Galaksi Tarihi 20
LW: Tekrar hoş geldiniz. Galaksi Tarihimizin 20. Bölümündeyiz. Ben Lance
White ve Andrew Bartizis ile birlikteyim.
AB: Nasılsınız?
LW: İyiyim, 7. ve 8. Piramit güçlendirmesine vede Atlantis’in 2. düşüşüne
kadar gelmiştik.
AB: Şartların son
derce dehşetli olduğunu anladıkları 2. düşüş.
LW: Ve sonra Kontrol Odalarını yarattılar...
AB: Herkesi
kilitlediler, Birlik Bilincinin yaratılışında yapılanmaları sadece bir şekilde
olabilirdi; bunu Lemuria-Atlantis karma teknolojisinin yarattığı silahlanma
sistemlerini, savunma sistemlerini ve uzaktan saldırı sistemlerini kilitleyerek
başardılar.
LW: Dolayısı ile buda bizi 9. ya taşır.
AB: 9.
Atlantis’in son çöküşü ve son ruhsal işkalidir. Büyük, devasa Işık Güçleri,
Karanlık Güçleri ve ÇokBoyutlu Varlık Güçleri. Bunun yanısıra “Bu son fırsat”
diyen 2.300 farklı Tür’lerde var, herkes Karantinanın uygulanmaya konmasından
önceki teneffüsteydi. Hepsi bu durumun geleceğini bilmekteydiler.
LW: Öyleyse Karantina henüz başlamamıştı.
AB: Aslında, bölümler
halinde uygulanıyordu... fakat her ışınlamadan önce Karantinayı tekrar
uygulamaya koymak zorundaydılar.
LW: Tamam.
AB: Tam burada
son Işınlama yapıldı. Bütün Güneş Sistemi ışınlandı, bu noktada sadece Yeryüzü
değildi ışınlanan.
LW: Gerçekten mi.... bütün Güneş Sistemi!?
AB: Bütün
Varlıklar göç ediyorlar. Eğer bütün Güneş sisteminin yerini değiştirirsen,
gelen göçmenler (ruhlar) U dönüşü yapıp başka yerlere giderler. Yapılmak
istenen kitleler halindeki göçü durdurmak; sadece bunu gezegenin veya bütün
Güneş Sisteminin yerini değiştirerek yapilirsin.
LW: Ah... öyleyse “La de dah de dah...” diyerek göç eden ruhlar, aniden
“Nerede bu” dediler.
AB: Haritadan
silinmiş...
LW: Komik bir şey bu!
AB: Aynen.
LW: Tamam; ve sonra Güneş sistemi herhangi bir yere ışınlandı...
AB: Çok uzağa.
LW: Çok, çok uzaklara, uzak bir yere...
AB: Nerede
olduğunu bulmak, sonsuza kadar sürecek olan bir arayış ve sonra oralara gitmek
zorunluluğu da olacak.
LW: Ve bu noktada enerji izlerini sürebilmen gerekir, dolayısı ile...
AB: Burası Arcturia’yalı
Kollektif Varlıkların Usta Avatarlar ile, ki bunlar Çoklu Kollektifler ile tam
bağları olanlar, birlikte Yeryüzünü ablukaya aldıkları zamandır. Çünkü,
Karantinanın geleceğini, Oterite ve Kontrol’ün başlıyacağını biliyorlardı ve
kitleler halinde DNA’ya, onlarla üreme sonucu oluşan DNA’lara ihtiyaçları vardı.
Negatif Varlıklar Deri Elbise’deki(insan bünyesi) Arcturia’lıların
teknolojisini alsalar bile zararı yoktu çünkü zaten bir kaç bin yıl önceden bu
yana Arcturia’lıların Kollektif teknolojisi Deri Elbisede bulunmaktaydı, aynı
zamanda Pleiadia’lıların, Syria’lıların, Grays’lerin, Zeta’lıların, hepsinin
teknolojisi Deri Elbisede bulunduğundan alacaklarını hali hazırda almış
olmalılar.
LW: Başka bir değişle, eğer bununla ilgileniyorsam.... bunu yapmanın
mutlaka....
AB: Kollektifini
DNA’nın içine yerleştir, dolayısı ile Kollektifinden gelen bir ruh aradığın
kod’lar ile bir Deri Elbisesi içindeyse, buraya doğduğunu “unutkanlık
mekanizmasına” takılmadan geçerek hatırlayıp, Kollektif bilgilerine Yeryüzü ile
birlikte erişebilirsin.
LW: Bir çok insana bugün bu oluyor mu?
AB: Evet. Bundan
dolayı insanlar aktif hale geliyorlar ve ani iletişimde bulunuyorlar, bunlar
canallanma (medyum) yapmıyorlar, onlar “uzaktan deneyim yapanlar”dır.
LW: Bu durumun değişik İndigo ve Kristal (çocuklar) enkarnasyonlarıyla herhangi bir ilgisi var mı?
AB: Kesin olarak
var!
LW: Var...
AB: Elbette. Buraya
gelip yüksek düzeyde başarı elde etmek için, yeteneklerini bileylemekteydiler.
LW: Oklavanın altındaki bir sonraki hamur ne olacak?
AB: Sadece....
Mucize çocuklar.
LW: Mucize çocuklar, öyle mi.... bunlar geliyorlar ve ışıldıyorlar vede
odadaki herkes şifa buluyor...
AB: O kadar hızlı
değil, fakat o noktaya gelir.
LW: Sanki bu doğal bir ilerleme gibi görünebilir ve ışıldamaya başlıyacak bir
beceri haline gelebilir...
AB: İdrak bir
ışıldamadır. İdrakimiz değişkendir; bedenlerimiz kendiliğinden ışıldamaz eğer
bu etkiyi yaratmaz isen. İncil’deki gördüğünüz resimlerdeki ışıldama, başlarının
üzerindeki halka, ÇokBoyutlu Varlığı
tarif etme çabalarıdır. Benim yanımda olup benimle konuştuğunda ki son bir kaç
günden beri benimlesin, benim “insan tarafımı” görüp anlayabilirsin, sonra soru
ve cevaplara anında tepki gösteren “zamansızlık” içindeki beni görürsün.
LW: Evet. Ve farklı bir deneyim bu. Şu anlamda değil..... eee, “dramatik”
olmadığını söylemek istedim, çünkü bir “devamlılık” sergiliyorsun, şevkati
görebiliyorum ve şifa veren ve kaderi okuyan adamı görüyorum, hisseden vede
sizin ÇokBoyutlu olduğunuzu görüyorum, değişik yönlerinizi gördükçe, daha çok
etkileniyorum, sizin çevrenizde olmak çok etkileyici bir durum.
AB: Teşekkür
ederim.
LW: Sanırım bu onlardan biri, biliyorum konuyu değiştiriyorum kısa bir süre
için, fakat bu avantaj ve tehlikelerden biri, insanlar gerçeğin farkına
vardıkça ve arkanızda olduğunu hissettikçe, sizinle olmak isteyen çok insan
olacak, sizinle zaman harcayıp sorular soracak olan bir çok bir çok insan. Size
olan “ilgi patlaması” ile baş edecek bir planınız var mı?
AB: Benim
ÇokBoutlu yanım kolaylıkla üstesinden gelir; “ben” her zaman ÇokBoyutlu ben ile
ilişki içinde değil, çünkü her şeyi bilmeye ihtiyacım yok, doğrusu bilmek te
istemiyorum, çünkü bilinecek olan çok fazla, çok ağır gelir....
LW: Oh, evet....
AB: Her zaman
oldukça ağır. Biliyormusun, yeteneğinizi ne zaman kullanacağınızı bilmek te bir
yetenek, nerede duracağınızı bilmek te bir yetenek, yaptığımı yapmak benim
tutkum, yeteneğimi ve tutkumu ve Akaşik Kayıtları kullanarak, kalpteki duyguyu
herkese vererek onların sezgi aletlerini kullanarak enerjileri süzmelerine
olanak veriyorum. Alehte konuşanlar, taktir etmeyenler öyle kalacaklar, onlara enerji
vermeyeceğim, enerjiyi sadece alehte olmayı savunanlardan alacaklar. Şu anda
bana yaşamlarını okumam için gelenlerde durum bu, dışarıda okumamı bekleyen çok
sayıda insan var, hali hazırda yeteri kadar kişiyi gördüm, daha fazlasını kabul
edemeyeceğim, şu anda üzerinde çalıştığım projeyi bitirmek istiyorum.
LW: Evet.
AB: Dolayısı ile
evet, maalesef, fiziksel olarak ne zaman duracağımı belirlemek durumundayım.
Geri döndüğümde cevaplandırmam gereken yüzlerce SkyPe mesajı ve bir o kadar da gelen
email olacak. Bana şu anda günde iki ile üç yüz email geliyor, yaptığımız son
iki bölümden önce bu sayı çok yükseldi, dolayısı ile benimle ilişkiye geçmek
isteyen insan sayısını siz tahmin edin; SkyPe’den gelen mesajlar 30’ar sayfa,
“bütün yaşamımın hikayesi”, meşkül olmamdan dolayı benimle görüşemeyeceklerini
bildiklerinden, sadece yazıp banim enerjime yollamaları bile onlar üzerinde
olumlu etki yaratmakta.
LW: Evet, evet... Şamanların bize öğrettiği gibi, yazıp yazdığımızı yakmak,
her hangi birine dahi gönderme zorunluğu yok; kendi sorununun bilincinde
olduğun sürece. Tamam mı... eee, böyle düşünerek daha iyi anlıyorum.
AB: Ben herkes
gibi bir bireyim, ben bunu yapmayı tercih ediyorum, sen onu yapmayı tercih
ediyorsun, çünkü tercihimiz bize doğru geliyor. David şu anda bu işi yapıyor
(vidiyoyu çekiyor) ve diğerleri de yaptıklarını yapıyor, çünkü bu an özgür
irademiz ve Ruhsal Ailemizin iradesi doğrultusunda bu seçimi yapma zamanı:
insanlar artık böyle yaşamak istemiyorlar.
LW: Doğru.... Yeter artık!
AB: Yeter! Bize
“yeter” dedirtecek kadar kötü muamele yaptılar!
LW: Doğru! Bunu henüz anlamayanlar, bizlere neler yaptıklarını dinlemeliler, tüyleri
diken diken olup ta o noktaya, “ruhsal öfkeye” ulaşıp “Aman Tanrım” diyene
kadar.
AB: Artık yeter!
LW: O kadar.
AB: Eldivenleri
giy, çizmeleri çek, kazma küreği al ve kazmaya başla!
LW: Fişi ben çekiyorum! Fişi ben çekiyorum, banka sisteminde, bankadan paramı
çekiyorum, ne gerekiyorsa yapalım. Oterite ve Kontrol sistemini besleyecek her
hangi bir şeye enerji vermiyorum.... bu da hemen hemen Gezegenimizde olan biten
her şeyle ilintili... alış veriş... herşey. Tamam. Öyleyse: 9. Piramit
güçlendirmesi en son.....
AB: Maalesef
Atlantis’in enkarnasyon kalıplarındaki önleyemeyecekleri yıkıcı gücü kabul
ettikleri zaman. Ne yaparlarsa yapsınlar, ne kadar Zaman-Savaşı yaparlarsa
yapsınlar zamanın başına dönerek değiştirme şansları olmadığını anladılar.
Dolayısı ile sonun geldiğini kabul etmekten başka bir şey kalmamıştı.
LW: Evet. Son neydi....
AB: ŞİMDİ: 2011 ile 2014 arası. Zaman Savaşlarını yapan 2.300 Tür’ün
yaptıkları herşeyi ortaya koyma zamanı, çünkü geriye gidip
değiştiremeyeceklerini anladıklarından, geleceğe yatırım yapmanın gerekliliğini
anladılar, veya geleceğe katmanlar inşa etmenin zorunluluğunu anladılar.
Dolayısı ile onların bütün propagandaları, teknolojiler, ruhsal hareketler Uyanmadan hemen önce mantar gibi ortaya
çıktı... bütün Güneş Sistemi ile birlikte Yeryüzünün en yoğun ortamdan en hafif
ortama pat diye geçmeden hemen önce.
LW: Şimdi, bu durumun Mars ile bir ilişkisi de var...
AB: Doğru.
LW: Yeryüzü ve Mars birlikte Yeryüzü bilincinin bir parçasıdır vede
bilincimizi yükseltip onun belirmesine
bağımlı olan da bizleriz, Kollektif olarak daha az bilinçli veya daha bilinçli
olsakta olmasakta, belirlemeyi daha yüksek enerji alanına ilk giren yapar:
Yeryüzü veya Mars.
AB: Doğru. Burada
küçük bir nokta var: Mars, duyarlı yapısı KOMAda olan bir gezegen.
LW: Oh.
AB: Diğer görüşmelerimde
bir kaç kez bunun hakkında konuştum ve bu konuda fazla konuşmak istemiyorum,
Fakat Mars esasen ölüydü, bu halde Yükseliş makinesine ışınlandı ve Mars’ta
yaşayan herkes hastalıklarına göre sınıflandırılıp tedavi edilecekleri
gezegenlere gönderildiler. Daha sonra ruhlar Mars’a giderek Mars’ı ölü
durumundan çıkararak yarı canlı bir duruma getirildikten sonra tedavileri
bitmiş olanlar, gezegen sifacıları olarak tekrar Mars’ geri getirildiler ve
gezegenin kontratlarını üstlendiler. Çünkü, Mars Oteriteı ve Kontrol’ün savunma
araçlarını yayan devasa bir teknolojiydi, Oterite ve Kontrol’ün silah araçları,
sonra işkal edildi ve ışık Güçleri Işık
araçları yaptı, Işık şifa teknolojileri, Dolayısı ile gezegen Oterite ve
Kontrol vede Şifa teknolojilerini yayan merkez haline gelmişti. Dolayısı ile
dramatik sıralardan oluşmuş bulmacanın ana barçası olduğundan buraya enkarne
olacak varlıklara ihtiyaçları vardı. Eğer Mars bulmacanın dışında tutulsaydı
yüzde 40’a varan göçmen sayısı başka yerlere enkarne olmak zorunda kalırlardı.
Mars’ın bu denli yaşamsal önemi vardı. Yeyüzü bu sıkıntıdan kurtulduğunda, eğer
iyileşirsek, Mars’ı iyileştiririz; Mars yaşayan bir canlı olarak hayata döner
ve bu süreci çok hızlı tamamlar. Eğer böyle olmaz ise, Yeryüzü bulunduğu
durumdan kurtulur vede Mars yaşama dönmemeyi tercih ederse, Baş Yaratıcı “içine
girme” yöntemini kullanarak başka bir Varlığı Mars bedenine yerleştirir. Ve
Mars’taki yaşayanlar yaşamlarına devam ederler, ölmezler; burada yaşanılan
karma ve dramadan kurtulmak için daha hafif yeni kontratlar, yeni yükümlülükler
verilir.
LW: Dolayısı ile kişilerin kazanacağı avantajlar olacak...
AB: Evet. Yeryüzü
ve Mars birlikte hareket ederse, çok esaslı bir iyileşme gerçekleşir ve
savaşların çoğu önlenebilir. Savaş karması bilinçten elenir vede iyileşme
hızlanır.
LW: Dolayısı ile Yeryüzündeki görünüm, bütün savaşların sona ermesi midir?
AB: Ah, hayır...
eşzamanlı olaylar savaş yanlılarını, tavuk gıdaklamalarını dize getirebilir,
fiziksel formlarda, ve bağnazlığa bağımlılık ortadan kalkabilir çünkü, bağnaz
olarak kalabilecekleri enerji alanları ortadan kalkacak.
LW: Güzel. Sonuç ne olursa olsun kaçınılmaz bir son var; nasıl sonuçlanırsa
sonuçlansın, belirli bir zamana ihtiyaç var ve bilinç düzeyinin nerede
olacağını henüz bilemiyoruz.
AB: Doğru.
LW: Çünkü iskambil kartlarını açan çok sayıda oyuncu var, kimbilir belkide
masada oynayanların ellerinde açmadıkları kartlar olabilir.
AB: Şu anda
hepsinde Royal Flush var.
LW: Wow.
AB: Herkesin
elinde Royal Flush var ise kim kazanır? Krupiye.
LW: Oh. O kim?
AB: Yeryüzü.
LW: Yeryüzü, oh, evet...
AB: Yeryüzü
duyarlılığına dönmeli. Sadece mezun olma zamanı ile oynamaktalar ve evet,
Yeryüzünü mahvediyorlar, üzerine eğer vuruyorlar, ona saldırıyorlar ve
Yeryüzünün yapabileceklerini önlüyorlar.... fakat biz uyandığımızda, Yeryüzü
bin kat uyanacak ve Oterite ve Kontrol Sistemi Yeryüzünün tüyleri olacak; bunlar
yolunabilir veya renklendirilebilir veya istedikleri herhangi bir şeyi yapabilirler.
LW: Eğer şu anda Yeryüzü hala tam bir duyarlı varlık ise.
AB: Yeryüzü
Karanlık Adamları pembe, dikenli, ünikorn’a benzeyen şeyler yapabilir.
LW: Aman Tanrım! Wow...
AB: Artık korku
yok.
LW: Dolayısı ile Yeryüzü kölelik ve hapisten kurtulduğunda, ki bu bizim için
de geçerli, hepimiz......
AB: Bizler esaret
içinde kaldıkça Yeryüzü de esir olarak kalır.
LW: Ve eğer O esir kaldıkça... bizler de esir kalacağız.
AB: Evet. Birimiz
özgür olursa, her ikimiz de özgürleşeceğiz.
LW: Önce özgürlüğe bizim kavuşma olasılığı zayıf.
AB: İşte bundan
dolayı Birlik Bilinci Bombaları yaratıldı.
LW: Anlaşıldı... Birlik Bilinci Bombaları?
AB: Bunlar Atlatis’in
2. düşüşünde yaratılmış donanımlardır. Silahlanma sistemleri olarak Oterite ve
Kontrol Sistemlerinin hepsinin içine yayılmıştır; üzerlerinde birlik bilinci olan,
yüzeydeki kristalleşmiş öznelere yerleştirilmiştir. 5 veya 6 saniye süren
gezegen ile birlikte, yoğun birlik bilinci yayınlayarak insanların “sonsuzluk”
anınını yaşamasını sağlar, böylelikle Oterite ve Kontrol sistemini kırarak
gezegendeki insanların uyanmasını amaçlar. Bu çok kısa sonsuzluk deneyimi ile
kendi direniş gücünü oluşturabilirler.
LW: Ve sonsuzluk, zamanın tümüne, herşeye sahipsiniz.
AB: Bütün
yeteneklere, bütün zamana, bütün enerjiye sahipsin.
LW: Eveet... acele rtmene gerek yok, bundan dolayı mezuniyet partisi
istediğin kadar uzun sürebilir; çünkü bizler sonsuzluk içinde “zamanın
olmadığı” andayız.
AB: Doğru.
LW: Bu noktada bizler ışığın gerçek sonsuz Varlıklarıyız.
AB: Yeryüzü ile
olan ruhsal bağından dolayı sonsuz bir Varlıksın.
LW: Doğru. İlk başta Yeryüzü’nün yaratmış olduğu o mükemmel orijinal
Deri-Elbiseyi giyebilecekmiyiz?
AB: Daha da
iyisini giyeceğiz.
LW: daha da iyisi..wow. Sabırsızlanıyorum!
AB: Daha da
iyisi.
LW: Şimdi, aklıma gelen bir kaç soru
var. Bunlardan biri; oktahedral (sekiz düzlemli ve üç boyutlu şekil) hakkında çok sepekülasyon var, Satürn’deki
kendi etrafında dönen geometrik şekil, ve Satürn’nün halkalarının yapay olduğu.
Satürn nedir? O halkalar?
AB: Onlar
halkadır.
LW: Halkalar nedir?
AB: Ruhları soğuk
yerlerde depolamanın yoludur. Çok az yoğunluk, çok az deneyim, savunma ve
gezegenleri istila için saldırı birliklerinin daimi kaldığı barakalardır,
gezegen gemilerin girip çıktığı yerlerdir. Bir silahlanma sistemidir fakat
gezegene ait olan canlı bir parça, aynı zamanda içinde pek de iyi olmayan bir
bilinç barındırır....beyler.
LW: Efendi Sauron, Karanlıklar Efendisi. Yüzüğe sahip olan kişi veya bütün
yüzükleri elde etmek isteyen kişi.
AB: Evet. Siz ve
George (Kavassilas) onun hakkında konuştunuz. Satürn’de bu oyunda. Galaktik
Yükseliş makinesini istemekte. (Baş Yaratıcılar tarafından yaratılan, karmanın
çözümlendiği bir mekanizma)
LW: Satürn.
AB: Yes, ve
diğerleri de. Eğer Mars uyanmış olsaydı, Satürn ve Mars “mutlu olmaz”dı. Eğer
komadan uyanabilse, 50 round süren kanlı box maçında eldivenleri çıkarma gibi
olur.
LW: Çok zevkli olmazdı.
AB: Oturup
patlamış mısır yer ve bir iki karşılaşmayı seyreder ve “Hoşçakal deyip Güneş
sisteminden çık git ve geri gelme! Beni duyuyormusun? Geri dönme!”
LW: Hiç bir zaman!
AB: Seni
istemiyoruz. İşten atıldın.
LW: Nasıl dilimlersen dilimle, biz kazanırız. Herkes kazanır ve bütün kontrol
sistemi sonlandırırlır, Cinlerin faliyetleri durdurulur, bizler mezun oluruz nihayetinde
bir hareklenme olabilir.
AB: Bütün bu
canlanmalar çok-yönlü, dizin halinde genişleme. Bu gelişme gezegenimizin
bilincinin büyümesine bağlı.
LW: Ve Yeryüzü bu durumdan bir kurtulduğunda sonsuz olanaklara sahip olacağa
benzer.
AB: Bizi iyileştirmesi,
bilincimizin hızlı yükselmesine neden olur, dolayısı ile aynı zamanda Yeryüzü
de kendi bilincine kavuşur.
LW: Evet... (Aniden, çok yüksek gürültü yaparak aydınlanmayı sağlayan
tavandaki lamba koptu, nerdeyse düşecekti, flaş etkisi yaptı) Gördünüz mü
arkadaşlar?
AB: Sanırım
Satürn delirdi....
LW: Satürn bizi dürttü! (Sonra, bir arı uçarak her ikimize durumu fısıldadı)
Satürn dürtükledi... Burada Mars arıyı getirendi, Arı İnsanların oluşturduğu
Şehir olan, Mars. Dolayısı ile bu gibi şeylerin nasıl çalıştığına dair kusursuz
bir gösteri oldu: Her ikisi de “Yukarıda ne ise, aşağıda da o” şu andaki bizim
gerçekliğimizde olan mecazi anlam bu. Dolayısı ile odanızda oturup Youtube
izlerken her hangi bir şey olursa, cam kırılırsa, kuş uçup yanınıza gelirse
(AB: kapı açılırsa), biliyorsunuz ki kaza yoktur, asla! Tam olarak bir
eşzamanlılık içindeyiz ve “zamansızlık” içindeysen, her şey eşzamanlılıktır, mesele
sadece farkında olmadan ibaret.
AB: Çok doğrusun.
LW: Sormak istediğin sorulardan biri,
bu soryu soracak başka bir şansım olmayabilir bugün, bu da Piremitler ve Sfenksler vede
Edgar Cayce’nin yaptıkları hakkında; yeraltında olan pençe ve Piramitlerin
aslında uzay gemileri olduğu, son zamanlarda İlluminati’nin piramitlerin
üzerine kapak koymak istemesi, bunlar doğrumu?
AB: Piramit bir
gemi’dir.
LW: Tamam.
AB: Daha önce
tarif ettiğim gibi, taş olanlar bile gemidir.
LW: Taş olanlar bile gemi. Ve onlar ÇokBoyutlu.
AB:
ÇokBoyut’lular.
LW: Ve eterik.
AB: Ve onlar
eterik.
LW: tamam.
AB: Mısırdaki Sfenks’de aynı şey. Sadece başka bir alana inşa edilmişlerdir.
Farklı bir çok- yönlü alanı var. Asıl
amacı... eeee,
bunu biraz küçülteyim. Bir saniye: Bu yaratıldığında; Sana Oterite ve Kontrol dininin ilk
yüklemesi yapılmıştı, fakat bilincin gelişmesine hala izin vermekteydi ve hala
kullanma kılavuzunun yarısı bünyende mevcut idi. Kullanıcı kılavuzunun tümünü
bünyeden söküp almamışlardı. Dolayısı ile Spenks’erin alanı, yüksek enerjinin Rahip
ve Rahibeleri, Karanlık ve Işık’ın her ikisinin de gidebileceği bir yerdi, burada
Yeryüzü kaynağı ile ilişkiye geçebilebilir veya Karanlık ve Işığa, her iki
tarafa bilgi ve bilgelik verillebilir vede herhangi bir başka gezeğenin
enerjisi kaynağı ile ilişkiye geçilebilir. Şu vardı, en iyi şekildeki tanım:
Karanlık ve Işığın bir araya gelip birbirleri ile kavga etmeyeceği Yeryüzünün
bazı yerleri gözden geçirildi; fikir beyanında bulunabilecekleri,
öğrenecekleri, bir araya gelmek için yollar bulabilecekleri ve bağnazların bu
noktadan uzaklaştırıldıkları bir yer hazırlandı. Her zaman tarafsız Güçlerden
birileri etrafta bulunmaktaydı, Venüslü Filozoflar gibi, gelip arayı buluyorlardı,
böylelikle Sfenksler Karanlık ve Işık rahiplerinin birbirlerinin yüzüne bakarak
birbirleri ile görüştükleri yer haline geldi. Aynı zamanda, Sfenkler bilgi ve
bilgeliği taş yapılarında saklayabilirler. Görüşmeler sırasında alınan bütün
kararlar kaydedilmekteydi. Piremitlerin tabanına, bilinç genişleme aletlerinin
bulunduğu yere her kim gelirse gelsin depolama öğretim makinasının bilincine
ulaşır. Edgar Cayce’nin söylediği, aygıtın
altında, bir metafor, ancak burada... Sfenkslerin içinde ve Sfenkslerin
kayıtlarını nasıl okuyacağını öğrenmek zorundasın. Ve başka kayıtları başka
amaçlar için, başka guruplar için saklıyan başka Sfenkler var. O zaman
aralıkları arasında, Maya’ların ve Aztek’lerin de kendi versiyonları vardı,
Easter Adalarındaki insanların, Japonya’daki insanların, Çin’dekilerin de bu
tür bilgileri depolıyan kendi versiyonları var. Bütün heryerde bu tür bilgi
depolıyan aletleri bulmak mümkün.
LW: Ve bir çoğu hala kullanılabilir durumda.
AB: Fakat çoğuda
bir ikilem içinde... tarafsızlık içinde değil; bazıları tarafsızlık içinde ki
bunlar temelde Akaşik Kayıtların birer kopyasıdırlar, bazıları Karanlık ve
Işığın ikileminde, bazıları ise birbirleri arasındaki yorumdan ibaret.
LW: Tamam. Jupiter’in rolü nedir burada? (Andrew gülmeye başlıyor) Çakırkeyif
bir soru mu sordum?
AB: Evet. Biraz
sonra bunun cevabını vereceğim.
LW: Tamam, acele etme, zaten biz “zamansızlık”tayız.
AB: Jupiter
iskanbil kağıt destesindeki jokerdir. Kimi isterse oyuna davet edebilir ve
kuralları bozar; egosu vardır, gelip diğer 66 gezegenin rolünü üstlenmek
isteyen çok sayıda çocukları vardır. Dolayısı ile bir bakıma baskın kontrol
gücü, pozitif baskın kontrol, burada olanlar kadar agresif değil. Yine de
baskın kontrol gücü, fakat Jupiter, sınırlı Özgür İradenin hakim olduğu bir
Evren’den gelmekte... Sınırlı Özgür İrade fikrini getirip Galaksi Yükseliş
Makinesine empoze etmek istemekte.... ki bu kötü bir şey, ancak aynı zamanda,
şimdi tam bağımsızlık isteği ile yanıp tutuşmaktayız ve tam bağımsızlık Sınırlı
Kontrol ile aynı çizgide olmaz.
LW: Evet, çünkü Yeryüzü Karanlık ve Işık için Özgür İradesi olan bir gezegen
olarak yaratıldı...
AB: Ve
tarafsızlar için de.
LW: Ve tarafsızlar için, olan ise Karanlık kıvraklık ile herşeyi ele geçirdi.
AB: Aslında,
“teknik olarak Karanlık” olan ÇokBoyutlu Varlıklar, fakat onlar üçlüler, ve
kendilerini üç olarak ortaya koymaktalar, Dolayısı ile Baş Yaratıcı olmak için her
üç oyununu oynayabilirler.
LW: Nasıl kazanırlar?
AB: Bir
parçalarını alarak diğer Varlıklara yapılması imkansız olan bir şeyi yapıp
göstererek, daha sonra herkese orta parmağını göstererek (uygunsuz bir hareket)
“ben yaptım” deyip, şimdi harekete geçip herbirinizin ve hepinizin
Galaksilerine gelip ele geçireceğim, ve orta parmağımı tekrar tekrar
göstereceğim, ta ki beni durdurana kadar.
LW: Wow. Olumlu bir sona benzemiyor.
AB: Bundan
dolayıdır ki Baş Yaratıcı buraya gelip “bedene yürüme”, “mola verme” ve
atmaları yaptı. Bazıları hile yapmaya başladı!
LW: Baş yaratıcı mı?
AB: Hayır... 15
ÇokBoyutlu Varlıklar hile yaptı.
LW: Evet, Baş Yaratıcı sadece kuralları tekrar uyguladı... fakat gerçekten
yeteri kadar sert bir uygulama değildi.
AB: Ceza sahası
içindeki penaltı gibi.
LW: Eveet...gibi, “Tamam, biraz bekle ve Vakit bitti!” der gibi.
AB: “Oyundan
atıldı! Ceza sahasındaki penaltı!”
LW: Çok merhametli geldi bana. Ben sadece...
AB: Zaman
Savaşlarında içsel kilitler vardır dolayısı ile savaşın birini çekip
alamazsınız....ve bilerek ruhsal aileler ile iç içedirler, bundan dolayı onları
basitçe silemezsiniz.
LW: Bu doğru, tamam. Uçmaya doğru yaklaşıyoruz. Arılar ve uçan ışıklar
gibi... Dolayısı ile 20. Bölümün sonuna ulaştık (Andrew ile el sıkışıyorlar).
AB: Çok güzel...
daha fazla bu tür programlar yapmayı umut ediyorum.
LW: Evet... bu bilgiyi paylaşıp bilgiyle iyi zaman geçirmemiz için sonsuz bir
zamanımız var. Bu zaman tadını çıkarabileceğimiz bir andır.
AB: Evet!
LW: Pekiala. Teşekkürler. 20. Kısımın sonu.
AB: Seçkin bir
görüşme.
Çeviren; Naci
Gülşan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder