce terk edenlerin bazıları geri
gelmeye başlamış…, böyle bir manzarada, Anunaki geliyor, gelir gelmez çok
gelişmiş teknolojiyi ve ilkel görünümlü fakat yüksek ruhsal teknolojiye sahip
olan bizleri görüp şaşırıyorlar. Aynı zamanda bizlerin DNA’larının onların
DNA’larına benzediğini fark ediyorlar. Onları yemleyip Güneş sistemine çeken
varlık olan biten herşeyin farkındaydı. Anunaki Güneş’i yıldız kapısı olarak
kullanıp, bize ulaştı. Buraya, Dünya’nın Güneş sistemine gelmek için, burada
yaşayanlarla ya DNA akraba bağın yada Ruh akraba bağın olması gerekmekte, bu
diğer Galaksiler için de geçerli. Böylelikle sözü geçen ÇokBoyut’lu enerji,
Anunaki’yi hile ile enkarne ve reenkarne döngüsüne sokmuş oldu. İkinci nesilde
artık insan DNA’sına Anunaki DNA’sı da karışmış oldu. Sözü geçen ÇokBoyutlu
varlığın Anunaki’nin teknolojisine ve insan DNA’sına yapabileceği katkıya
ihtiyacı vardı. Çünkü Anunaki serbest seyahat eden bir ırk, dolayısı ile bütün
Evreni dolaştığından, kendi bünyelerinde Evrenin her köşesinden DNA’lar
taşımaktalar, DNA’ları oldukça değerli. (Anunaki’nin çok ileri Gen
teknolojisine sahip olduğunu da unutmamalı) Bu DNA’lar insan DNA’larının
işlevliğini artıracağından ve Anunaki’yi hile yolu ile getiren bu ÇokBoyutlu
varlık, insan- giysisi (insan bünyesi) içinde olduğundan dolayı, insan DNA’sına
eklenen yeni RUH-KOD’larını kullanarak istediği bir çok Galaksiye girebilme
imkanına kavuşmuş oldu. Ruh-Kodu DNA ile Güneş Sistemleri arasındaki Ruh-Akrabalığının
olup olmadığını saptayan kodtur. Kural şu; eğer birey 10 Gezegende yaşamış ise,
ruhsal akrabalık düzeyinde, sadece bu 10 Gezegene gidebilir (o Gezegenin
yerlisi gibi yaşayabilmesi için ruh akraba bağı gerekli). Daha fazla Ruh-Kodu
istiyorsa, istediği Gezegenlerde enkarne olması lazımdır. Bizi işkal eden bu 15
ÇokBoyut’lu varlıklar, Evrenin her köşesinden değişik Varlıkları Dünya’ya
enkarne ettirmek için uğraşmaktalar. Sitchen’nin Anunaki’nin Dünya'dan altın
aldığı konusundaki görüşü oldukça doğru idi. Ancak amaç maddeyi alıp götürmek
değildi, alınan altının içindeki enerjiyi başka yerlere götürmekti, bunun amacı
ise, Dünya’dan göç etmiş olan Ruhların götürülen yerdeki altını algılayıp,
tekrar altının olduğu yere enkarne olmasını sağlamaktı (ellerinden kaçanları
tekar yakalayıp sömürmek). Özgür iradesi olmasına rağmen Anunaki’yi de kendi
amaçları doğrultusunda kullanmışlardır, Anunaki ise oyunun gerçek boyutunu
anlayamamış ve emellerine alet olmuştur.
Lance White: Bir anlamda Anunaki de bizler gibi kurbandır. Anunaki Sürüngen
ırktan mı yoksa Drakon (Ejderha) ırkından mı gelmekte?
Andrew Bartzis: Yeteri kadar gelişmiş ‘Deri-Elbise’ teknolojisine (DNA)
sahip olduklarından, onlarda birçok ırkın DNA’sı bulunmakta. Tabiki var olan
tüm ırkların değil. Bazıları insanı andırır, bazıları ise aynı ırka dahil
olmalarına rağmen tamamen değişik görünüm içindedir. Kendi DNA’leri üzerinde
her türlü değişikliği yapabilecek teknolojiye sahipler.
Lance White: Gen üretip ‘ışık-varlık’ yapan Anunaki mi yoksa orijinal 15
Varlık mı? Başka bir değişle bütün ırkların içinden en iyi genleri toplayıp,
sahte ‘ışık- matris’ oluşturan kim?
Andrew Bartzis: Sahte ‘ışık-matrisi’ yapımı esasen Anunaki’nin buraya
getirilmesi ile başlamıştır. Sahte varlık ve sahte ışık teknolojisi Anunaki
tarafından başlatılıp, oterite ve kontrol altında yaşayan diğer toplumlarada da
uygulanmıştır. Benim rahim şakrasından bahsettiğimi hatırlıyormusun? Eğer
onların üzerinde yaşarsan gezegen seninle ilişkiye girer, Eğer Anunaki DNA
uzmanlarını, Anunaki savaş uzmanlarını Piramidlerin yanına koyarsan, doğal
olarak bilinç düzeyleri artacağından, ne üretirler?! Toplu imha silahları, Toplumların
bilinclerini etkileyebilen DNA teknolojileri. Üretilen bu teknolojiler diğer Oterite ve Kontrol ile yönetilen Gezegenlere götürülüp oralarda da uygulanmaktaydı.
Lance White: Anlaşılan, Dünya oterite ve kontrol altında yönetilen diğer
Gezegenlerin yaratılmasında da verimli bir toprak olmuş.
Andrew Bartzis: Rahim şakralarından dolayı. Dünyada 200 rahim şakra mevcut,
bu özelliğe sahip olmak eşsiz bir ayrıcalık, rahim şakrasına sahip olan başka
Gezegenler de var ama onların şakra sayısı 3 veya 4 tür.
Lance White: Bizim kendi şakralarımızdaki durum nedir, 7 şakramızın veya 14
şakramızın olduğu konusunda birbiri ile çelişen bilgiler var. George
Kavassilas, bizlere şakralar yerleştirilmesinin amacı karanlık güçlerin
bizlerin içine daha rahat girebilmeleri içindir demekte.
Andrew Bartzis: Hem doğru hem yanlış. Çok sayıda ilk insan versiyonu
yaratıldı... nereden başlayabiliriz? Hangi versiyondan söz ediyoruz? 1., 2.,
3., versiyonlar için doğru, fakat 17. den 34. ye kadar olanların 185 şakraları
var, daha sonradakilerin...... böyle gitmekte, çok sayıda versiyon var,
hikayenin boyutu bu denli büyük. Dikkatlerin bu yöne verilmesine yardımcı
olduğu için George’a teşekkür edebiliriz, bundan sonraki adımlar da var... Eğer
sadece belirli bir versiyon insan üzerinde çalışsalardı, bu versiyonu çok
sayıda üretmek isteyeceklerinden, şakra sistemini kontrol amacı ile oterite ve
kontrol sistemini şakra düzeyinde yapılandırabilirlerdi.
Lance White: Buda enkarnasyon süreciyle yapılabilinirdi, öyle değil mi?
Enkarnasyon süreci ile başka neler yapıldı? Basitçe hiç kimse 400 bin yılı
aşkın bir süreden beri mezun olmadı, bazı bireyler insan gibi görünmelerine
rağmen tam insan olmadıklarını bilmekteyim, belkide ruhları yok, bu durum
olasımıdır?
Andrew Bartzis: Biyolojik makina’dan mı bahsediyorsun? Klonlar mı? Klonlama
için klonun içinde klonu yapılacak canlının kıvılcımı (enerjisinin bir parçası)
olması lazım, Bizler ÇokBoyutlu Varlıklarız; benim her bir parçam başka
Boyut’larda işlevlerini yerine getirirken, bende burada sizinle
konuşabilmekteyim aynı zamanda, aynı anda birkaç yerde olabilmekteyim. Klonlama
yaparken, bir parça kıvılcımınızı yaratıyorsunuz, bu kıvılcım ruhsal yapınıza
çok yakın bir örnek, aslında yaşayan canlıdan alınana DNAlar kullanılarak
yapılan klonlama canlınının özgür hür iradesine karşıdır. Klonlar kendi özgür
hür iradelerini tam kullanamayacaklarından Oterite ve Kontrol sisteminin birer
parçası olmaktan öte gidemeyecekler ve çok az özgürlükleri olacak bundan dolayı
başka varlıklar istedikleri an bedene girip çıkarak bedeni kullanacaklar. Bir
Gezegenden diğer Gezegene geçtiğinde her Gezegende içine girebileceği genetik-varlık
(elbise-klon-beden, ne derseniz deyin) yapan Bilinçler vardır. Kullanmak
istediği Gezegendeki genetik-varlığa girip bir süre yaşayıp varlığın içinden
çıktıktan sonra bu genetik- varlık ya buzdolabına kaldırılır veya kullanan Bilinç, genetik-varlığı
o Gezegenden fiziksel olarak yok edip gideceği Gezegende var ederek beraberinde
götürür, bu yöntem sık sık kullanılmaktadır.
Lance White: Başlangıçta biz bunları konuşmayı planlamıştık, zaman
yolculuğu, fiziksel yapının başka mekana ışınlamması, Boyut’lar arası hareket
vb. kontrol sisteminden ve bölünmelerden dolayı bu yetenekler yüzbinlerce
yıldan beri kullanılamamakta. Çözüm nasıl bulunacak, bütün bu versiyonlar bir
şekilde teke indirgenip birleştirilemez mi?
Andrew Bartzis: Rüya-Zamanı yolu ile, her zaman bu yolla olur. Deri-Elbise
teknolojisi birlik bilinci tarafından Rüya-Zaman yolu ile yaratılmıştır. Astral
dünyayı gasp ederek sahte rüya alemleri yaratıp, Gizemli Geometrisi olan
şehirler yaratan varlıklar da vardır (Daha anlaşılır olması açısından 'Rüya-Zamanı'nı 'Rüya Alemi' olarak değiştirip kullanacağim).
Lance White: Büyük şehirlerin büyük bir kısmı, Gizemli Geometri
kullanılarak yapılmışlardır, değil mi?
Andrew Bartzis: Kesinlikle, hepsinde Gizemli Geometri kullanılmıştır.
Büyük şehirlerin yolları, isimler, sokak lamba direkleri, elektrik kabloları
hepsi Gizemli Geometri planına uygun yapılmıştır.
Lance White: Temelde insanların UYANMAları için sansları pek yok....
Andrew Bartzis: Aslında var, çözüm, herkesin bağımsız özgür iradesini sahiplenmesinde
yatıyor. Dışarıda biz bize ışık- işçileri endüstrisinden bahsediyorduk, gerçekten
çok güçlü ışık-işçileri var, onlara bir çift sözüm var; artık sadece amigo
olarak kalamayız, aktif olmalıyız, sokağa çıkıp yürümeliyiz, doğal varoluşumuzu
kullanıp yürüyüşün kıvılcımını başlatmalıyız. Hep birlikte yürüyüşü
başlatmalıyız, belki başkalarının çalışmalarını beğenmiyor olabiliriz, affetmeyi
direnişin bir parçası haline getirip Dünya’yı özgürleştirmeliyiz.
Lance White: Bende böyle davranılmasını istiyorum, farklılıklarımızı bir
tarafa bırakmalıyız, böylelikle egodan kurtulabiliriz, yeni çağ akımı içindeki
pek çok insan sadece kendi düşüncelerine ve yarattıklarına aşıklar.
Andrew Bartzis: Gerçekleri inkar eden bir cahillik içindeler.
Lance White: Öfkemizin, kızgınlığımızın keskinliğini yitirdik, gerçeği görmek
için öfkenin itici gücüne ihtiyacımız var, en önemlisi gerçek gösterildiğinde
ışık-işçileri bunlar komplo teorilerdir dememeli. Buradaki konuşmalarımızı
derinlemesine kavramalı, birlik bilinci altında bir araya gelmenin gerekliliğini
anlamamız gerekir. Çünkü anahtar budur, öyle değil mi?
Andrew Bartzis: Tamamen öyle, birlik bilinci aynı fikirde olmamayı ihtiva etmez.
Birlik Bilincinde amigoların olduğu bir gurup yoktur, mecazi anlamda
konuşuyorum, herkezin bir elinde diren yazılı tabela öteki elinde ateş olmalı,
şiddet kullanılması gerekir demiyorum. Onbinlerce kişinin elerinde pankartlarla
sokakta yürüdükleri bir tablo etkili olur.
Lance White: Bahçıvanların çimlerin uzadığını görüp biçtiği gibi, sistem de
UYANANları görüp biçmek isteyecektir, bu durumda ne yapmalı?
Andrew Bartzis: Her şey bağımsız, özgür iradenize sahip çıkıp kullanmaya ve
her safhasına saygı duymaya dayanmakta. Ruhsal kontratları kırmak için yazdığım
bildirimler var, bunlar devletle, bankalarla, medya ile yapılmış sözleşmeleri
feshetmek için yazıldı, herkesin okumasını öneririm ve dileyen herkes kendi
sözlerini de ekleyebilirler. Bunlar birer taslak, sözler kullanarak kendi
kendini güçlendirecek olan sizlersiniz. Kendi bağımsız hür iradenizi
kullanarak, enkarne yolunu kullanıp kendilerini bizlerle ruh akrabası yapmış
kahrolası ruhsal ailelerden kurtulmanın yeğane yolu budur.
Lance White: Bunun için bir websiteniz var mı?
Andrew Bartzis: http://galactichistorian.com
Lance White: Mükemmel. Şu anda bizler 2011- 2014 zaman çerçevesi içindeyiz,
bu süre ve sonraki sürelerde bazı insanların belkide olan bitenden hiç haberi
olamayacak?
Andrew Bartzis: Onlar Rüya-Alemi içinde
olacaklar. Rüyadan çıktıklarında, onlara sadece birkaç saniye veya birkaç dakika
geçmiş gibi gelecek.
Lance White: Gerçektende çok kısa bir zaman içinde olacak.
Andrew Bartzis: Rüya-Aleminde hazır olana kadar tutulacaklar, Dünya
tekrar yerel gerçekliklere bölünecek, ordular Roma’ya, Çin’e, Mangolya’ya
yürümeye başlayınca, yerel gerçeklikler işkal edilmeye başlanıp teker teker Gizemli Geometrisi olan şehirlere bağlanacak. Yerel gerçeklikler Birlik
Bilincinden alınıp Birlik Bilinci olmayan bir Dünya’ya yapılandırılacaklar.
Lance White: Ley Hatlarına da bağlı olacaklar, değil mi?
Andrew Bartzis: Ley Hatlarının doğal çalışması kontrol altına alınacak.
Lance White: Ley hatları ile ilgili çalışmalar olumlumudur?
Andrew Bartzis: Evet, çok olumlu işler yapılıyor. Dünyanın enerjisi, 7.
Boyut’lu enerjiden 6. Boyut’luya, oradan 5. Boyutlu enerjiye, 4. Boyut’luya ve
buradan da 3. Boyut’un düşük katmanına indirgenmiştir. Çünkü bu Boyut’ta enerji
gücümüzü yükseltmemiz halinde yükselen enerjmizi rahatlıkla biçip büyüme engellenebilmekte.
Dolayısı ile Ley Hatları üzerinde çalışmanın önemi çok büyük. Eğer birlik ve
beraberlik içinde olunduğunda 5.000 kişilik bir ekibin her bir bini değişik Ley
Hattında çalışarak Ley Hatların çalışma sistemi yararımıza değiştirilebilinir.
Ley Hatları bilincin gelişmesi için enerji şablonları üretirler. Astral
projeksiyon için xyx eksenidir de aynı zamanda. Geçmişte binlerce toplumun
yaptığı sadece yıldızları izlemek oldu, seyrettikleri bizlerin bugün de
seyrettiğimiz aynı yıldızlardı. Gerçeklik içinde bulunduğunuz kültür yolu ile
algılanır. Şu anda bizlerin medya tarafından yönetilen kültürü var, sözlü
geleneğimizi, elimizden alıp sahiplenmişlerdir, TV kuşağında doğanlara, TV sözlü
gelenek haline gelmiştir, anne ve babanın sözleri dikkate alınmamakta. Bunun
değişmesi gerekir. Trans durumuna girmeden, kanal yolu ile değil, gerçek bir
insan olarak tarafsız bir yaklaşımla Akaşik kayıtlara girip okuyabilen sözlü
geleneğe sahip olan benim gibi insanların artması gerekir. Akaşik kayıtlarına
tarafsız, doğal, ikilem içinde olmadan girilmeli, yoksa kayıtları okumak mümkün
olmaz. Kötü, negatif şeyleri gördüğümde, etkilenip üzülemem, olanlar benim için
sadece bilgi, haber olmaktan öte geçemez, aksi halde, polariteye izin vermem
halinde Akaşik kayıtlara ulaşamam. Tarafsız, doğal olmam gerekir.
Lance White: Yargılamaya başladığımızda polarite bilinci içine gireriz,
dolayısı ile ikilemede oluruz. Durum egonun kötü olduğu anlamında değil....
Andrew Bartzis: Ego bizim hayatta kalmak için kullandığımız aletidir.
Lance White: Evet, hayatta kalma mücadelesinden geliyoruz, her yönden bizi
bombardıman etmekteler, hatta bize rüya alemlerimizde bile saldımaktalar. Kısa bir aradan sonra Andrew ile bu
konularda daha fazla konuşmak için bir araya geleceğiz.
Çeviren Naci Gülşan
NOT : Andrew Rüya-Alemi’ni şöyle açıkladı; Bu zaman dilimi, var olduğumuz her
yerde (tüm katmanlarda) TAM ÖZGÜRLÜK demektir. En fazla YARATMA gücümüzün
olduğu yerdir burası. Avusturalya yerlilerinin dediği gibi, rüya gördüğümüz
YER’dir. Rüyalar sonsuz ve sınırsız olduğu gibi, rüyalarımıza günlük
yaşamımızdaki külfeti sırtlanıp götürmüyoruz. Rüya-Alemi’nde ZAMAN YOKTUR, aynı
zamanda Seyyah’lar ile olan bağlantılar da kesilmez. Çok uzun zaman önce
yaşamış atalarımız girip YARATABİLMEK için, Rüya-Alemi’ni inşa etmişlerdir.
Otorite ve Kontrol Sisteminden kurtulduğumuzda gücümüzü Rüya-Alemi’ne
yönlendirip bu alemi güçlendirmeliyiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder