12 Aralık 2017

Bilim adamları; Beynimizdeki Biyofotonlar Bilincimizin Doğrudan Işık ile Bağlantılı olduğuna dair İpucu Verebilirler!



Bilim adamları; Beynimizdeki Biyofotonlar Bilincimizin Doğrudan Işık ile Bağlantılı olduğuna dair İpucu Verebilirler!



Bilim insanları, memelilerin beynindeki nöronların, “Işık fotonu” veya "Biyofotonlar" üretebildiklerini buldular!

Fotonlar, garip bir şekilde, görünür spektrumda görünürler. Bunlar, menekşe rengi içinden geçen kızılötesine yakın, veya 200 ile 1,300 nanometre arasında değişir.

Bilim adamları, beynimizin nöronlarının ışıkla iletişim kurabileceği konusunda heyecan verici bir şüphe içindeler. Beynimizin optik iletişim kanallarına sahip olabileceğinden şüpheleniyorlar, ancak neler ile iletişim kurulabileceği hakkında hiçbir fikirleri yok.

Daha da heyecan verici olanı, optik bir iletişim oluyorsa, beynimizin ürettiği Biyofotonların kuantum dolanıklığından etkileneceğini iddia ediyorlar; yani bu fotonlar, bilincimiz ve muhtemelen birçok kültür ve dinin atıfta bulunarak adlandırdığı RUH arasında güçlü bir bağ var.

Deneylerin çoğunda bilim adamları, fare beyinlerinin bir sinir hücresi dakikada sadece bir biyofoton iletebildiğini keşfetti; ancak insan beyni saniyede bir milyondan fazla biyofoton iletebilir.
Bu durum bir soruyu gündeme getirir, nöronlar arasında daha fazla ışık üretip, nöronlar arasında daha fazla iletişim kurabilen insan daha da mı bilinçli oluyor?

Biraz düşünün. İnsanlık tarihinde azizlerin, yükseliş ustaların ve aydınlanmış bireylerin başlarının etrafında parlak daireler olduğu birçok dini metinlerde görülmekte.

Antik Yunan'dan ve Antik Roma'dan, Hinduizm, Budizm, İslam ve Hıristiyanlığın öğretilerine kadar pek çok diğer dinler arasında kutsal kişiler, başlarında dairesel bir ışıltı ile tasvir edilir.
Eğer onlar tarif edildikleri kadar aydınlanmışlar ise, belki de bu parlayan daire, yalnızca daha yüksek bilinçlilik içinde hareket ettiklerinin bir göstergesidir, dolayısıyla biyofotonların üretimi ve daha yüksek frekans söz konusu.

Belki bu kişiler, eğer biyofotonlar ve bilinç arasında herhangi bir korelasyon varsa aydınlanmış olmaları nedeniyle daha yüksek yoğunlukta çok daha fazla biofatonlar üretmekteler.

EnLIGHTenment (Aydınlanma) sözcüğü (LIGHT ışık demek) bile, bu yüksek bilinçliliğin ışıkla ilişkili bir şey olduğunu öne sürüyor, Türkçede’de zaten Aydınlanma ışıkla ilgilidir, açıkça ışık olmadan aydınlanma olmaz.
Fakat beyinlerimizin ışığı üretebileceği keşfini yapan en heyecan verici etkilerden biri de, belki de bilinç ve ruhumuzun bedenimizde bulunmamasıdır. Bu ima bilim adamları tarafından tamamen gözden kaçırılmaktadır.



Kuantum dolanıklık; birbiri ile reaksiyona giren 2 fotonun, fotonlardan biri diğer foton ile fotonun Evrenin neresinde olursa olsun herhangi bir gecikme olmadan reaksiyona gireceğini söyler.

Belki ışığın içinde var olan bir dünya vardır ve nerede olursanız olun, Fotonlar bu iki dünya arasındaki iletişimi sağlayan portaller gibi davranabilirler. Belki ruhumuz ve şuurumuz bu biyofotonlarla vücudumuzla iletişim kurar. Ne kadar çok ışık üretirsek o kadar çok şey uyandırıp bilincimizin bütünlüğünü sağlarız.

Bu, birçok kuantum deneyinde kanıtlandığı gibi, bir fotonun durumunun neden sadece bilinçli olarak gözlemlenmesinden etkilendiğini gösteren fenomeni açıklayabilir.
Tabii ki bunlardan hiçbiri bir teori bile olmak durumunda değil. Fakat soru sormak ve böyle metafizik hipotezler atmak bizi bilinçliliğin nerede olduğu, nereden geldiği ve ışığın içinde saklanan gizemler hakkında gerçeğe ve anlayışa daha yakın hale getirebilir.

Çeviren; Naci Gülşan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder