12 Ocak 2014

Sürüngen ırkın üzerimizdeki hakimiyeti

İnsanoğlunun bugünkü durumu ne kadar güzel özetlenmiş.

Soru: Sizlerin ilişki kurduğu kaynaklardan aldığınız bilgilerden dolayı ‘Özgür iradeyi’ iyi bilmelisiniz. Açıkçası Evrende de Özgür irade geçerli akçe olmalı. Neden içinde bulunduğumuz Boyutta özgür irademizi kullanmamız engelleniyor. Birçok kaynakta, bizlerin dünya dışı varlıklar tarafından kaçırılması kendi rızamız ile, dünyaya gelmeden önce yaptığımız bir çeşit anlaşma sonucu oldu, bu yaşamımızda da aynı şey tekrar söylendiğinde bu sefer inanmamayı seçmemiz tamamen kendi hür irademize dayalı şeçim olmakta (lütfen buna inanmamayı seçelim, kaderci olmayalım), Tabiki aynı şekilde onların bizlere yaptığı da onların hür iradesi sonucu tercihleri olduğundan bahseder. Bu pek inandırıcı gelmiyor bana.  

Cevap : Evren, özgür iradenin hakim olduğu bir Evren olarak yaratıldığı bize söylendi. Özellikle, bütün ruhlara yapmak istedikleri herşeyi yapmalarına izin verildi. Dolayısı ile, bütün ruhlar yapmak istedikleri herşeyi yapma seçimine sahip oldular. İnsanları kaçırıp, bedenlerine birşeyler yerleştiren Graysler veya Sürüngenler, her neyseler , buraya gelip bunları yapmaya hakları var çünkü özgür iradeye dayalı bir Evrendeyiz. Aynı zamanda yaptıklarını aklamak için her şeyi söyleme hakları da var

Bizleri kaçırıp deneyler yapanların söylediklerine inanmamak ta bizim hakkımız, bizim seçimimiz. Özgür irademizden dolayı onların söylediklerine inanıp inanmamak  bizim elimizde. Bir önceki yaşamımızda, bize yaptıklarının kendilerinin doğal hakkı olduğu söylendiğinde buna inanmayı seçmemiz ki böyle olmakta.
Burası özgür iradenin hakim olduğu bir Evren. Fikrimizi değiştirme hakkımız var. Böyle bir hakkımızın olmadığı, hiç başka bir seçeneğimizin olmadığı konusunda bizleri kandırmaya çalışıyorlar. Onlara inanıp inanmamak bizim terciğimiz.

Tabiki daha fazlası var, bizlerin fiziksel istismarı uzun yıllardan beri sürmekte. Fiziksel olarak bizlerden daha güçlüler. Bizlerin hayvanlar ile olan ilişkisi gibi düşünülebilinir. İneklerin, koyunların ve tavukların da özgür iradesi var, fakat bizlerin yaptırım gücü onlardan daha fazla ve onları (ve kendimizi) buna inandırmış durumdayız. Bizim besine ihtiyacımız var, dolayısı ile hayvanları tüketmekteyiz, bu durum hayvanlarında yararına çünkü onların yaşamda olmalarının nedeni de bu diyerek durumu aklamaktayız. Bizlerin hayvanları tükettiği gibi, bizlerden daha yüksek Boyutlarda olanlarda bizleri tüketmekte.
Bizlerin tüketimi, etimiz yenerek değilde, enerjimiz alınarak olmakta. Bazen etimizin yendiği de olmakta. Bizler besin zincirinin bir parçasıyız ama malesef en üst halkası değiliz.

300.000 yıl önce iki güç arasında, ‘kendine hizmet’ eden ile ‘başkalarına hizmet’ eden güçler arasında savaş vardı. Malesef kendine hizmet eden güçler savaşı kazandı. (KH, iyi olamayan, BH ise iyi olan enerjilerdir)
Sürüngen ırk (Reptaliens) 4. Boyutta olup kendine hizmet eden guruba dahillerdir. 3. Boyuta gelebilmekteler ancak sahip oldukları teknoloji ancak kısa bir süre 3. Boyutta kalmalarına olanak vermekte.

4. Boyutta hala teknolojiyi kullanmaktalar, hala metafizik ile uğraşmaktalar. Bizleri control altına aldılar, bedenlerimize ‘çip’ler yerleştirdiler, DNA’larımızle oynayıp kim olduğumuzu ve amacımızı unutturdular.
Sürüngen ırk Graysleri yarattı. Graysler, 4. Boyutta olan ruhsuz robot yaratıklardır. Doğruyu söylemek gerekirse, Graysler sürüngen ırk tarafından 3. Boyuta gönderilmek için yaratıldılar. Daha doğrusu, Sürüngenler kendi varlığının bir kısmını Grayslere yansıttılar, başka bir değişle Sürüngen ırk robot olan Graysleri sadece yönetmekten ziyade fiziksel olarak Grayslerin içindeler, Sonuç olarak Sürüngen ırk bu yolla 3. Boyuta inmiş durumda. (DNA mühendisliğinde çok ileri düzeydeler). Belkide tek bir Sürüngen birey kendini bölerek üç beş Grayse yansıtıp, bir parçasından ziyade tüm olarak 3. Boyuta indi? Bizleri control etmelerinin asıl amacı, bizleri besin olarak kullanmaktır. Genelde enejimizi alırlar, bizim enerjimize ihtiyaçları var. Enejiden oluşan varlıklar olarak 4. Boyutta olduklarından enerji ile beslenmekteler. 4. Boyutta ‘kendine Hizmet’ eden yaratıklar  3. Boyutta üretilen olumsuz enejiler ile beslenir (Kaynak’tan direk eneji almaları mümkün olmadığından), arada sırada 1. ve 2. Boyuttaki canlılar dahi bu yolu seçer (İnsanların hayvanlara olan abartılı, aşırı düşkünlüğü herzaman dikkatimi çekmiştir).

Duygularımız olduğundan Sürüngenlerin amaçlarına uygun kurbanlarız. Duygularımız enerji üretir. Bundan dolayıdır ki Graysler bizlerin sevgileri, nefretleri ve korkuları ile yakından ilgilenirler. Bizi control edip olumsuz enerji üreteceğimiz durumlar yaratırlar, bizleri sürekli kışkırtarak bu yöne iterler. Ne kadar çok olumsuz enerji üretirebilirlerse o kadar çok besine sahip olurlar. Yapılanın özeti budur. 
Bir başka amaç ise 3. Boyut fizikselliğine olan gıpta etmek ve imrenmektir. Çok uzun zamandan beri fiziksel, maddesel olamadılar, motivasyonları ‘kendilerine Hizmet’ olduğundan bu durum onlar için çok çekici gelmekte, planın bir başka parçası da kendileri için yeni bir ırk yaratmak.

http://cassiopaea.org’ dan çeviri yapıldı.
Çeviren; Naci Gülşan

Çeviri burada bitiyor, bundan sonra yazmaya ben devam ediyorum.
Yeri gelmişken söyleyeyim. Graysler insanları kaçırma müsadesini hükümetlerden özellikle Amerikan hükümetinden geçtiğimiz yüzyılın başlarında aldılar. Karşılığında teknoloji verdiler. Kaçırılan yüzlerce insanın söylediklerine dayanarak aktaracağım şu , kaçırıldıktan sonra üreme organlarına yapılan tıbbı müdahale, fiziksel cinsi münasebet vb. gibi yollarla birden fazla yeni ırk yaratılmıştır. DNA mühendisliğinde bizlerle kıyaslanmayacak kadar ileriler. Aralarında en çok bilineni ‘Sassani’ ırkı ki bu ırk bize Darryl Anka isimli Arap kökenli bir Amerikalı tarfından tanıtıldı. ‘Bashar’ ı konu ile ilgileneniz bilecek. Yükselişi veya geçişi yaptığımızda ilk karşılaşacağımızlar arasında bu yeni ırklar olacakmış, nede olsa bizler onların ana ve babalarıyız.

Kanatimce İslami toplumlarada ‘Cin’ olarak adlandırılan batıda ‘Arcon’ olarakta bilinen varlıklar da aynı katagoriye girmekteler. Olası açıklamalar arasında Cinlerin Dünya ve bizler üzerinde emeli olan başka negatif (KH) valıklar tarafından yaratılmış olması doğrultusunda görüşler olsada ben bu varlıkların Sürüngen ırkla doğrudan ilişkileri olduğu kanısındayım.

Savaşları, insanoğlunun yaşadığı şartları ‘Kendine Hizmet’ edenlerin lehlerine değiştirmenin en uç noktası olarak nitelendiriyorum. Savaş yolu ile kışkırtılan insan duygularının ürettiği negatif enerjinin büyüklüğünü ve gücünü hayal etmem bile zor. İşte günümüzde de durum bu, Dünyanın muhtelif köşelerinde durup bitmeyen savaşlar! 

Bizlere yaptıklarını karma adı altında başımıza kakmaktalar, evet karma var ama bize dayattırılan şekliyle değil. Bize inandırılan karma bizi yöneten baskın güçlerin yarattığı bir düzenek. Törenlerde Sürüngen ırkının elit kısmı için kurban edilen çocuklar için, evet ama şimdiki yaşamlarına gelmeden önce onlar böyle bir törende kurban edilmelerine razı oldular da bu yaşamlarına doğdular denmekte, hayır kim vahşi yolla ölmek, acı çekmek, açlıktan ölmek... için imza atar?

 Reenkarne doğal olmayan yolla şöyle gerçekleşiyor; öldükten sonra Ruhun 5. Boyuta gitmesi gerekiyor, orada yeni deneyimler yapıp öğreneceği yaşama geri dönmesi için bir seçim yapması gerekiyor. Bu seçim önceki yaşamlardaki deneyimlere, öğrendiklerine bağlı çerçevede yapılan bir seçim yani karmasına bağlı. Bu durum Ruhun normal şartlardaki seyri, malesef bedenden çıkan Ruh Sürüngen ırk tarafından yakalanıp, tutsak edilmekte. Sonrası da onların istekleri doğrultusunda bazı koşullara razı edilip Dünyaya gönderilmekte, buna da ‘Karma’ deyip bize yutturmaktalar. Karma özgür iradeyi kullanarak yapılandır! Esaret altında yapılan karmayı kabul etmem, bu yolla yaptırılan karma Evrensel kurallara aykırı illegal bir eylem olup Suçtur!
Lütfen sabah ve akşam, karmanızın insanlığa yararlı olan kısmının dışında olan tüm kısmını kabul etmediğinizi beş on defa sesli veya sessiz tekrarlayın. Madem özgür iradenin hüküm sürdüğü bir Evrende yaşıyoruz, özgür irademizi bu yolla kullanıp düştüğümüz bu esarete son vermeliyiz. Bu güne kadar öğrendiğim en etkili yolun bu olduğu kanısındayım.  

Sıradan bireyler olarak durumun büyük boyutundaki seyrini değiştiremeyeceğimiz aşıkar. Kendi ilişkilerimizde öfkeye, şiddete ve korkuya olabildiğince az yer vermeli, başkalarına acıyı yaşatacak durumlardan kaçınmalı. Yeni döneme giriyoruz, eski inançlarımızı ve özellikle korkuyu bünyemizde barındırmamalı.  

3 yorum:

  1. kardesım zıhınsel gelısıme dayalı bır ruhsal tekamul yoktur. ruhsal tekamul sadece daha duygusal ve daha edebli bir kişiye donusmek ıcın vardır bu durumda dusundugun gıbı degıldır. 4 5 6 7 vs boyutlar sadece kanrımacadır. araftakilerin bizi kandırmasıdır. bız bu kaınatta sadece bıze ozgu olarak analayacagın sekılde konuusrsam soyut duygusal zıhnın hakımıyettınde var olduk varolusumuzun ıcınde sonsuz sevgı ve duygusallık vardır bu bırılernıe yardım etme kafası degıl bu baskalarına hızmet kafası degıl ıyılıge getırısı olan bır sey olarak bakamzsın bu bır kandırmacadır. adamlar melek olacak sonrada cıkacak sana gelcek ee nerde kaldı ozgur ırade bunlar ıslamın dedıgı dabbedır ruhsal mıstık vs yollar ınsanları kandırmaktadırlar. mantık sadece bır yanılsamadır tevratta soylenen doganın bıze hızmet etmesı mantıkla degıl aslında duygusallıkla duygularla olmaktadır. agac ve elma ıse aslında mantıgın ısın ıcıne gırmesıdı yılan sınsnıdır ve zekasıyla alt eder sen mantıgı kullandıgın surece onlar senı kandırır tek yapman gereken sey hıssetmektır ınsanlara yardım guzeldır ama onenmlı olan senın ıcsel ıbadetındır onlar ıbadetten soguturlar senı duygusallıgnı kaybetırırler senı zıhınsel gelısım vaatleyıle oylarlar ıslamda bunlar yok kardeslerım bızlerı sevgı ve gercegın bazı parcalarını vererek kandırıyorlar bızı ıbadetten hıssedısten duygudan sonsunz mutluluktan alı koyuyorlar burası sahte bır ılluzyon ve sen cıkmak ısıtersen ne olur aslında burayı sevmemıs olursun senı negatıfle besler kardeslerım dın bu degıl bunları unutun. hayat kotu cıp takıolar dunya berbar olacak her sey ustumuze gelır bu mantık sence guzel mı ? senı paranoylara ruyalara sokuyorlar senı urkutuyorlar senı kandırıyorlar ne dersen de bızler sonsuz duygusal varlıklarız onlarda olmayan sen bu sen ınsansın sen evrneın merkezısın ıcın gonlun rahat olmalı osmanlı bunu yapt ınsanları rahatlattı huzura sevgıye ve kardeslıge goturud bunlar gelısım dıye kandırıyolarlar mantık ve gelısım bıtmez bu seytanın oyunudur.

    YanıtlaSil
  2. Merhaba Serdar Bey
    Düşüncene sağlık, samimi olarak duygularınızı beyat etmişiniz, teşekkür ederm.

    YanıtlaSil
  3. bu boyut gelişimlerini de anlayamıyorum 3 boyut gelişimini tamamladıktan sonra hangi boyuta geçecek??gelişim nedir ayrıca gelişim teknolojik ve bir takım özelliklerin çoğalması mıdır,ruhsal olarak daha iyiye daha güzele ve farkındalığa ulaşmak mıdır bunu bu yazıdan pek çıkaramadım..adam 4. boyuta gitmiş gelmiş 3. boyuttan mı besleniyor.hem de kötülüklerle!!..anlamadım konuyu herhal!??

    YanıtlaSil