5 Mart 2013

İletişim


Bilmiyorum sizler de benim gibi zaman zaman, sebebi ne olursa olsun, duygu ve düşüncelerin kelimelere dökülmesi konusunda şairimiz ile aynı düşünceyi paylaşıyor musunuz?  "Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, Kelimelerin kifayetsiz olduğunu bu derde düşmeden önce. Bir yer var, biliyorum; Her şeyi söylemek mümkün; Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; Anlatamıyorum".

Sembol ve işaretlerin kelimelerden daha güçlü olduğunu hissetmişimdir. Düşüncelerimi bu yöne yoğunlaştırdıkça Dünyada olduğu kadar Evrende de kelimelerden ziyade sembollerin çok kullanıldığına tanık oldum.  Aşağıdaki yazı konuşulan dilin aslında algıda sınırlama olduğuna dair Taryn Crimi tarafından alınan kısa bir mesaj.
 Bugün dikkatinizi haberleşme üzerinde yoğunlaştırmak arzusundayız. Birçok insan gerçek duygu, düşünce ve inançlarını yakınlarına bile ifade edemezler. Çoğunuz haberleşmenin kelimeler ile olduğuna inanırsınız. Başkalarını anlamanız için dinlemenin gerekli olduğu öğretilmiştir, aslında anlamak için hissetmek gerek dinlemek değil. 
Kelimeler yolu ile kullanılan dil binlerce yıldan beri gezegeninizde kullanılmaktadır. Anlaşmanın herzaman böyle olmadığını ve kelimelerin gerekli de olmadığını bilmeniz gerekir. Hayvanlar alemine bakarak, sizin gibi konuşulan bir dil geliştirmemelerine rağmen Kuşların birbirleri ile uyum halde hep birlikte kalktıklarına, çok sayıda Balığın sanki sadece bir Balık gibi keskin manevralar, zikzaklar yaparak yüzdüklerine ve Fillerin kilometrelerce uzaklıktan birbirlerini bulduklarına tanık olmaktasınız. Bazılarınız hayvanların ses çıkararak birbirleri ile haberleştiklerini idda edebilirsiniz, bizler de hem fikiriz, ses yolu ile haberleşme sadece kullandıkları yöntemlerden biridir. Söylemek istediğimiz, sesin haberleşmenin gerekli olan bir parçası olmadığıdır. Haberleşme enerji yolu ile, frekans yolu ile olur.
İsteyip istememekle ilintisiz olarak her var olan canlı çıkardığı kendi enerjisini  saklayamayıp diğerleri ile paylaşır. Oluşturduğunuz düşünceler belirli frekanslarda titreşim yaratarak çevrenizdekiler tarafından algılanır. Böyle bir algılama sonucu konuşan birinin doğruyu söyleyip söylemediğini anlarsınız. İçgüdüsel olarak, düşüncenin titreşimlerini algılarsınız, söyledikleri ile karşılaştırıp karar verirsiniz, bunu bilinçsizce, içgüdüsel olarak yaparsınız. Kalbinize, bütün vucudunuza kanı pompalaması için nasıl talimat vermiyorsanız, başkalarının enerjilerini algılamak için onların yaydıkları frekanslarını bilinçli olarak sözlere çevirmek durumunda  da değilsiniz aslında. 
Verilen enerjiyi anlayıp iletişim kurmanın bir başka örneği ise İnsanlar ile hayvanlar arasında olan iletişimi verebiliriz. Sizinle aynı dili konuşmamalarına rağmen evde beslediğiniz hayvanlar ile mükemmel iletişim kuruyorsunuz. Bu iletişim hayvanların sizin konuştuğu dili anladıklarından değil siz ve hayvanlarda ortak olan çevredeki enerjiyi algılama yeteneğinin var oluşundandır. İletişimleri konuşulan bir dile bağlı olamadıkları için hayvanların başkalarının düşüncelerini hissetme yetenekleri daha gelişmiştir.
Bilgilerimizi, sizlere ulaştıran aracılara (medyum) gönderdiğimizde herhangi bir dil kullanmıyoruz. Sadece enerjimizi yolluyoruz, enerji, beyin epifizi (pineal gland) tarafından, alanın ana diline çevriliyor. Herşeye rağmen başkalarının enerjisini algılayan aslında kalptir. Bilinç sadece enerjiyi, alanın(medyum) bilincindeki kelimelere çevirir (ana diline). Kalp hali hazırda bütün dilleri konuşur.  Hepinizin diğer İnsanlar ile olan iletişimi kalp yolu ile olmalı.
Aslında kelimeleri kullanarak haberleşmiyorsunuz. Kelimeler yolladığınz ve algıladığınız enerjiler için bir araçtan öte gitmiyor. Kelimeler sadece enerjileri taşır, kendileri verilen mesajlar değildir. Bu durum hem yazılan hem de konuşulan kelimeler için geçerlidir. Kelimeler kendi hallerinde etkisizdir, onları etkili kılan yüklediğiniz enerjilerdir.
Yüksek Boyutlarda iletişim için dile ihtiyaç yoktur. Düşüncelerimiz anında diğerleri tarfından algılanır. Fiziksel gerçeklikte bulunmayı tercih etmediğimizden dolayı,  bizlerin ne fiziksel  sesi nede sesleri duyacak fiziksel kulakları vardır. Gerçekliğimizi fiziksel olmayan ortamda sürdürürüz. 5 fiziksel duyu çoğu zaman İnsanlar tarafından avantaj olarak algılanır, bu durum 3. Boyut için geçerlidir (kısıtlama), 5. Boyut ve ötesine geri döndüğünüzde fiziksel bedeniniz olmayacak.
Konuşulan dil kullanmadığımızdan, başkaları tarafından yanlış anlaşılmamız da mümkün değildir. Dil kullanılarak yapılan haberleşme türü, kalbin hissettiklerini kelimeler ile tam ifade edememe gibi  sınırlamayı bünyesinde barındırır. Dünyanızdaki münakaşaların bir çoğu farklı fikirler yüzünden değil, doğru anlaşılamamaktan kaynaklanmakta. Dünyanızda ne zaman herkes birbirini doğru anladığında savaşa gerek kalmıyacak.
Dolu dolu algılayıp yaşayamadığınız birçok derin düşünce ve duygular, aslında kelimelerden ziyade enerjiyi algılayarak tam yaşanlır kılınır. Örneğin; çocuğunuza karşı duyduğunuz sevgiyi kelimelerle hiçbir zaman tam ifade edemezken, beslediğiniz sevgiyi çocuğunuz hisseder. Düşünceler hissedilir, duyulmaz.
Buna rağmen Yüksek Boyutlarda farklı fikirler vardır. Bir kısmı konuşarak anlaşma halinde, varılan sonuca dair daha fazla, daha somut detay almak mümkün, diğeri ise bizim savunmamıza katkıda bulunarak, dili kullanmadığında başkaları ile daha önce bulunmadığın kadar daha fazla iletişimde bulunursun (sadece kelimelere döküleni değil, oluşan bütün duygu ve düşünceleri algılıyorsun, oluşacak trafiği düşünmek bile yoruyor). 
Sizin dışınızda, Balinalar, Yunuslar, Maymunlar ve Filler gibi yaşayan diğer canlılar da bir nevi sesli dil geliştirmişlerdir. Bu tür canlılar iletişim için sesli dile tamamen bağımlı olmaktan ziyade zaman zaman bu yolu bir tercih etmekteler  (oysa bizler, anlaşmak için tamamen dile bağımlıyız).
Her bir İnsan, dili kullanmadan, düşünce ve duyguları algılama yolu ile iletişim kurma yeteneğine sahip olarak doğar. Bu yetenek dil öğrenip sadece dile bağlı bir tür iletişim kullanılarak köreltilmekte. Tam olarak köreltildiğini de söylemek mümkün değil, bazılarımız hala bu yeteneği büyük ölçüde kullanırken(medyumlar), bazılarımız ise arada sırada kullanmaktalar(Hanımlarda kullanım sıklığına her zaman tanık olmuşumdur).
Bilinciniz genişlemeye devam ettikçe bu yeteneğinizi tekrar kazanacaksınız, bir kez daha hatırlatmak isteriz, kelimeler sadece araç, düşünce ve duyguları taşımaya yarar. Dinlemek, konuşanı sadece duymaya yarar, anlamak için kalbinizi açmanız gerekir, gerçek iletişim burada yatar.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder