23 Ağustos 2017

İnsan mı yoksa ‘Programlanabilen Yaşam Formu’musun?


İnsan mı yoksa ‘Programlanabilen Yaşam Formu’musun?


Bilim Kurgu ile gerçek arasında kesin bir çizgi yok. Düşünebildiğimizi yaratabiliriz, böylelikle her gün Dünyamız daha güçlü, daha ilginç hale gelir. Bu durum herbirimizin içimizde olan bireysel Evren’ler için de geçerlidir.
İnsan olma konusunda gerçekten hiç bir fikrimiz yok. Nereden geldiğimizi bilmiyoruz veya bu pırlanta gezegene nasıl geldiğimizi bilmiyoruz. Yeryüzünün neden eski tarihin gizemi ve devlerin ayak izleri ile dolu olduğunu bilmiyoruz. Kesinlikle kaderimizi çok az anlayıp baskın güçlerin neden bize karşı geldiğini bilemiyoruz.
Fakat pırıl pırıl bir Bilincimiz ve bununla birlikte doğumdan korktuğumuz ölüm arası 3. Boyut’taki zorluk deneyimlerimizi kontrol edecek özgür irademiz var. Bir bakıma programlanabilen yaşam formlarıyız (PYF). Sorulacak soru ise, nelerle, nasıl ve kimler tarafından programlanmaktayız? 
Bilim Kurgu tarafı
Programlanmış yaşam formları yapay yaratılmış, kendi başına hareket eden ancak yaratıcıları tarafından verilen parametreler içinde hareketle sınırlanmışlardır.
Bazıları, Programlanmış yaşam formlarının (PYF) insan performansını ve bilincini alçakça etkilemek, veya bilgi almak için yaratılmış insan bünyesini işkal eden nano büyüklüklerdeki yaratıklar olduğu kanısında. Diğerleri, PYF’larının daha karmaşık Dünya Dışı grey’lere veya diğer soğuk Varlıklara benzer yaratıklar, belkide askeriye veya bilim adamları tarafından, insan davranışlarını çözümleyip etkilemek, üzerlerinde deneyler yapıp yönetmek için yaratılmış olduğunu sanmaktalar.
Asıl tehtit, PYF’larının yapay oluşturulduğu ancak bir şekilde biyolojik yapıda yaşayan, uyanıklıkları, kişilikleri ve amaçları programlanmaları doğrultusunda sınırlanmış yaratıklar olduğu sanısıdır.
Ürpertici şeyler, kesinlikle, ancak birçok insan PYF’ları gibi davranmıyor mu? Ezberlemek  için bir senaryo, oynamak için bir karakter verilmiş gibi davranmıyorlar mı? Çoğumuz bu matrikste öngörülen bir rol oynuyor gibi görünmüyor muyuz, ana görüşün geçici isteklerine şuursuzca itaat etmiyormuyuz?

İnsan Varlıkları Pogramlanmış Yaşam Form’larıdır
İnsanlar olarak bizler, iç ve dış faktörlerin, öneri ve taleplerin akıl ermez derlemelerinden etkilenen, gerçekten programlanabilir yaşam biçimleriyiz. Bizler statik varlıklar değiliz.
Atomik olarak, evrensel güçlerin etkisiyle bir arada tutulan atom maddesinden oluşan bir yıldız tozuyuz. Deoksiribonükleik asit, DNA, yaşam formunun türünü ve fiziksel özelliklerini belirleyen genetik bilgiyi içeren tüm yaşam moleküllerinin en temel topluluğudur. Bu seviyede, genetik yapımız, hücresel aktiviteyi yönlendirerek temel özelliklerini belirler. Hızlı çalışan bilim, bazı hastalıklara karşı direnç ve bağımlılık gibi yararlı özellikleri elde etmek için insanları programlamak için gen manipülasyonu olasılığını tartışıp araştırıyor...
Sen, ne yediğin ve ne düşündüğünsündür, insan vücudu çevremizden ve tükettiğinden bilerek veya bilmeyerek etkilenir. Şuur, eğitim, kültür ve din etkisine, eşdüzey baskıya, hilekarlık ve manipülsyona cevap veren etkileyici bir makinedir. Felsefe, propagandanın da yapabileceği gibi, şuurun çalışmasını değiştirebilir; son derece duyarlı bir araç olan psişizim, en derin iletişim kurabilen, ancak nasıl eğitildiğine bağlı olarak karşıt kör noktalar geliştirmeye eyilimli son derece gelişmiş hassas bir araçtır.
İnsanlığın bütüncül kompozisyonu, aynı zamanda mutluluk seviyemizi ve günlük hayat koşullarında uyum sağlama ve gelişme kabiliyetimizi belirler. Bu şekilde, ayrılmaz varlıklar olarak, eğer bir düzeyde etkileniyorsak, etkiler yapımızın her bir parçasına yayılır. Hücresel düzeyde bir şeyler ters giderse, hastalık istila edip vücudu yok edebilir. Ruhsal düzeyde negatif bir şey olursa, fiziksel sağlık, ruh hali ve hatta kişiliği etkileyebilir. Ruhumuzdan DNA'ya, vücudumuza, zihnimize ve hatta kişiliğimize kadar, yüklenen yazılım veya programlama işlevlerini yerine getiren bilgisayarlarla kıyaslanıyoruz.
İnsanlar karmaşık bir dizi birbirine bağımlı ve gelişen sistemlerden oluşan ÇokBoyutlu Varlıklardır. Her seviyede dinamik yaratıklarız ve yapımızın her şey, bizi etkileyen  etkiler arasından kabul ettiklerimizin sonucunda ortaya çıkan ürünlerdir. Bu şekilde, insanoğlunun genel sağlığı, sağlıklı yaşamı, durumu ve davranışı hiç te şans meselesi değil, bunun yerine, görülen ve görülemeyen, içten ve dıştan gelen birçok girdinin sürekli değişen bileşimlerinin, değişmeye devam eden ürünüdür, olumlu ve olumsuz.

En Büyük Savaş, Bilinç Üzerinde olan Savaşıdır
Şu anda büyük bir savaş var, sahnelenen herhangi askeri operasyonlar çok daha önemli. İnsan yaşamı; kaotik, kafa karıştırıcı, bunaltıcı mücadelerle, hayatımızın gerçek değerini hiçbir zaman anlayamayacağımız, siyasal hile ve komploların en ilkel, en düşük seviyelerde seyrettiği, sorgusuz kabul ettiğimiz savaşlar ile, yolsuzluk ve aşağılamaları göz ardı ederken  kurumsallaşmış hırsızlığa razı bir durumda devam ettirilmekte.
Ya canlılığımıza ve hayatımıza faydalı programlar ve alışkanlıkları kazandırma çalışmalarımızı kabul ederiz veya programlı yaşam formları olarak bocalayarak, emredilen her hizmeti yerine getiririz, refah, barışçı ve güzel olan Gezegen’imizin kahyası olarak  potansiyel kaderimize gözlerimizi kapatırız.
Bununla birlikte, emin olduğumuz şey; UYANMA potansiyelimizin olduğu, bireysel ve toplumsal bilincimizi genişletmede, kendi hayatlarımızı yönlendirme ve yönetmede, söylendiğinin aksine, çok daha fazla güce ve kontrola sahip olduğumuzdur. Kişisel gelişimimizde, hepimizi yoketmeyi hedef  alan çarpık ve ölümcül olan bu sisteme karşı koyup meydan okumak her bir bireyin kendi sorumluluğuna kalmıştır.
Dylan Charles
Çeviren: Naci Gülşan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder