5 Ekim 2017

ALEX COLLİER



Alex Collier 8 yaşından beri Andromeda Takım Yıldızından olanlar ile birebir iletişim içindedir. Açığa çıkıp bu konuları ifşa eden ilklerdendir. 


Aşağıdaki yazı Alex Collier’in 1990’ların ortalarında verilmiş conferanslarının birinden alınmıştır.

Politika burada yani Dünya’da sonlanmamakta. Ruhsal alemde de politik hiyerarşi bulunmakta. Negatif Dünya-Dışı Varlıklarda bile politik hiyerarşi bulunmakta. Negatif Varlıklardaki politikacılar sorumluluklarına Dünya’daki politikacılardan daha fazla sahiplenmekteler. 

Dünya-Dışı Varlıklar burada bizlerle, çünkü bizlerin ve gezegenimizin ciddi problemleri var, Andromeda’lılara göre, Okyanusların bugünkü, yani ölüme en yakın hali, esas alınırsa, Dünya’daki oksijen bize 40 yıl yetecek. 3500 yl önce Dünyamızdaki Oksijen oranı %35 idi, endustrileşme, kirlilik gibi nedenlerden dolayı bugünki Oksijen oranı %18 den az. İnsanoğlunun yaşayabilmesi için gerekli olan Oksijen %15 tir. Kirlenmenin yarısı Ozon katmanına henüz ulaşmadı. Fakat durum çok çabuk değişebilir. 

Birçok insan farkında olmasa bile, Yeryüzüde Dünya-Dışı Varlıklar oldukça çok sayıda. Ay’ımız yapay uydudur, gerçek bir gezegen değildir, buraya 12.000 yıl önce Ursa minor’dan, içinde 21 gezegen olan Calta yıldız sisteminden getirildi. Ay’ımız 9.1 Milyar yaşında. Ay’da bulunan mineraller Dünya’da yok bu yüzden Ay Dünya’ya ait olamaz, fiziksel olarak buraya getirilmiş. Bizim Güneş Sistemimizde 8 tane yapay Ay bulunmakta, hepsi de başka yerlerden getirilmişlerdir ve üzerlerinde yaşayanlar vardır. Görev başında olan devletler durumu uzun süreden beri bilmekteler. Yeryüzü yüzbinlerce yıldan beri kolonileştirilmiştir. İlk kolonileştiren ırk Alfha Draconis dan gelen 2 ile 6.5 metre boyunda 800 KG ağırlığında olan bir Sürüngen ırktır. İnsanlardan hoşlanmamaktalar. 809 milyon yıl önce ilk koloniyi kurandır bu Sürüngenler. İlk koloni bugünkü Amerika’da kurulmuştur. Binlerce yıl yaşam sürmüşlerdir, bireysel olarak ta binlerce yıl yaşamaktalar. Bugün hala 1.833 sözü geçen sürüngen ırk 160 ile 320 KM derinlikte yer altında yaşamaktalar. Gezegenimiz bal peteği gibi delik deşiktir. Burada ve Ay’da yaşayan Grays olarak bildiğimiz yaklaşık 18.000 Varlık vardır. Grays’ler Zeta Reticuli 2 den gelmişlerdir. Söylediklerim Andromeda yıldız sistemi bakış açısından, değişik başka bakış açıları olabilir. Grays’ler kendi gezegenlerini 892,000 yıl önce terk ettiler. Galaksi düzeyinde, Sürüngenler ile İnsan Irkı arasında olan, 600,000 yıl süren Orion Savaşları nedeni ile kapana kısılmışlardı kendi gezegenlerinde. Grays’ler Orion sisteminden bir grup tarafından tutsak edilmişlerdi. Genetikleri değiştirildi, ürememeleri için dişileri öldürüldü, genleri ile oynanarak seksuel organları imha edildi. Duygusal yapıları zayıf olan Grays’ler zamanla duygusal yapılarını tamamen yok edip Robot’a dönüştüler. Bugün Güneş Sistemimizde ruhu olan, 2.100 orijinal Grays ırkı bulunmakta, İnsanları kaçırıp deneyler yapan Grays’ler klon olan Grays’lerdir, bunların ruhları yoktur dolayısı ile tam anlamı ile robot’lardır. Grays ırkı yok olma ile karşı karşılar. Dünya İnsanı olan bizler onlara büyük bir fırsat tanıdık. Ama çalışmadı. Grays’leri 2 amacı var; bizim gelişmemize yardımcı olmak ve kendi ırklarının devamını sağlamak. Grays’ler Orion sistemindeki bir grup tarafından kontrol edilmekteler. Bu Orion grubu 9 farklı ırktan oluşmakta. Negatif güçler bunlar, kontrol ve oterite sahibi olmak istemekteler ve bizlerin gelişmesini hiç istememekteler, Dünya’daki Grays’ler de negatif. Bunu biraz daha açayım; bizler 3. Yoğunluk’un ikilemine sahibiz. Evrenimizde bizim spektrum’uzun 3. Yoğunluk’u bir deneydir, bizler de bir deneyiz. Bu ikileme sahip olduğumuz sürece onlar 3. Yoğunluk’u kontrol etmeyi sürdürecekler. Eğer 4. ve 5. Yoğunluk’a çıktığımızda onların bizim üzerimizdeki kontrolü yok olacak, Her şey ışık olacak, herşeye rağmen şu anda bile ışık içindeyiz, çok düşük düzeyde vibrasyonumuz olduğundan ışığı tam yaşayamamaktayız, herşey yekpare madde. Birçoğumuz 3. Yoğunlık’a tıkılıp mahsur kalmış durumdayız, çoğumuzun burada, bu durumda, bu yoğunluk’ta, bu kadar uzun süre olmaması gerekir. Çoğumuz 3. Yoğunluğa bağımlı, fizikselliğine bağımlı olmuşuz, seksuel orgazm fikrine bağımlı olmuşuz, ruhsal deneyim tarafını unutmuşuz. 

Grays’ler, Galaksimizdeki diğer 23 sistemde de, bizimki kadar kötü olmasa da, aynı sanaryoyu oynamaktalar. Grays’ler tamamen Orion’lılar tarafından kontrol edilmekteler, diğer yandan da soyları yok olmakta, dolayısı ile özgürlüklerine kavuşma imkanları bulunmamakta. Galaksimizin her tarafında savaşlar çıkmakta. Andromada’lar, Pleiadian’lar, Sirius A’den bir grup, Arcturian’lar, Tal Satay’dan bir grup (bir araştırma projesi) bu savaş ortamından çıkmanın en kestirme yolunun, Güneş sistemimizin vibrasyonunu değiştirmek olduğuna karar verdiler. Çünkü bizim Güneş Sistemimide savaş ikilemi bulunmakta. Kendi içimizde savaştığımız gibi başkaları ile, başka ülkeler ile savaşmaktayız, bu durum diğer gezegenlerde görülmemekte, bizler bu konuda benzersiziz.
Burada 141 Orion grubu ve Sirius B’den de gelen 17 grup bulunmakta.  Montauk projesinde ( zaman içinde yolculuk 1943) kullanılan teknoloji  ABD devletine Sirius’lular tarafından verildi. Uzay araçları ile bizlerden çok hızlı hareket etmeleri ruhsal Varlık açısından bizlerden daha gelişmiş oldukları anlamına gelmez. Fiziksel olarak gelişmenin değişik safhalarındayız ama ruhsal gelişmede aynı seviyedeyiz. Gelecek 5 yıl içinde ispatını göreceksiniz. 

Dracon’lar Yeryüzü ve Güneş Sistemimizin sahiplerinin onlar olduğuna inanmaktalar. Dünyayı ilk onlar keşfettiğinden yaşayanların da sahibi olduklarını düşünmekteler. Hiyararşi şamasında Dracon’ların altında Orion’lılar bulunmakta. Daha altlarda Grays’lerle ilişkisi olan değişik gruplar bulunmakta. ABD ile ilişkiyi kuranlar Grays’lerdir, 1931 de ABD ile ilişkiye geçmeden önce, Alman’lar ile ilişkiye geçmeye çalışmışlardır. Alman’lar ilişkiyi rededip, biz hali hazırda Dünya-Dışı Varlıklar ile ilişkideyiz dediler. İlişki içinde oldukları Varlıklar Giza İstihbaratı’dır. Bu grubun kökleri Pleiadian’lılara uzanır. Çoğumuzun kökü olan Arian filosofisine inanırlar, diğer ırklar üzerinde baskın olan Beyaz Irk. 

Bugüne kadar öğrendiğimiz her şey, tanrı ve tanrıçalar altında bize söylenenleri kabul edip kopyalamaktan ibaret. Öğrendiklerimizi bir sonraki nesillere aktardık. Şu anda ya kendimizi yok edeceğimiz yada gelişeceğimiz bir noktadayız. Giza grubu, Grays’leri ortadan kaldıracak durumda değiller çünkü Grays’ler Devlet ile antlaşma imzalamış durumdalar.
 Roswell kazası oldu (1947). Bu kaza tarihte olan ilk kaza bu değildi. 2. Dünya savaşı bittikten sonra özellikle bilim adamları gittikleri ülkelere bilgi aktarmaya başladılar, ABD’ye aktarılan bilgiler Giza İstihbarat’ından gelmekteydi. 

Dünyamıza gelmek diğer Varlıklar için oldukça çekici gelmekte. Hepsinin değişik geliş nedenleri olmakta. Oterite ve Kontrol’ü elinde bulunduran grupların dışındaki Varlıklara, Galaksimizin dış kısmına yakın küçük bir ışık olan Güneş Sistemimiz neden çekici gelmekte.  4.4 Milyar yıldan beri Garaksi içi ve dışı seyahatleri yapılmakta. Kendi evlerinden ayrılan gezginciler, bizim bulunduğumuz kısımdan geçerlerken sistemimizde her zaman durmaktalar. Çünkü Dünyamız; çok güzel, Galaksimizde az görülen, bol miktarda su var, diğer yerlerde olmayan bitkiler ve yaşam var. Avantajlar sadece bununla kalmayıp, kıyıda köşede olmamızdan dolayı, Evrenin bu köşesinde yapacakları her şey yanlarına kalmakta, yapılacak olanlara ve yapılanlara hiç kimseden bir ses çıkmamakta. Semalarımızda 50 yıl uçabilirler, birkaç yüz yıl yaşadıkları düşünülürse, onlar için bu 50 yıl sadece bir hafta sonu. Sadece, Tanrı oyununu oynamaktalar.... Bunun, şunun genetik yapılarını değiştirirler, diğer yaşam formlarını oluşturarak, burada yaşayıp yaşayamayacaklarını denerler... her türlü şeyleri yaptılar.

Dünya Dışı Varlıklar için Altın’ın, Gümüş’ün veya Pırlanta’nın hiç bir önemi yok, bunlar için burada değiller. Genetikle ilgileniyorlar, yaşam formları onların değerleri. Bizlerin şu anda bilimde geldiği yer de bu. Terrents, uzalıların bize verdiği ad, bizler en az 22 farklı ırkın genetik manupülasyonunun direk sonuçlarıyız. Dolayısı ile Dünya’da kabaca 22 farklı beden tipi var (Andromeda bakış açısı, başka kaynaklara göre 72-Naci). Beden tipinden kastım, farklı fiziksel, genetiksel, kimyasal yapı. Bunda dolayı çok farklı ırklar var Dünya’da. İçimizde 22 farklı Dünya Dışı ırkın genlerini taşımaktayız (bundan dolayı değerliyiz-Naci).  Bir iki ırkın dışında, bir kaç ayarlamadan sonra, Sürüngen ırk ta dahil, bir çok ırkla çiftleşip yeni türler üretebiliriz. Bunu yapabilecek durumda olan sadece bizleriz Galakside. Bir insan ırkı olan Andromeda’dan bir örnek vereceğim, bu ırk o denli saf ve katkısız durumda ki genlerinde bozulmalar yaşamaktalar, genetik zayıflık görünmeye başlanmıştır. Pleiadian’lar bu durumu milyonlarca yıldan beri deneyimlemekteler, Gray’ler de hali hazırda bu durum içindeler ve bir çok  başka ırk da aynı durumda. Çünkü hep aynı ırk içinde üreme bu sonuca neden olmakta. Bu ırklara yardım edebilecek yegane ırk bizleriz.  Fakat içinde bulunduğumuz düşük bilinç durumundan dolayı bizlerin genlerini, bizlerin fiziksel yapılarını şu anda kullanamamaktalar. Bundan dolayı bütün dikkatler üzerimizde. Dolayısı ile negatif güçler, buna Dünya devletlerini de ekliyorum, bizlerin gelişmesini önlemekteler, bizleri bölüp birbirimizle savaş yaptırmakta..., mükkemmel bir iş çıkarmaktalar. Pozitif güçler de tam tersini istemekteler, fakat Evrensel kuralı ihlal edip bizim gelişmemize müdahale edmemekteler.

Hepimiz kendi içimize dönerek, ben kimim, ne yapıyorum bu yaşamımda, yaptıklarımı gerçekten de isterek mi yapıyorum, gerçekten mutlu muyum gibi sorular sormalıyız. Andromedanlılar bizlerin 22 ırktan oluştuğunu ve ruhsal Varlık olduğumuzu bilincindeler. Bu yüzden bizleri imtiyazlı, kraliyet ailesi gibi görmekteler. Çünkü bizleriz sadece bu durumda olan. Belki şu an böyle hissetmesekte mükemmel bir yapımız var, öyle değil mi. Pleiadian’lılar, Andromeda’lılar bu gezegende yaşayamazlar, Surüngen’ler, Drocon’lar kirlilikten dolayı yeryüzünde yaşayamazlar, bu kirlilikte yaşamlarını sürdüren yegane ırk bizleriz, bizlerin bu açıdan hayret edilecek çok sağlam ve güçlü yapısı var. Bir uçtan öbür uca giden duygularımıza baktığımızda; pozitiften negatife, mutluluktan deprasyona, sevgiden üzüntüye. Duygularımız ve duygular arasındaki bu denli büyük farklılıklara dayanabilmek, bizlerin diğer ırklar ile aramızdakı farkı ve  gücüdür. Dualarımız veya meditasyon duygular ile desteklenirse, amacınızı gerçekleştirirsiniz, yaratan duygulardır
   
Fiziksel olarak 22 Irkla ilintiliyiz. Herşeyin bir parçasıyız. Başka bir yerde bulamayacakları genetik havuzumuzu onlara önerebiliriz. Eğer bizler kendimizi yok edersek, büyük bir olasılıkla aynı zamanda gezegenimizi de yok ederiz, gezegenimizin de kendi kendini yok etmesi ihtimal dahilindedir.  Eğer Yeryüzü kendini patlatırsa, bütün gezegenlerin yörüngeleri değişir, Güneş Sistemimiz belkide birkaç milyon mil içeriye doğru çöker. Bizim Güneş Sistemimiz çekim açısından Sirius A Sistemine bağlıdır, Srius A Alcyone Sistemi’nin çevresinde döner. Bütün Galaksi İsviçre saati gibi durmadan döner, Galaksimiz de devamlı olarak Evren içinde hareket eder. Eğer Güneş Sistemimiz Dünya’nın patlayıp yok olması ile içeri çökerse, bu boşluğu doldurmak için başka bir Galaksi harekete geçer ve bu mükemmel işleyen sistem bozulur, varlıklarından haberdar bile olmadığımız milyarlarca canlı ölür ve bunun sorumlusu da bizler oluruz. Bizim dışımızda olan canlılar buna izin vermeyeceklerdir. Durumun bu sona gitmesini durdurabileceğimize gerçekten inanmaktalar. 

Andromeda’lılara göre Dünya’mız  7.1 Milyar yaşında. Yaklaşık olarak 6.40 Milyar yıl önce küçük parçalar ile birlikte gas oluşmaya başladı. Bu zaman dilimi içinede, mikro organizmalar, genetik yaşam ortamı, deniz canlıları, insanın yaşayabilmesi için ortam oluştu. Aynıları Mars’a da götürüldü,  milyonlarca yıl önce Mars’ta ve Dünya’da benzer ortamlar vardı. Fakat Mars’ta 64 milyon yıl önce olan felaket, üstüne üstük uzun süren savaşlar Mars’ın şekli şemalini değiştirdi. Mars’ta görülen yüzler ve Premid’ler Orion’lılar tarafından yapıldı. Ne zaman boş bir gezegen bulunsa, gezegenin yok olmayıp varlığının devamını sağlamak ve nihayetinde kolonileştirmek amacı ile, yörüngelerini sabitlemek için ağırlık olarak kritik yerlere Pramid’ler inşa etmekteler. 

Andromeda’lılar isim kullanmamakta, benimle rahat ilişki kurmak için kendilerini adlandırdılar, semboller kullanmaktalar. Harika Varlıklar, bizler gibi insan onlarda, Lyra savaşta yok edilince, herkes çevreye dağılıp göç etti, Andromeda’lılar Lyra’dan gelen bir gruba dahiller. Eski Dracon’ların kaydettikleri hikayelere dayanarak, insanı ilk yaratan ırkın Patal ırkı olduğu söylenmekte. Patal ırkı ile Dracon’lar savaş halindeydi, Patal ırkı onlara karşı bizi korumaktaydı, bu yüzden insan yaradılışı hakkında bilgililer, Patal ırkının nerede olduğu bugün bilinmemekte.  

8-14 yaşları arasında Dünya’dan alınıp Andromeda uzay aracına götürülmeye başlandığımda ilk karşılaştığım Andromeda’lılardan, 2.300 yaşında olan Moreney ve 4.300 yaşında olan Sayes’den ilk öğrendilerinden biri senin, benim, Dünya’nın, Evren’nin sadece holograf olduğudur. Koltuktan kalkarak uzaklaştıktan sonra geri dönüp baktığımda koltuğun yok olduğunu gördüm. Nasıl yaptıklarını sordum, senin için 3. Yoğunluk’u manupüle edip oturacağın koltuğu yaratıp yok ettik dediler. Her şeyi yaratabilirler, her şey vibrasyondan ibaret. 

Ruhu kimse yaratamaz. Fiziksel form yaratılabilir fakat Ruh Yaratıcıdan gelir. Gray’lerin problemi de bu, yarattıkları melez bünyelere ruhların enkarnesini başaramamaktalar. Yaratılanlar sadece et ve deriden ibaret ve onları yapay olarak yaşatmaktalar.  

Galaksimizde Andromeda’lılar, Pleiadian’lılar...,herkes Yaratıcının ne olduğunu, kim olduğunu anlamaya çalışmakta. Var olduğu kabul edilmekte, Andromeda’lılar O’nun, yaratıcı olmasından dolayı dişi olduğuna inanmakta.  Evren’imizdeki herşey, madde dahi  başka yerlerden, başka Evren’lerden gelmiştir. Andromeda’lılara göre; Zaman ve Boşluğa bağlı diğer bazı Evren’lerde frekans hızlanmaya başladı, bazıları dışında herşey gelişmeye başladı, gelişme gerçekten de bir karar meselesi, frekans yükseldikçe negatiflik ve korku içinde olanlar, frekans açısından ağırlaşmaya başlayıp zaman ve boşluk içinde Evren’den sarkan torbaların içine düştüler. Bilinç düşünce değildir, bir boşluktur, Yaratıcı hiç bir şeyi ziyan etmediğinden, gelişmek istemeyenler için torbalar oluşturarak kendilerine gelişebilecekleri boşluk yarattı. 

Madde olan her şey Kara Deliklerden gelir, Kara Delikler bizim bu uçtan giremeyeceğimiz diğer Evren’lere açılan portallardır. Bazılarımız, diğer Evren’den tekrar gelişme imkanı elde etmek için 2. Kez başka Evren’e yani buraya geldik, bir kez daha seçim hakkı kazandık, ya gelişeceğiz yada başa dönüp tekrar başlayacağız. Görünen o ki, 1994’te Galaksimizde bulunan 19 Güneş kutup değiştirdi, tamamı ile dönüp frekanslarını değiştirdiler, diğer yıldızlar da Güneşler’de olanı takip ettiler. Bizim Güneşimiz de aynı değişimi yaparak daha parlak olacak. Hubble teleskopu Vega Sistemindeki bir Kara Delik’in, imkansız olduğunu düşündükleri, ses hızının 2 katı ile kendi etrafında döndüğünü fotografladı, değişiklikler olmakta. Evren’de 12 Yoğunluk mevcut. Andromeda’lılara göre, yaratmanın olduğu 11 Yoğunluk ve düşük Yoğunlukları ayakkabı bağcığı gibi yukarı çeken, adeta gelişme zamanı diyen bir 12. Yoğunluk mevcut. 12. Yoğunlukta ikilem bulunmamakta. Bizlerin 72 renk spectrumu var, yakında bir spektrum daha eklenerek 73’e ulaşacağız. 3 Aralık 2013’ten önce 5. Yoğunluğa gireceğiz (2017’deyiz, görünüşte hesaplar tutmadı. Belkide bir nedenden dolayı bunu hissedemedik henüz-Naci).

Gökbilimciler bugünkü teknoloji ile bazı Yıldız’ların Galaksimizden veya Evren’imizden de eski olduklarını tespit etmekteler. Çünkü bunlar yukarıda bahsedildiği gibi, bizler de dahil, başka Evren’den gelmekte. Bizler tam, gerçek anlamı ile ebediyiz. Öldüğümüzde başka frekansa geçiyoruz. Hali hazırda bizler 4. Yoğunluk’tayız. Kısa bir süre sonra 5. Yoğunlık’a gireceğiz. Gelişmek isteyenler için zaman geldi, hepimiz, hali hazırda yeteneğimiz olan diğer ruhsal özelliklerimizi kullanmaya başlayacağız, telepati, telekinezi, clearevoyent gibi.  5. Yoğunluğa gelene kadar, hala fiziksel form’da olacağız, hala yiyeceğe, suya ihtiyacımız olacak. 5. Yoğunlukta ihtiyacımız olan sadece Güneş olacak. Fiziksel beden ışığa dönüşecek, tıpkı rüyalardaki gibi, bedeninizin ağırlığını ruyalarda hissedebiliyormusunuz, düşündüğünüz heryerde olabileceksiniz. Birinin elini sıktığınızda, siz ve elini sıktığınız kişi birbiriniz hakkında herşeyi bilebilecek.

Grays’ler ve Orion’daki ngatifler bizlerin korkuları ile beslenirler, Sürüngenler daha çok et yiyicidirler.  Andrameda’ya göre geçen 25 yıllık bir sürede 30.000 çocuğun kaybolmasından Sürüngenler sorumlu. New York’tan son 3 yıl içinde hiç iz bırakmadan 5.000 çocuk kayboldu. “İnkar Dragon’a yapılan kölelik’tir”, hiç kimse bu konuda çok konuşmamakta. Grays’ler de büyük ölçüde çocuk kaçırmaktalar, kendi gemilerine ve bir çoğu da yapay bir uydu olan Phobos’a götürülmekte. Gezegenimizden yılda 100.000 dan fazla insan kaçırılmakta.

6. Yoğunluk’a ulaşana kadar pozitif ve negatif birbiri ile iç içe. Ama 7. Yoğunluk’a ulaştığında bu iki kutup bir arada olup birbirleri ile iç içe değillerdir, birbirlerini etkilemezler. Her ikisi de aynı zaman ve mekanı paylaşmalarına rağmen, birbirlerinin yaptıklarını görmekteler fakat hiç etkilenmemekteler. Burada Dünya’da yaptıklarım seni etkilemekte, bundan dolayı yaşamda yaptıkların herşeyden sen sorumlusun, özgür iradenin ihlali de söz konusu, yoksa Karma oluşmaz, etkileniyorsunuz,  başkalarının sana yaptıklarının sonucunu yaşıyorsun, Tabi ki günün sonunda herşey negatif Dünya Dışı Varlıklara dayanıyor, her zaman bizleri manupüle etmişlerdir. Dinlerin yaratılmasından sorumlu olan onlardır, böl ve birbirinden ayır politikası. Bir zamanlar Dünya’da tek bir dil kullanılırdı, bugün kullandığımız dillerin hepsi Dünya-Dışı Varlıklar tarafından verilmiştir.
Yaşadığımız ortamda herşey kanuna dışı, birileri sana ne yapıp yapmayacacağını söylemekte. Yüksek Yoğunluklara geliştikçe, istediğimiz herşeyi yapabilme özgürlüğüne sahip olmaktayız. 

 Çeviren : Naci Gülşan

Alex Collier’in Andromeda’lılardan aldığı DÜNYA DIŞI IRKLAR 


DÜNYA DIŞI  IRKLAR
VUCUT  TİPLERİ
YAŞADIKLARI  YILDIZ   SİSTEMLERİ
Alderbaran
İnsan / Sürüngen
Alderbaran yıldızı etrafında dönen küçük Yıldız kümesi
Andromeda
İnsan
Almach ve Mirach Merkez Güneşleri etrafında dönen Yıldız Sistemleri
Antarians
İnsan
Yıldız etrafında dönen ikili Yıldız Sistemi içinde olan Güneş Sistemleri
Arcturians
İnsan / Sürüngen
Bootes etrafında dönen küçük Yıldız Sistemleri
Canes Venatici
Sürüngen - İyiliksever
3’lü Güneş Sİstemi; isimsiz
Capellians
Sürüngen - Tarafsız
Merkez Güneş Capella’nın çekiminde olan 3’lü Güneş Sistemleri
Cassiopeians
Böcek gibi / Suda-Yaşayan
Caph, Ruchbah, küçü Yıldızlar; 19 Güneş Sistemleri
Ciakar
Sürüngen
Alpha Draconis küçük Yıldız Güneş Sistemleri- Thuban, Giansar, Grumium
Cygnus Alpha
İnsan / Suda- Yaşayan / Kuş
Denep, Sadr, Dienahi, Albireo Merkez Güneşleri etrafında dönen  küçük Güneş Sistemleri
Hyades
İnsan
Alderbaran yakınlarındaki ikili Yıldız Güneş Sistemleri
Mintakains
İnsan / Suda- Yaşayan
Orion – Merkez Güneş etrafındaki küçük Yıldızlar
Mizarians
İnsan
Alcor ve Mizor arsındaki geniş Yıldız Güneş Sistemleri
Nibiruan (Annunaki)
İnsan / Sürüngen
Bootes (Tarshem)
Orion
İnsan / Sürüngen
Alnilam etrafında dönen küçük Yıdız Sistemleri; Syclopesus, Rigel, Betelgeus
Pictorians
Hayvan / İnsan / Koca Ayak
Kapteyn’nin Yıldızı yakınlarındaki Duble Yıldız Sistemleri
Pleadians
İnsan
Taygeta, Maia, Merope, Pleione, Alcyone etrafında dönen küçük Yıldız Güneş Sistemleri
Procyons
İnsan
Mineral açısından zengin, Tek ve İkili Yıldız Güneş Sistemleri
Reticulans (Zeta)
Sürüngen / Bitki
Achernar ve Canopus arasındaki küçük Yıldız Güneş Sistemleri
Sagittaria
İnsan / Kuş gibi
Nunki, Asella, Media, ve Kaus Australis arasıdaki çok geniş Yıldız Sistemleri
Sirians
İnsan / Sürüngen / Suda-Yaşayan
Wezen ve Aludra arasındaki Muliphen, Murzim (küçük kızkardeş) Yıldızları
Tau Cetians
İnsan
Menkar ve Mira arasında dönen Yıldız Güneş Sistemleri
Vega / Lyrans
İnsan
Sulafat, Albireo orbitinde bulunan küçük Yıldız Sistemleri
 











  

1 yorum:

  1. Sonunda türkçe bir şeyler buldum :D Güzel yazıymış Böyle araştıran bi ben değilmişim

    YanıtlaSil