Galaksi Tarihi 14
Bu bölümü ve bu
bölümden sonraki birkaç bölümün reportajını Lance White rahatsız olmasından
dolayı David Waterfall yapıyor.
David Waterfall: iyi akşamlar, Galaksi Kütüpanecisi Andrew
Bartsiz ile birlikte tekrar sizlerleyiz, (el sıkışıyorlar) 14. bölümdeyiz. Ben
misafir sunucuyum bu gece; Lance ara verdi ve “mükemmel sorular” sorabilmek
için Lance’sin yerine ben damladım.
Andrew Bartsiz: Herşey sorularda. Dolayısı ile benim için ne tür
soruların var bu gece?
DW: Galaksi Kütüpanecisi olarak sizin rolünüzü çok merak ediyorum.
AB: Galaksi Tarihçisi... Kütüpanecilik onun içinde olan başka bir görünüm. Anlamını
anlamaya başladığımda, kayıtların algılanmaya ihtiyacı vardı, sonuçta bu
algılama bana rolumü gösterdi. Dolayısı ile rol ve algılama aynı. Akaşik Kayıt
okuyucusu olarak oynadığım rol Kutsal Doğal (tarafsız) Bakış açısının
algılanmasıdır (hissi). Okuduğum Akaşik Kayıtlar genelde Yeryüzü duyarlılığının
kayıtlarıdır; bu da Yeryüzünde, Merkez (orta) Zaman Diliminde fiziksel Varlık
olarak yaşamış olanların sezgilerinin toplamı, Yeryüzünde Üst Zaman Dilimi ve
Alt Zaman Dilimi de vardır. Akaşik Kayıtlar Orta (Merkez) zaman diliminde
bulununur, Üst Zaman Dilimindeki Avatarların hepsinin sezgileri Mezuniyet Zaman
Dilimindedir. Dolayısı ile Akaşik Kayıtları Üst Zaman Dilimi açısından ve Alt
Zaman Dilimi açısından da görebilirsiniz, fakat ikiside kutsal ve tarafsızdır
aynı zamanda Mezuniyet sürecini anlamanızı sağlar. Galaksi Tarihçisi olmayı
seçtiğimde, sunumu kutsal doğal (tarafsız) açıdan yapmam gerektiğini anladım ve
sunumun bu açıdan Akaşik Kayıtlarla ilgisinin sabır ile trans olmadan, sanki
ilaç alınmış bir izlenim vermeden
yapılması gerektiğini anladım. Sunum; arkadaşları olan, ailesi olan,
sevdikleri olan, hobileri olan, bir işi olan normal bir insan tarafından
yapılması gerekiyordu. Hala bütün bunları Kutsal Tarafsız açının bir fonksiyonu
olarak yapıyorum.... ve Kutsal Tarafsızlığa yerleştikçe Yeryüzü Bilinciyle daha
güçlü bir bağ kuruyorsunuz. Yeryüzü Bilinci “Ben seven bir Varlığım ve bütün
bunlar benim çocuklarım, fakat içinde olduğumuz bu durum mutlaka
sonlandırılmalı” demekte. Ve Galaksi Yaratıcısı’nın görüş açısını getiriyorsun.
Galaksi Yaratıcı’sı tarafsızdır, hiç bir kutupluğu yoktur. Kutupluluğu kendi
parçaları için mikro Dünya’yı öğrenmek amacı ile yarattı. Kendisinin üstündeki
Dünya’yı yaratabilmek için, Mikro Dünya’nın altındaki Mikro Dünya’yı ve onun
altındaki Mikro Dünya’yı aynı nedenle yarattı, buda daha fazla Galaksilerin ve
daha fazla Evrenlerin yaratılmasına neden oldu. Rol, bakış açısıdır; çünkü rol
kayıtların tonlama ile okunması ve kalplerin
kalplerinden yayılan titreşim kullanılarak bir bireyin kendi gerçeği ile
iletişim kurma, buda sezgi yolu ile olmakta. Yaptığım programların çoğunda
“Kendi sezgini kullan” demişimdir. Sadece belirli bir bilgiye kanal olan
insanlar var aynı zamanda diğer tür bilgilere kanal olan insanlar da var. Benim
verdiğim bilgileri sindirenler bu bilgilerin başka bilgilere benzemediğini
görürler çünkü bilgiler Akaşik Kayıtlardan gelmekte ve bu benim sunumum, benim
rolüm de sunumdur.
DW: Daha önce, yaşayan tek Galaksi Kütüpanecisi olduğunuzdan sözetmiştiniz,
bu doğru mu?
AB: Şu anın tarihinde.
DW: Tarih dediğinizde bilinen Yeryüzü tarihinden mi bahsediyorsunuz?
AB: Yeryüzü Akaşik tarihi başladığından beri. 20.000 diğer gezegenlerin
kayıtlarına ulaşabilmekteyim ve daha önce söyledim, benden önce 3 tane Galaksi
Tarihçisi vardı ve hepsi çok kötü bir şekilde öldürüldü.
DW: Dünyada mı, başka bir gezegende mi?
AB: Başka gezegenlerde.
DW: Öyle ise siz
“Yeryüzünde ikamet eden” ilk Galaksi Tarihçisiniz. Akaşik Kayıtlarını okurken
Kutsal Tarafsız Algılamanızı koruyorsunuz, bunu nasıl yapıyorsunuz, nasıl artı
ve eksilere sapmadan bunu başarıyorsunuz, daha doğrusu görünümü karartmadan
bunu nasıl başarıyorsunuz?
AB: Netleştirmek için: M.Ö. 28.000 yılından bu yana Dünya’da Galaksi
Tarihçisi olmadı. Zaman Savaşları yolu ile zamanın dışından başka yerlerden
gelen bir Galaksi Tarihçisi oldu. Yeryüzünün ilk yumurtladığı Galaksi Tarihçisi
evet diyerek ben oldum.
DW: Fizikselliğe enkarne olarak.
AB: Burada olmak için diğer tarihçilerin de seçim hakkı vardı ve “Olay”
geldiğinde seçim yapacak olan başka tarihçiler de olacak, çünkü bizim tarihimiz
iyileşmemiz için çok yaşamsal önem kazanacak. ”Nasıl tarafsız kalıyorsunuz”
sorunuzu cevaplandırmak için, enerjinin mekanik fonksiyonları var, bu döngü
ile, şu döngü ile, o döngü ile aynı hizada olursa, 3 çü de bisiklet
tekerleğinin telleri gibi kusursuz, hiç eksizsiz olur. İşte böyle tarafsız
kalabiliyorum, çünkü tarafsız pozisyondan kayıtları okuyorum. Eğer ben böyle
dayranırsam, bu dalga formu gibi (ellerini sola doğru hareket ettiriyor) sadece
bilgi vermiş olurum. Lance ile konuşurken kamerayı sen kullanıyordun, bilgi
akışını görüp hissedebildin. “Zamansızlık“ı yaratıyorum dediğimde, bu bisiklet
tekerleğinin sayesinde, düşünce kalıplarım tarafından yaratılan sosyal bir
anlaşma olan “zaman”ın enkarne olması önleniyor. (söylediklerinin hepsini
anlayabilsek, ne güzel olurdu –Naci)
DW: Eğer doğru anladıysam, bu alanla ilişkiye girerken, herşey dengedeyken,
bisiklet tekerleği gibi, tellerden dolayı her yöne giden bir gerilim sözkonusu,
bisiklet hareket ettikçe dengede kalmak çok kolay.
AB: Doğru. Veya buz pateni gibi.
DW: Öyle ise, siz hakem misiniz?
AB: Ben sunucuyum.
DW: Dolayısı ile oyuna karışıp, mola veya sen yanlış yapıyorsun demiyorsunuz.
AB: Doğru.
DW: Ve eğer karanlığa hizmet eden biri, söz gelimi, veya kendi kendine hizmet
eden biri size soru sormuyormu, eğer sorarsa siz....
AB: Soruyorlar.
DW: Bu durumda sizin sorumluluğunuz ne?
AB: Eğer bu kişi saldırgan değilse, benim enerji alanıma girmemişse ve
belirli bir düzeyde saygısı var ise, cevaplıyorum.
DW: Sizin için tam aydınlanmış biri diyebilirmiyiz?
AB: Ben insanım, Oterite ve kontrol sisteminde olan herkes gibi, standart
problemleri olan bir insanım.
DW: Yükseliş ustası mısınız?
AB: Hayır
DW: Aydınlandınız mı?
AB: Yeteneğinde ustalaşmak için zaman harcayan herkes gibi aydınlanmış
biriyim.
DW: Bir çok insan için olagan olmayan, hiç kimsenin giremediği Akaşik
Kayıtlara rahat girme yeteneği normalin dışında değilmi. Bu sizi, demek
istediğim, bilgi konusunda konuşurken, bütün kitaplara ve onların içeriklerine
ulaşabilirsen, temelde herhangi bir sınava girmen halinde herzaman A + alırsın.
Bunun anlamı, siz uyanık veya aydınlanmış biri değilmisiniz?
AB: Hayır. A artı notu almanın hiç bir önemi yok. Kutsal tarafsız okuma
yeteneğini kullanarak geçilen sınavın bir fonksiyonu yoktur bir yanından öbür
yanına dönmek gibi. Sorunuzun kapsamını anlıyorum ve bütün derinliği ve
genişliği göz önünde tutulursa yalın cevap vermek oldukça güç; çünkü bizlerin
fonksiyonunu sınırlayan çok sayıda faktör var. Biliyormusun, “aydınlanmış
Varlık” ın anlamına “ışık işçileri endüstrisi” ve diğer kuruluşlar çok şeyler
ekledi. Dolayısı ile, aydınlanmış?
Herkesin aydınlanmış olması gerekir. Anlaşıldımı? Matrix zekalarının, düşünce
ile ulaşabileceğimiz mesafede olması gerekir, eğer Akaşik Kayıtlara ihtiyacımız
olursa, bu zeka bize kayıtları okuyabilmeli.
DW: Dolayısı ile herkez Akaşik Kayıtları okuyabilir.... sadece siz değil.
AB: Kesinlıkle herkez okuyabilir. Medyuma bunu yaptırabilirsiniz; kutsal
tarfsızlıkta kalarak, buradan geçerek, kayıtları okumak mümkün.
DW: Bu sizin işiniz mi veya herkesin işi mi?
AB: Akaşik Kayıtları okumak isteyen kerkesin işi.
DW: Kayıtları okumanın amacı olan biteni anlamak mı?
AB: Ruhsal kontratları – klavuzdaki 3. bölüm gibi olmalı.... veya 2. Bölüm:
Bölümün başlığı; Kontratlarını nasıl okumalısın.
DW: Oh – kontratlar; okey. Temelde, oynanan oyunun kurallarını
anlıyormusunuz?
AB: Kuralları çok iyi anlıyorum; çoğu zaman fazlasıyla....... çünkü
kuralların Akaşik Kayıtlarını okuyabiliyorum.
DW: Benim açımdan baktığımda, kayıtları; kuralları, olasılıkları ve diğer
insanların kayıtları nasıl kullandıklarını anlamak için kullanabilirim. Veya
oyunun nasıl oynandığını görmek; ve yaşam öyküleri gibi kullanırım: diğer
insanları seyrederek, dolayısı ile olan biten herbir farklı parçanın yaşam
öyküsünü anlıyorsunuz – hikayenin özeti gibi.
AB: Doğru.
DW: Dolayısı ile Akaşik Kayıtları anlamak ruhumun arzu ettiği son aşama
değil.
AB: Doğru.
DW: Gerçi eninden sonunda, ruhsal açıdan geliştikçe, belki daha fazla bilgili
ve akıllı olabilirim.
AB: Doğru – bu durumu normal bir alet gibi kullan, çekici veya cep telefonunu
kullandığın gibi.
DW: Vasıta gibi.
AB: Doğru.
DW: Galaktik Google gibi.
AB: Doğru. Galaktik arama motoru... nasıl adlandırırsan adlandır. Ruhumun
enkarnasyonunda, bütün geçmiş yaşamlarımdaki dramanın farkındayım, bütün ruhsal
ailelerde yaşamam ve guruplara ayrılmış olan ruhsal ailelerin gruplaşmalarını
anlamam; bütün olan bitenin benim için anlamı var ve mantığa aykırı görünen bu
bilmeceyi çözebiliyorum. Beni özel insan yapan da bu, bu bilmeceleri önüme
getir, hepsini çözerim.
DW: Bunu nasıl yapıyorsunuz?
AB: İçgüdücel, içgüdüsellikle ilgili. T.V. deki yayına bakıp, arkasında olan
29 kat kontrol mekanizmalarını görebilirim.
DW: 29 gerçekliğe vakıf olupta bu gerçeklikte nasıl kalabiliyorsunuz?
AB: Bunların ötesindeki başka gerçeklere de vakıfım,
bunlar şu andaki gerçeklikte demirlememi sağlıyor. Yaptığım bir şaka: herkesi
burada tutan, bira, pizza ve sex’tir; insanların tekrar tekrar buraya geri
gelmisinin sebebi de budur. Daha ciddi olursak, her gün çok sayıda insan
benimle iletişim kurmak istiyor, ortalama 300 ile 400 kişi.
DW: Telefonla mı?
AB: Telefon taşımıyorum çünkü durmadan çalıyor. Numaram kısa zamanda çok
insanın eline geçiyor, sonunda yeni telefon numarası almak zorunda kalıyorum.
İki yıl önce telefon kullanmayı bıraktım, çünkü bana çok kötü baş ağrısı veriyor
ve fiziksel düzeyde üzerimde başka zararlı etkileri de var, bir önceki bölümde
de deneyimlediğimiz gibi. Burada olmaktan hoşlanıyorum. Yaptığım işi seviyorum.
DW: İlginç. Soruyu sormamım asıl
amacı, sanırım Dünya Kehanetçilerinin bir geleneği var; insanlar Kehanetçilere
“cevabı bulmak” için gidiyorlar, benim açımdan bunu yapmak seni kendini
bilmekten uzaklaştırıyor, çünkü senin kullanman gereken keşif gücünü,
enerjisini bir başkasına veriyorsun... vermememiz gerekli olduğundan değil,
kanımca, “kaynak’ın gerçeği” ile ilgili olan toplumla ilişki kur, çünkü şu bulmacayı
çözme yolculuğunun anlamı, akbabanın avlanması gibi, başka kaynakları
deniyorsun. Fakat sonuçta, bana verebileceğin bir cevabın olamaz ve gerçekten
yüksek dereceden kahanet verebilecek biri bile olsan, hiç bir zaman bana bu
cevabı vermezsin çünkü... gizli bilgidir.
AB: Tamı tamına.
DW: Gizli. Dolayısı ile sizin göreviniz herkesin sorduğu “oraya nasıl
varırım?” sorusunu cevaplamak değil. Daha çok, “kuralın veya hikayenin hangi
bölümü sizin için açık değil, anlaşılır değil veya çapraşık?” Söylediğiniz,
bilincimizdeki büyümeyi sınırlayan anlaşmalara kazara veya kasten bağlayan
kontratlar gibi.
AB: Tamamen doğru... çok iyi bir açıklama oldu. “Sadece önemsiz şeyleri”
öğrenmek isteyen birine bunu ben nasıl açıklarım? Bunun nasıl üstesinden
gelirim? Benim doğru ve gerçek yolum ne? Senin için bunlar farklı, çünkü sen
Bağımsız bir Varlıksın; oysa ben Kutsal Tarafsız Bakış Açılı Varlığım, senin
özgür iradeni ihlal etmem, şekillendirmem ve biçimlendirmem.
DW: Öyleyse idrak etmek, ayırt etme.
AB: Evet – benim seanslarımda, söyleyemeyeceğim şeyler var. Anlatmak
istediğim, Akaşik Kayıtları okumayla Psişik okuma arasında farklılıklar var
fakat benim için her ikiside aynı ve bu yeteneğimi her istediğimde
kullanabilmekteyim. Dolayısı ile beni farklı kılan: geçmiş yaşamlar ile şu
andaki yaşadığımız yaşamın kalıplarını birbiri ile bağlıyabiliyorum. Bu tür
kalıpları her zaman görebiliyorum.
DW: İnsanların mı?
AB: İnsanların ve Dünya dışı Türlerin de, çok sayıda Dünya dışı Türlerinin
Kayıtlarını okumaktayım.
DW: Bunu nasıl yapıyorsunuz?
AB: Sadece onlara bakıp... Ruhsal dillerini konuşarak.
DW: Benim böyle bir yeteneğim yok, en azından yapabileceğimi sanmıyorum... aynı
zamanda başka bir Varlıkla başka bir Boyutta konuşabiliyorsunuz.
AB: Ve bunu sıkça yapıyorum.
DW: Sıkça. Sizi nasıl arıyorlar; oralarda Skype yok... nasıl?
AB: Psişik iletişim ağı.
DW: Aynı anda sizinle iletişime geçmek isteyen milyarlarca başka Varlıkla
nasıl ilişki kuruyorsunuz?
AB: Kollektif bir yapıdalar... kollective bilinç bir alan oluşturur sonra
katılmak isteyen diğerleri bu alana girer fakat iletişim sadece kollektif
bilinç ile olur, bunu herkes paylaşır.
DW: Cep telefonlarında olan bağlantı noktasına gelmek gibi.
AB: Evet, iletişime geçme ihtiyacı duyarsam, 1200 seçeneğim var fakat tek bir
bireyle iletişime girmek istediğimde kollektifin içine girip o bireye kadar
inerim, bu arada binlerce bireyin benim tek bir bireyle olan iletişimimi
izlediğinin farkındayım, çünkü yapılan tam bir kollektifin içinde oluyor.
DW: İnsan olmayanlar ile çalışmak daha kolay gibi görünüyor çünkü sıraya
giriyorlar, çok kibarlar ve sizin yaptığınız, “Sonraki! 29 Numara..” demek,
insanlarla olan ilişki daha çok şeyi gerektiriyor.
AB: Ve çok unutkanlar.
DW: Unutmuyorlar dolayısı ile iPhonlara kaydetme ihtiyacı duymuyorlar....
AB: Hayır.
DW: Dolayısı ile direk girebiliyorlar, fakat aynı zamanda çok etkin
kullanılmıyor.
AB: İnsanların uyutulduğunu görmüşündür veya ateşten çıkan enerjiyi.
DW: Kesinlikle
AB: Bu enerji alanını kapattığınızda, insanların doğal savunma sistemleri de
kapanıyor, uykuya dalmak gibi veya çok sinirli, gergin olmak gibi.
DW: Öğrenilecek çok fazla bilgi var.
AB: Çok fazla bilgi.
DW: Uykuya geçiyorlar.... büyük topluluklarda bunu görüyoruz onlar için çok
hassas olan konularda, sadece konu ile meşkul olmaları halinde bile hemen
hırçınlaşıyorlar, öyle değilmi, hemen öfkeleniyorlar.
AB: Veya tam tersi, uyuyorlar.
DW: Veya uyuyorlar, göremiyorlar... orada olmasına rağmen göremiyorlar.
AB: Bundan dolayı aşamalar halinde kat kat konuşurum. Yapılan reportaşların
bazıları “ürkek, diken üstünde” gibi görülebilir, eğer ilk 3 enerjide yürüme showlarını
veya kaydettiğimiz 7 show’u izleyen herkesin hali kazırda anlamış olması
gerekir, daha iyi anlaşılabilmesi için aşama aşama, kat kat konuşuyorum, her
kat bir sonraki katın daha iyi anlaşılmasını sağlıyor vede ancak %20’sini
aktarabiliyorum; buda konunun nekadar derin olduğunu gösteriyor.... ve
insanların bana detaylı, şaşırtıcı sorular sormasını gerekli kılıyor. Akaşik
Kayıtlar hatırlıyabildiğim sürece benimle, benim içimde; tahmin et? Sorular
sormaktan yoruldum artık.
DW: Hali hazırda bütün sorularını sordun.
AB: Bütün soracaklarımı sordum.
DW: Sizin kontratınız sadece bu yaşam için mi, eğer söyleyebilirseniz? Yoksa “Olay”
hakkında konuştunuz, Rüya-Zamanı değişimi hakkında konuştunuz, nasıl bir rol
alacaksınız?
AB: Benim için özel olan rol şifacı olmaktır.
DW: Hali hazırda şifacı mısınız?
AB: Hali hazırda şifa veriyorum; her ay çok sayıda insanı şifa yolu ile
iyileştiriyorum.
DW: Şifa vermek Galaksi Tarihçisinin yapması gerekenler arasında mı?
AB: Hayır... bunu Kutsal Tarafsızlıkta kalabilmem için yapıyordum.... yaşamım
boyunca yapmak istediğim yeteneklerimden biri, Galaksi Tarihçisi de olmak
istedim, ama aynı zamanda insanların beni şifacı ve öğretmen olarak da
bilmesini istedim.
DW: Öyle ise bu sizin düşüncenizdi.
AB: O benim düşüncemdi, ikilem olan bir Dünyada yaşamımı bu şekilde idame
etmek isterim.
DW: Alçak gönüllülük açısından maddeye bağımlı olmamak ki buda Kutsal
Tarafsızlıkta yapılanmak için gerekli.
AB: Aynen.
DW: Kanımca, bütün bilgilere ulaşabilen biri olarak, “Biliyormusun, burada
ben herkesden zekiyim” diye düşünmemek sizin için oldukça zor olması gerek, ve
siz oldukça zengin olabilirsiniz, güç ve mevki sahibi olabilirsiniz. Sanırım
herkes için yargıtay görevini de yapabilirsiniz çünkü bilgiyi açabilen
anahtarınız var, bunu herkes ister.
AB: Can alıcı nokta burada: uzun zaman önce her şeyi bilmenin gerekli
olmadığını öğrendim.. ve sonra öyle bir noktaya ulaşıyorsunuz ki bu Boyut’ta
herşeyi bilemiyeceğinizin farkına varıyorsunuz.
DW: Sonsuzluk.
AB: Sonsuzluk..
DW: Sadece devam ediyorsunuz... yürüyorsunuz.
AB: Aynen.
DW: Kararlı bir yürüyüş. Bir sonraki bölümde, sezgi hakkında konuşmak
isterim, sanırım bu bir sonraki adım, bu günde bu zamanda Akaşik Kayıtlara
ulaşabilmekteyiz, oldukça özel bir durum ve siz de küresel düzeyde insanlar ile
daha fazla ilişkiye geçmektesiniz ki bu bizler için özel bir ayrıcalık,
ingilizce konuşuyorsunuz ve sanırım bu vidyoları ingilizce olarak yazılı hale
getireceksiniz...
AB: Birçok dilde yazılacak.
DW: Değişik dillerde ve Google, dolayısı ile çok sayıda insan okuyup anlar.
AB: Buradayken sezgi hakkında bazı şeyleri eklemek istiyorum. Belirli sorular
ile Akaşik Kayıtları okumam için bana gelenler var; Aletleri kullanmasını
bilmeyenler var. Sunucu olduğumu biliyorum, Kutsal Tarafsızlığımı ve Akaşik
Kayıtlara olan saygımı yitirmeden Kayıtları çeviriyorum. Bu dinleyenin yanlış
anladığı anlamına gelmez. Dolayısı ile işin zor olan kısmı, sorulan önemsiz
sorular benim için çok kocaman sorular haline gelebiliyor.
DW: Çünkü tam ve açık olarak cevaplamak zorundasınız.
AB: Tamamen öyle.
DW: Gerçekten “Bunu bilmek zorunda değilsiniz, bundan dolayı size kısa cevap
vereceğim” diyemezsiniz. Çünkü verilecek en iyi cevabı vermek için yapmış
olduğunuz kontratı onurlandırmaz.
AB: Ve kişinin yapabileceği de.
DW: Dolayısı ile “değiştirip” uygun olanı...
AB: Soruyu soran kişi psişik etki altında soruyu sormuş olabilir.
DW: Oh.
AB: Eğer cevabını verirsem soruyu soran kişinin anlayabilmesinin ötesinde bir
cevap olur, dil kullandığımda onlara cevap gider, onların özgür iradelerini
ihlal etmem ve bunu “medyum kusması” diye adlandırırım. “Işık işçileri
endüstrisinde” bunu yapabilecek çok kişi vardır.
DW: Onlar ile konuşmayarak.
AB: Evet... aksine onlarla konuşarak.... dolayısı ile, gerçekten herhangi bir
servis vermiyorlar, layıki ile servis
vermek için verdiğin cevapların anlaşılır olmasına dikkat etmek gerekir. Ondan
dolayı kademe kademe veriyorum.
DW: Söylemek istediğim şu, verdiğiniz cevap anlaşılmaz ise, iletişim olmaz.
AB: Doğru.
DW: Sanırım buna uyumsuz kavrama deniyor.
Dolayısı ile o şahısa gerçekten yardım etmiyorsunuz ve istedikleri derin
bilgileri sağlamakla sadece vaktinizi kaybediyorsunuz.
AB: Tamamen doğru.
DW: Oldukça ilginç bir bölüm oldu. 14. Bölümde devam edeceğiz, bir sonraki
bölümde sezgi, kavrayış hakkında konuşacağız. Teşekkürler.
AB: Teşekkürler.
Çeviren: Naci
Gülşan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder