Alex Collier 8 yaşından beri Andromeda Takım Yıldızından
olanlar ile birebir iletişim içindedir. Açığa çıkıp bu konuları ifşa eden
ilklerdendir.
Aşağıdaki yazı Alex Collier’in 1990’ların ortalarında
verilmiş conferanslarının birinden alınmıştır.
Politika burada yani Dünya’da sonlanmamakta. Ruhsal
alemde de politik hiyerarşi bulunmakta. Negatif Dünya-Dışı Varlıklarda bile politik
hiyerarşi bulunmakta. Negatif Varlıklardaki politikacılar sorumluluklarına
Dünya’daki politikacılardan daha fazla sahiplenmekteler.
Dünya-Dışı Varlıklar burada bizlerle, çünkü bizlerin ve
gezegenimizin ciddi problemleri var, Andromeda’lılara göre, Okyanusların bugünkü,
yani ölüme en yakın hali, esas alınırsa, Dünya’daki oksijen bize 40 yıl
yetecek. 3500 yl önce Dünyamızdaki Oksijen oranı %35 idi, endustrileşme,
kirlilik gibi nedenlerden dolayı bugünki Oksijen oranı %18 den az. İnsanoğlunun
yaşayabilmesi için gerekli olan Oksijen %15 tir. Kirlenmenin yarısı Ozon katmanına
henüz ulaşmadı. Fakat durum çok çabuk değişebilir.
Birçok insan farkında olmasa bile, Yeryüzüde Dünya-Dışı
Varlıklar oldukça çok sayıda. Ay’ımız yapay uydudur, gerçek bir gezegen
değildir, buraya 12.000 yıl önce Ursa minor’dan, içinde 21 gezegen olan Calta
yıldız sisteminden getirildi. Ay’ımız 9.1 Milyar yaşında. Ay’da bulunan
mineraller Dünya’da yok bu yüzden Ay Dünya’ya ait olamaz, fiziksel olarak
buraya getirilmiş. Bizim Güneş Sistemimizde 8 tane yapay Ay bulunmakta, hepsi
de başka yerlerden getirilmişlerdir ve üzerlerinde yaşayanlar vardır. Görev
başında olan devletler durumu uzun süreden beri bilmekteler. Yeryüzü yüzbinlerce
yıldan beri kolonileştirilmiştir. İlk kolonileştiren ırk Alfha Draconis dan gelen
2 ile 6.5 metre boyunda 800 KG ağırlığında olan bir Sürüngen ırktır.
İnsanlardan hoşlanmamaktalar. 809 milyon yıl önce ilk koloniyi kurandır bu
Sürüngenler. İlk koloni bugünkü Amerika’da kurulmuştur. Binlerce yıl yaşam
sürmüşlerdir, bireysel olarak ta binlerce yıl yaşamaktalar. Bugün hala 1.833
sözü geçen sürüngen ırk 160 ile 320 KM derinlikte yer altında yaşamaktalar.
Gezegenimiz bal peteği gibi delik deşiktir. Burada ve Ay’da yaşayan Grays
olarak bildiğimiz yaklaşık 18.000 Varlık vardır. Grays’ler Zeta Reticuli 2 den
gelmişlerdir. Söylediklerim Andromeda yıldız sistemi bakış açısından, değişik
başka bakış açıları olabilir. Grays’ler kendi gezegenlerini 892,000 yıl önce
terk ettiler. Galaksi düzeyinde, Sürüngenler ile İnsan Irkı arasında olan, 600,000
yıl süren Orion Savaşları nedeni ile kapana kısılmışlardı kendi gezegenlerinde.
Grays’ler Orion sisteminden bir grup tarafından tutsak edilmişlerdi. Genetikleri
değiştirildi, ürememeleri için dişileri öldürüldü, genleri ile oynanarak
seksuel organları imha edildi. Duygusal yapıları zayıf olan Grays’ler zamanla
duygusal yapılarını tamamen yok edip Robot’a dönüştüler. Bugün Güneş Sistemimizde
ruhu olan, 2.100 orijinal Grays ırkı bulunmakta, İnsanları kaçırıp deneyler
yapan Grays’ler klon olan Grays’lerdir, bunların ruhları yoktur dolayısı ile
tam anlamı ile robot’lardır. Grays ırkı yok olma ile karşı karşılar. Dünya
İnsanı olan bizler onlara büyük bir fırsat tanıdık. Ama çalışmadı. Grays’leri 2
amacı var; bizim gelişmemize yardımcı olmak ve kendi ırklarının devamını
sağlamak. Grays’ler Orion sistemindeki bir grup tarafından kontrol
edilmekteler. Bu Orion grubu 9 farklı ırktan oluşmakta. Negatif güçler bunlar,
kontrol ve oterite sahibi olmak istemekteler ve bizlerin gelişmesini hiç
istememekteler, Dünya’daki Grays’ler de negatif. Bunu biraz daha açayım; bizler
3. Yoğunluk’un ikilemine sahibiz. Evrenimizde bizim spektrum’uzun 3. Yoğunluk’u
bir deneydir, bizler de bir deneyiz. Bu ikileme sahip olduğumuz sürece onlar 3.
Yoğunluk’u kontrol etmeyi sürdürecekler. Eğer 4. ve 5. Yoğunluk’a çıktığımızda
onların bizim üzerimizdeki kontrolü yok olacak, Her şey ışık olacak, herşeye
rağmen şu anda bile ışık içindeyiz, çok düşük düzeyde vibrasyonumuz olduğundan
ışığı tam yaşayamamaktayız, herşey yekpare madde. Birçoğumuz 3. Yoğunlık’a
tıkılıp mahsur kalmış durumdayız, çoğumuzun burada, bu durumda, bu yoğunluk’ta,
bu kadar uzun süre olmaması gerekir. Çoğumuz 3. Yoğunluğa bağımlı, fizikselliğine
bağımlı olmuşuz, seksuel orgazm fikrine bağımlı olmuşuz, ruhsal deneyim
tarafını unutmuşuz.
Grays’ler,
Galaksimizdeki diğer 23 sistemde de, bizimki kadar kötü olmasa da, aynı sanaryoyu
oynamaktalar. Grays’ler tamamen Orion’lılar tarafından kontrol edilmekteler,
diğer yandan da soyları yok olmakta, dolayısı ile özgürlüklerine kavuşma
imkanları bulunmamakta. Galaksimizin her tarafında savaşlar çıkmakta.
Andromada’lar, Pleiadian’lar, Sirius A’den bir grup, Arcturian’lar, Tal
Satay’dan bir grup (bir araştırma projesi) bu savaş ortamından çıkmanın en
kestirme yolunun, Güneş sistemimizin vibrasyonunu değiştirmek olduğuna karar
verdiler. Çünkü bizim Güneş Sistemimide savaş ikilemi bulunmakta. Kendi
içimizde savaştığımız gibi başkaları ile, başka ülkeler ile savaşmaktayız, bu
durum diğer gezegenlerde görülmemekte, bizler bu konuda benzersiziz.
Burada 141 Orion
grubu ve Sirius B’den de gelen 17 grup bulunmakta. Montauk projesinde ( zaman içinde yolculuk
1943) kullanılan teknoloji ABD devletine
Sirius’lular tarafından verildi. Uzay araçları ile bizlerden çok hızlı hareket
etmeleri ruhsal Varlık açısından bizlerden daha gelişmiş oldukları anlamına
gelmez. Fiziksel olarak gelişmenin değişik safhalarındayız ama ruhsal gelişmede
aynı seviyedeyiz. Gelecek 5 yıl içinde ispatını göreceksiniz.
Dracon’lar Yeryüzü
ve Güneş Sistemimizin sahiplerinin onlar olduğuna inanmaktalar. Dünyayı ilk
onlar keşfettiğinden yaşayanların da sahibi olduklarını düşünmekteler. Hiyararşi
şamasında Dracon’ların altında Orion’lılar bulunmakta. Daha altlarda
Grays’lerle ilişkisi olan değişik gruplar bulunmakta. ABD ile ilişkiyi kuranlar
Grays’lerdir, 1931 de ABD ile ilişkiye geçmeden önce, Alman’lar ile ilişkiye
geçmeye çalışmışlardır. Alman’lar ilişkiyi rededip, biz hali hazırda Dünya-Dışı
Varlıklar ile ilişkideyiz dediler. İlişki içinde oldukları Varlıklar Giza
İstihbaratı’dır. Bu grubun kökleri Pleiadian’lılara uzanır. Çoğumuzun kökü olan
Arian filosofisine inanırlar, diğer ırklar üzerinde baskın olan Beyaz Irk.
Bugüne kadar
öğrendiğimiz her şey, tanrı ve tanrıçalar altında bize söylenenleri kabul edip
kopyalamaktan ibaret. Öğrendiklerimizi bir sonraki nesillere aktardık. Şu anda
ya kendimizi yok edeceğimiz yada gelişeceğimiz bir noktadayız. Giza grubu,
Grays’leri ortadan kaldıracak durumda değiller çünkü Grays’ler Devlet ile
antlaşma imzalamış durumdalar.
Roswell kazası oldu (1947). Bu kaza tarihte
olan ilk kaza bu değildi. 2. Dünya savaşı bittikten sonra özellikle bilim
adamları gittikleri ülkelere bilgi aktarmaya başladılar, ABD’ye aktarılan
bilgiler Giza İstihbarat’ından gelmekteydi.
Dünyamıza gelmek
diğer Varlıklar için oldukça çekici gelmekte. Hepsinin değişik geliş nedenleri
olmakta. Oterite ve Kontrol’ü elinde bulunduran grupların dışındaki Varlıklara,
Galaksimizin dış kısmına yakın küçük bir ışık olan Güneş Sistemimiz neden
çekici gelmekte. 4.4 Milyar yıldan beri
Garaksi içi ve dışı seyahatleri yapılmakta. Kendi evlerinden ayrılan
gezginciler, bizim bulunduğumuz kısımdan geçerlerken sistemimizde her zaman
durmaktalar. Çünkü Dünyamız; çok güzel, Galaksimizde az görülen, bol miktarda
su var, diğer yerlerde olmayan bitkiler ve yaşam var. Avantajlar sadece bununla
kalmayıp, kıyıda köşede olmamızdan dolayı, Evrenin bu köşesinde yapacakları her
şey yanlarına kalmakta, yapılacak olanlara ve yapılanlara hiç kimseden bir ses
çıkmamakta. Semalarımızda 50 yıl uçabilirler, birkaç yüz yıl yaşadıkları
düşünülürse, onlar için bu 50 yıl sadece bir hafta sonu. Sadece, Tanrı oyununu
oynamaktalar.... Bunun, şunun genetik yapılarını değiştirirler, diğer yaşam
formlarını oluşturarak, burada yaşayıp yaşayamayacaklarını denerler... her
türlü şeyleri yaptılar.
Dünya Dışı
Varlıklar için Altın’ın, Gümüş’ün veya Pırlanta’nın hiç bir önemi yok, bunlar
için burada değiller. Genetikle ilgileniyorlar, yaşam formları onların
değerleri. Bizlerin şu anda bilimde geldiği yer de bu. Terrents, uzalıların
bize verdiği ad, bizler en az 22 farklı ırkın genetik manupülasyonunun direk
sonuçlarıyız. Dolayısı ile Dünya’da kabaca 22 farklı beden tipi var (Andromeda
bakış açısı, başka kaynaklara göre 72-Naci). Beden tipinden kastım, farklı
fiziksel, genetiksel, kimyasal yapı. Bunda dolayı çok farklı ırklar var Dünya’da.
İçimizde 22 farklı Dünya Dışı ırkın genlerini taşımaktayız (bundan dolayı
değerliyiz-Naci). Bir iki ırkın dışında,
bir kaç ayarlamadan sonra, Sürüngen ırk ta dahil, bir çok ırkla çiftleşip yeni
türler üretebiliriz. Bunu yapabilecek durumda olan sadece bizleriz Galakside. Bir
insan ırkı olan Andromeda’dan bir örnek vereceğim, bu ırk o denli saf ve
katkısız durumda ki genlerinde bozulmalar yaşamaktalar, genetik zayıflık
görünmeye başlanmıştır. Pleiadian’lar bu durumu milyonlarca yıldan beri
deneyimlemekteler, Gray’ler de hali hazırda bu durum içindeler ve bir çok başka ırk da aynı durumda. Çünkü hep aynı ırk
içinde üreme bu sonuca neden olmakta. Bu ırklara yardım edebilecek yegane ırk
bizleriz. Fakat içinde bulunduğumuz
düşük bilinç durumundan dolayı bizlerin genlerini, bizlerin fiziksel yapılarını
şu anda kullanamamaktalar. Bundan dolayı bütün dikkatler üzerimizde. Dolayısı
ile negatif güçler, buna Dünya devletlerini de ekliyorum, bizlerin gelişmesini
önlemekteler, bizleri bölüp birbirimizle savaş yaptırmakta..., mükkemmel bir iş
çıkarmaktalar. Pozitif güçler de tam tersini istemekteler, fakat Evrensel
kuralı ihlal edip bizim gelişmemize müdahale edmemekteler.
Hepimiz kendi
içimize dönerek, ben kimim, ne yapıyorum bu yaşamımda, yaptıklarımı gerçekten
de isterek mi yapıyorum, gerçekten mutlu muyum gibi sorular sormalıyız. Andromedanlılar
bizlerin 22 ırktan oluştuğunu ve ruhsal Varlık olduğumuzu bilincindeler. Bu
yüzden bizleri imtiyazlı, kraliyet ailesi gibi görmekteler. Çünkü bizleriz
sadece bu durumda olan. Belki şu an böyle hissetmesekte mükemmel bir yapımız
var, öyle değil mi. Pleiadian’lılar, Andromeda’lılar bu gezegende yaşayamazlar,
Surüngen’ler, Drocon’lar kirlilikten dolayı yeryüzünde yaşayamazlar, bu kirlilikte
yaşamlarını sürdüren yegane ırk bizleriz, bizlerin bu açıdan hayret edilecek
çok sağlam ve güçlü yapısı var. Bir uçtan öbür uca giden duygularımıza
baktığımızda; pozitiften negatife, mutluluktan deprasyona, sevgiden üzüntüye. Duygularımız
ve duygular arasındaki bu denli büyük farklılıklara dayanabilmek, bizlerin
diğer ırklar ile aramızdakı farkı ve gücüdür. Dualarımız veya meditasyon duygular
ile desteklenirse, amacınızı gerçekleştirirsiniz, yaratan duygulardır.
Fiziksel olarak
22 Irkla ilintiliyiz. Herşeyin bir parçasıyız. Başka bir yerde bulamayacakları
genetik havuzumuzu onlara önerebiliriz. Eğer bizler kendimizi yok edersek,
büyük bir olasılıkla aynı zamanda gezegenimizi de yok ederiz, gezegenimizin de
kendi kendini yok etmesi ihtimal dahilindedir. Eğer Yeryüzü kendini patlatırsa, bütün
gezegenlerin yörüngeleri değişir, Güneş Sistemimiz belkide birkaç milyon mil
içeriye doğru çöker. Bizim Güneş Sistemimiz çekim açısından Sirius A Sistemine
bağlıdır, Srius A Alcyone Sistemi’nin çevresinde döner. Bütün Galaksi İsviçre
saati gibi durmadan döner, Galaksimiz de devamlı olarak Evren içinde hareket
eder. Eğer Güneş Sistemimiz Dünya’nın patlayıp yok olması ile içeri çökerse, bu
boşluğu doldurmak için başka bir Galaksi harekete geçer ve bu mükemmel işleyen
sistem bozulur, varlıklarından haberdar bile olmadığımız milyarlarca canlı ölür
ve bunun sorumlusu da bizler oluruz. Bizim dışımızda olan canlılar buna izin
vermeyeceklerdir. Durumun bu sona gitmesini durdurabileceğimize gerçekten inanmaktalar.
Andromeda’lılara
göre Dünya’mız 7.1 Milyar yaşında.
Yaklaşık olarak 6.40 Milyar yıl önce küçük parçalar ile birlikte gas oluşmaya
başladı. Bu zaman dilimi içinede, mikro organizmalar, genetik yaşam ortamı,
deniz canlıları, insanın yaşayabilmesi için ortam oluştu. Aynıları Mars’a da
götürüldü, milyonlarca yıl önce Mars’ta
ve Dünya’da benzer ortamlar vardı. Fakat Mars’ta 64 milyon yıl önce olan
felaket, üstüne üstük uzun süren savaşlar Mars’ın şekli şemalini değiştirdi. Mars’ta
görülen yüzler ve Premid’ler Orion’lılar tarafından yapıldı. Ne zaman boş bir
gezegen bulunsa, gezegenin yok olmayıp varlığının devamını sağlamak ve
nihayetinde kolonileştirmek amacı ile, yörüngelerini sabitlemek için ağırlık
olarak kritik yerlere Pramid’ler inşa etmekteler.
Andromeda’lılar isim
kullanmamakta, benimle rahat ilişki kurmak için kendilerini adlandırdılar, semboller
kullanmaktalar. Harika Varlıklar, bizler gibi insan onlarda, Lyra savaşta yok
edilince, herkes çevreye dağılıp göç etti, Andromeda’lılar Lyra’dan gelen bir
gruba dahiller. Eski Dracon’ların kaydettikleri hikayelere dayanarak, insanı
ilk yaratan ırkın Patal ırkı olduğu söylenmekte. Patal ırkı ile Dracon’lar
savaş halindeydi, Patal ırkı onlara karşı bizi korumaktaydı, bu yüzden insan
yaradılışı hakkında bilgililer, Patal ırkının nerede olduğu bugün bilinmemekte.
8-14 yaşları arasında
Dünya’dan alınıp Andromeda uzay aracına götürülmeye başlandığımda ilk
karşılaştığım Andromeda’lılardan, 2.300 yaşında olan Moreney ve 4.300 yaşında
olan Sayes’den ilk öğrendilerinden biri senin, benim, Dünya’nın, Evren’nin sadece
holograf olduğudur. Koltuktan kalkarak uzaklaştıktan sonra geri dönüp baktığımda
koltuğun yok olduğunu gördüm. Nasıl yaptıklarını sordum, senin için 3.
Yoğunluk’u manupüle edip oturacağın koltuğu yaratıp yok ettik dediler. Her şeyi
yaratabilirler, her şey vibrasyondan ibaret.
Ruhu kimse
yaratamaz. Fiziksel form yaratılabilir fakat Ruh Yaratıcıdan gelir. Gray’lerin
problemi de bu, yarattıkları melez bünyelere ruhların enkarnesini
başaramamaktalar. Yaratılanlar sadece et ve deriden ibaret ve onları yapay
olarak yaşatmaktalar.
Galaksimizde
Andromeda’lılar, Pleiadian’lılar...,herkes Yaratıcının ne olduğunu, kim
olduğunu anlamaya çalışmakta. Var olduğu kabul edilmekte, Andromeda’lılar O’nun,
yaratıcı olmasından dolayı dişi olduğuna inanmakta. Evren’imizdeki herşey, madde dahi başka yerlerden, başka Evren’lerden
gelmiştir. Andromeda’lılara göre; Zaman ve Boşluğa bağlı diğer bazı Evren’lerde
frekans hızlanmaya başladı, bazıları dışında herşey gelişmeye başladı, gelişme gerçekten
de bir karar meselesi, frekans yükseldikçe negatiflik ve korku içinde olanlar,
frekans açısından ağırlaşmaya başlayıp zaman ve boşluk içinde Evren’den sarkan torbaların
içine düştüler. Bilinç düşünce değildir, bir boşluktur, Yaratıcı hiç bir şeyi
ziyan etmediğinden, gelişmek istemeyenler için torbalar oluşturarak kendilerine
gelişebilecekleri boşluk yarattı.
Madde olan her
şey Kara Deliklerden gelir, Kara Delikler bizim bu uçtan giremeyeceğimiz diğer
Evren’lere açılan portallardır. Bazılarımız, diğer Evren’den tekrar gelişme
imkanı elde etmek için 2. Kez başka Evren’e yani buraya geldik, bir kez daha
seçim hakkı kazandık, ya gelişeceğiz yada başa dönüp tekrar başlayacağız. Görünen
o ki, 1994’te Galaksimizde bulunan 19 Güneş kutup değiştirdi, tamamı ile dönüp
frekanslarını değiştirdiler, diğer yıldızlar da Güneşler’de olanı takip ettiler.
Bizim Güneşimiz de aynı değişimi yaparak daha parlak olacak. Hubble teleskopu
Vega Sistemindeki bir Kara Delik’in, imkansız olduğunu düşündükleri, ses
hızının 2 katı ile kendi etrafında döndüğünü fotografladı, değişiklikler
olmakta. Evren’de 12 Yoğunluk mevcut. Andromeda’lılara göre, yaratmanın olduğu
11 Yoğunluk ve düşük Yoğunlukları ayakkabı bağcığı gibi yukarı çeken, adeta
gelişme zamanı diyen bir 12. Yoğunluk mevcut. 12. Yoğunlukta ikilem
bulunmamakta. Bizlerin 72 renk spectrumu var, yakında bir spektrum daha
eklenerek 73’e ulaşacağız. 3 Aralık 2013’ten önce 5. Yoğunluğa gireceğiz (2017’deyiz,
görünüşte hesaplar tutmadı. Belkide bir nedenden dolayı bunu hissedemedik henüz-Naci).
Gökbilimciler
bugünkü teknoloji ile bazı Yıldız’ların Galaksimizden veya Evren’imizden de
eski olduklarını tespit etmekteler. Çünkü bunlar yukarıda bahsedildiği gibi,
bizler de dahil, başka Evren’den gelmekte. Bizler tam, gerçek anlamı ile
ebediyiz. Öldüğümüzde başka frekansa geçiyoruz. Hali hazırda bizler 4.
Yoğunluk’tayız. Kısa bir süre sonra 5. Yoğunlık’a gireceğiz. Gelişmek
isteyenler için zaman geldi, hepimiz, hali hazırda yeteneğimiz olan diğer
ruhsal özelliklerimizi kullanmaya başlayacağız, telepati, telekinezi, clearevoyent
gibi. 5. Yoğunluğa gelene kadar, hala
fiziksel form’da olacağız, hala yiyeceğe, suya ihtiyacımız olacak. 5.
Yoğunlukta ihtiyacımız olan sadece Güneş olacak. Fiziksel beden ışığa
dönüşecek, tıpkı rüyalardaki gibi, bedeninizin ağırlığını ruyalarda
hissedebiliyormusunuz, düşündüğünüz heryerde olabileceksiniz. Birinin elini
sıktığınızda, siz ve elini sıktığınız kişi birbiriniz hakkında herşeyi
bilebilecek.
Grays’ler ve
Orion’daki ngatifler bizlerin korkuları ile beslenirler, Sürüngenler daha çok et
yiyicidirler. Andrameda’ya göre geçen 25
yıllık bir sürede 30.000 çocuğun kaybolmasından Sürüngenler sorumlu. New
York’tan son 3 yıl içinde hiç iz bırakmadan 5.000 çocuk kayboldu. “İnkar
Dragon’a yapılan kölelik’tir”, hiç kimse bu konuda çok konuşmamakta. Grays’ler
de büyük ölçüde çocuk kaçırmaktalar, kendi gemilerine ve bir çoğu da yapay bir
uydu olan Phobos’a götürülmekte. Gezegenimizden yılda 100.000 dan fazla insan
kaçırılmakta.
6. Yoğunluk’a
ulaşana kadar pozitif ve negatif birbiri ile iç içe. Ama 7. Yoğunluk’a
ulaştığında bu iki kutup bir arada olup birbirleri ile iç içe değillerdir,
birbirlerini etkilemezler. Her ikisi de aynı zaman ve mekanı paylaşmalarına
rağmen, birbirlerinin yaptıklarını görmekteler fakat hiç etkilenmemekteler. Burada
Dünya’da yaptıklarım seni etkilemekte, bundan dolayı yaşamda yaptıkların
herşeyden sen sorumlusun, özgür iradenin ihlali de söz konusu, yoksa Karma
oluşmaz, etkileniyorsunuz, başkalarının
sana yaptıklarının sonucunu yaşıyorsun, Tabi ki günün sonunda herşey negatif
Dünya Dışı Varlıklara dayanıyor, her zaman bizleri manupüle etmişlerdir. Dinlerin
yaratılmasından sorumlu olan onlardır, böl ve birbirinden ayır politikası. Bir
zamanlar Dünya’da tek bir dil kullanılırdı, bugün kullandığımız dillerin hepsi
Dünya-Dışı Varlıklar tarafından verilmiştir.
Yaşadığımız
ortamda herşey kanuna dışı, birileri sana ne yapıp yapmayacacağını söylemekte.
Yüksek Yoğunluklara geliştikçe, istediğimiz herşeyi yapabilme özgürlüğüne sahip
olmaktayız.
Çeviren : Naci
Gülşan
Alex
Collier’in Andromeda’lılardan aldığı DÜNYA DIŞI IRKLAR
DÜNYA DIŞI IRKLAR
|
VUCUT TİPLERİ
|
YAŞADIKLARI
YILDIZ SİSTEMLERİ
|
Alderbaran
|
İnsan / Sürüngen
|
Alderbaran yıldızı etrafında dönen küçük
Yıldız kümesi
|
Andromeda
|
İnsan
|
Almach ve Mirach Merkez Güneşleri etrafında
dönen Yıldız Sistemleri
|
Antarians
|
İnsan
|
Yıldız etrafında dönen ikili Yıldız Sistemi
içinde olan Güneş Sistemleri
|
Arcturians
|
İnsan / Sürüngen
|
Bootes etrafında dönen küçük Yıldız
Sistemleri
|
Canes Venatici
|
Sürüngen - İyiliksever
|
3’lü Güneş Sİstemi; isimsiz
|
Capellians
|
Sürüngen - Tarafsız
|
Merkez Güneş Capella’nın çekiminde olan 3’lü
Güneş Sistemleri
|
Cassiopeians
|
Böcek gibi / Suda-Yaşayan
|
Caph, Ruchbah, küçü Yıldızlar; 19 Güneş
Sistemleri
|
Ciakar
|
Sürüngen
|
Alpha Draconis küçük Yıldız Güneş
Sistemleri- Thuban, Giansar, Grumium
|
Cygnus Alpha
|
İnsan / Suda- Yaşayan / Kuş
|
Denep, Sadr, Dienahi, Albireo Merkez
Güneşleri etrafında dönen küçük Güneş
Sistemleri
|
Hyades
|
İnsan
|
Alderbaran yakınlarındaki ikili Yıldız Güneş
Sistemleri
|
Mintakains
|
İnsan / Suda- Yaşayan
|
Orion – Merkez Güneş etrafındaki küçük Yıldızlar
|
Mizarians
|
İnsan
|
Alcor ve Mizor arsındaki geniş Yıldız Güneş
Sistemleri
|
Nibiruan (Annunaki)
|
İnsan / Sürüngen
|
Bootes (Tarshem)
|
Orion
|
İnsan / Sürüngen
|
Alnilam etrafında dönen küçük Yıdız
Sistemleri; Syclopesus, Rigel, Betelgeus
|
Pictorians
|
Hayvan / İnsan / Koca Ayak
|
Kapteyn’nin Yıldızı yakınlarındaki Duble
Yıldız Sistemleri
|
Pleadians
|
İnsan
|
Taygeta, Maia, Merope, Pleione, Alcyone
etrafında dönen küçük Yıldız Güneş Sistemleri
|
Procyons
|
İnsan
|
Mineral açısından zengin, Tek ve İkili
Yıldız Güneş Sistemleri
|
Reticulans (Zeta)
|
Sürüngen / Bitki
|
Achernar ve Canopus arasındaki küçük Yıldız
Güneş Sistemleri
|
Sagittaria
|
İnsan / Kuş gibi
|
Nunki, Asella, Media, ve Kaus Australis
arasıdaki çok geniş Yıldız Sistemleri
|
Sirians
|
İnsan / Sürüngen / Suda-Yaşayan
|
Wezen ve Aludra arasındaki Muliphen, Murzim
(küçük kızkardeş) Yıldızları
|
Tau Cetians
|
İnsan
|
Menkar ve Mira arasında dönen Yıldız Güneş
Sistemleri
|
Vega / Lyrans
|
İnsan
|
Sulafat, Albireo orbitinde bulunan küçük
Yıldız Sistemleri
|