28 Nisan 2016

GALAKSİ TARİHİ 20



Galaksi Tarihi 20

LW: Tekrar hoş geldiniz. Galaksi Tarihimizin 20. Bölümündeyiz. Ben Lance White ve Andrew Bartizis ile birlikteyim.
AB: Nasılsınız?
LW: İyiyim, 7. ve 8. Piramit güçlendirmesine vede Atlantis’in 2. düşüşüne kadar gelmiştik.
AB: Şartların son derce dehşetli olduğunu anladıkları 2. düşüş.
LW: Ve sonra Kontrol Odalarını yarattılar...
AB: Herkesi kilitlediler, Birlik Bilincinin yaratılışında yapılanmaları sadece bir şekilde olabilirdi; bunu Lemuria-Atlantis karma teknolojisinin yarattığı silahlanma sistemlerini, savunma sistemlerini ve uzaktan saldırı sistemlerini kilitleyerek başardılar.
LW: Dolayısı ile buda bizi 9. ya taşır.
AB: 9. Atlantis’in son çöküşü ve son ruhsal işkalidir. Büyük, devasa Işık Güçleri, Karanlık Güçleri ve ÇokBoyutlu Varlık Güçleri. Bunun yanısıra “Bu son fırsat” diyen 2.300 farklı Tür’lerde var, herkes Karantinanın uygulanmaya konmasından önceki teneffüsteydi. Hepsi bu durumun geleceğini bilmekteydiler.
LW: Öyleyse Karantina henüz başlamamıştı.
AB: Aslında, bölümler halinde uygulanıyordu... fakat her ışınlamadan önce Karantinayı tekrar uygulamaya koymak zorundaydılar.
LW: Tamam.
AB: Tam burada son Işınlama yapıldı. Bütün Güneş Sistemi ışınlandı, bu noktada sadece Yeryüzü değildi ışınlanan.
LW: Gerçekten mi.... bütün Güneş Sistemi!?
AB: Bütün Varlıklar göç ediyorlar. Eğer bütün Güneş sisteminin yerini değiştirirsen, gelen göçmenler (ruhlar) U dönüşü yapıp başka yerlere giderler. Yapılmak istenen kitleler halindeki göçü durdurmak; sadece bunu gezegenin veya bütün Güneş Sisteminin yerini değiştirerek yapilirsin. 
LW: Ah... öyleyse “La de dah de dah...” diyerek göç eden ruhlar, aniden “Nerede bu” dediler.
AB: Haritadan silinmiş...
LW: Komik bir şey bu!
AB: Aynen.
LW: Tamam; ve sonra Güneş sistemi herhangi bir yere ışınlandı...
AB: Çok uzağa.
LW: Çok, çok uzaklara, uzak bir yere...
AB: Nerede olduğunu bulmak, sonsuza kadar sürecek olan bir arayış ve sonra oralara gitmek zorunluluğu da olacak.
LW: Ve bu noktada enerji izlerini sürebilmen gerekir, dolayısı ile...
AB: Burası Arcturia’yalı Kollektif Varlıkların Usta Avatarlar ile, ki bunlar Çoklu Kollektifler ile tam bağları olanlar, birlikte Yeryüzünü ablukaya aldıkları zamandır. Çünkü, Karantinanın geleceğini, Oterite ve Kontrol’ün başlıyacağını biliyorlardı ve kitleler halinde DNA’ya, onlarla üreme sonucu oluşan DNA’lara ihtiyaçları vardı. Negatif Varlıklar Deri Elbise’deki(insan bünyesi) Arcturia’lıların teknolojisini alsalar bile zararı yoktu çünkü zaten bir kaç bin yıl önceden bu yana Arcturia’lıların Kollektif teknolojisi Deri Elbisede bulunmaktaydı, aynı zamanda Pleiadia’lıların, Syria’lıların, Grays’lerin, Zeta’lıların, hepsinin teknolojisi Deri Elbisede bulunduğundan alacaklarını hali hazırda almış olmalılar.
LW: Başka bir değişle, eğer bununla ilgileniyorsam.... bunu yapmanın mutlaka....
AB: Kollektifini DNA’nın içine yerleştir, dolayısı ile Kollektifinden gelen bir ruh aradığın kod’lar ile bir Deri Elbisesi içindeyse, buraya doğduğunu “unutkanlık mekanizmasına” takılmadan geçerek hatırlayıp, Kollektif bilgilerine Yeryüzü ile birlikte erişebilirsin.  
LW: Bir çok insana bugün bu oluyor mu?
AB: Evet. Bundan dolayı insanlar aktif hale geliyorlar ve ani iletişimde bulunuyorlar, bunlar canallanma (medyum) yapmıyorlar, onlar “uzaktan deneyim yapanlar”dır.
LW: Bu durumun değişik İndigo ve Kristal (çocuklar) enkarnasyonlarıyla herhangi bir ilgisi var mı?  
AB: Kesin olarak var!
LW: Var...                                                                           
AB: Elbette. Buraya gelip yüksek düzeyde başarı elde etmek için, yeteneklerini bileylemekteydiler.
LW: Oklavanın altındaki bir sonraki hamur ne olacak?
AB: Sadece.... Mucize çocuklar.
LW: Mucize çocuklar, öyle mi.... bunlar geliyorlar ve ışıldıyorlar vede odadaki herkes şifa buluyor...
AB: O kadar hızlı değil, fakat o noktaya gelir.
LW: Sanki bu doğal bir ilerleme gibi görünebilir ve ışıldamaya başlıyacak bir beceri haline gelebilir...
AB: İdrak bir ışıldamadır. İdrakimiz değişkendir; bedenlerimiz kendiliğinden ışıldamaz eğer bu etkiyi yaratmaz isen. İncil’deki gördüğünüz resimlerdeki ışıldama, başlarının üzerindeki halka,  ÇokBoyutlu Varlığı tarif etme çabalarıdır. Benim yanımda olup benimle konuştuğunda ki son bir kaç günden beri benimlesin, benim “insan tarafımı” görüp anlayabilirsin, sonra soru ve cevaplara anında tepki gösteren “zamansızlık” içindeki beni görürsün.  
LW: Evet. Ve farklı bir deneyim bu. Şu anlamda değil..... eee, “dramatik” olmadığını söylemek istedim, çünkü bir “devamlılık” sergiliyorsun, şevkati görebiliyorum ve şifa veren ve kaderi okuyan adamı görüyorum, hisseden vede sizin ÇokBoyutlu olduğunuzu görüyorum, değişik yönlerinizi gördükçe, daha çok etkileniyorum, sizin çevrenizde olmak çok etkileyici bir durum.
AB: Teşekkür ederim.
LW: Sanırım bu onlardan biri, biliyorum konuyu değiştiriyorum kısa bir süre için, fakat bu avantaj ve tehlikelerden biri, insanlar gerçeğin farkına vardıkça ve arkanızda olduğunu hissettikçe, sizinle olmak isteyen çok insan olacak, sizinle zaman harcayıp sorular soracak olan bir çok bir çok insan. Size olan “ilgi patlaması” ile baş edecek bir planınız var mı?
AB: Benim ÇokBoutlu yanım kolaylıkla üstesinden gelir; “ben” her zaman ÇokBoyutlu ben ile ilişki içinde değil, çünkü her şeyi bilmeye ihtiyacım yok, doğrusu bilmek te istemiyorum, çünkü bilinecek olan çok fazla, çok ağır gelir....  
LW: Oh, evet....
AB: Her zaman oldukça ağır. Biliyormusun, yeteneğinizi ne zaman kullanacağınızı bilmek te bir yetenek, nerede duracağınızı bilmek te bir yetenek, yaptığımı yapmak benim tutkum, yeteneğimi ve tutkumu ve Akaşik Kayıtları kullanarak, kalpteki duyguyu herkese vererek onların sezgi aletlerini kullanarak enerjileri süzmelerine olanak veriyorum. Alehte konuşanlar, taktir etmeyenler öyle kalacaklar, onlara enerji vermeyeceğim, enerjiyi sadece alehte olmayı savunanlardan alacaklar. Şu anda bana yaşamlarını okumam için gelenlerde durum bu, dışarıda okumamı bekleyen çok sayıda insan var, hali hazırda yeteri kadar kişiyi gördüm, daha fazlasını kabul edemeyeceğim, şu anda üzerinde çalıştığım projeyi bitirmek istiyorum.
LW: Evet.
AB: Dolayısı ile evet, maalesef, fiziksel olarak ne zaman duracağımı belirlemek durumundayım. Geri döndüğümde cevaplandırmam gereken yüzlerce SkyPe mesajı ve bir o kadar da gelen email olacak. Bana şu anda günde iki ile üç yüz email geliyor, yaptığımız son iki bölümden önce bu sayı çok yükseldi, dolayısı ile benimle ilişkiye geçmek isteyen insan sayısını siz tahmin edin; SkyPe’den gelen mesajlar 30’ar sayfa, “bütün yaşamımın hikayesi”, meşkül olmamdan dolayı benimle görüşemeyeceklerini bildiklerinden, sadece yazıp banim enerjime yollamaları bile onlar üzerinde olumlu etki yaratmakta.  
LW: Evet, evet... Şamanların bize öğrettiği gibi, yazıp yazdığımızı yakmak, her hangi birine dahi gönderme zorunluğu yok; kendi sorununun bilincinde olduğun sürece. Tamam mı... eee, böyle düşünerek daha iyi anlıyorum.
AB: Ben herkes gibi bir bireyim, ben bunu yapmayı tercih ediyorum, sen onu yapmayı tercih ediyorsun, çünkü tercihimiz bize doğru geliyor. David şu anda bu işi yapıyor (vidiyoyu çekiyor) ve diğerleri de yaptıklarını yapıyor, çünkü bu an özgür irademiz ve Ruhsal Ailemizin iradesi doğrultusunda bu seçimi yapma zamanı: insanlar artık böyle yaşamak istemiyorlar.  
LW: Doğru.... Yeter artık!
AB: Yeter! Bize “yeter” dedirtecek kadar kötü muamele yaptılar!
LW: Doğru! Bunu henüz anlamayanlar, bizlere neler yaptıklarını dinlemeliler, tüyleri diken diken olup ta o noktaya, “ruhsal öfkeye” ulaşıp “Aman Tanrım” diyene kadar.
AB: Artık yeter!
LW: O kadar.
AB: Eldivenleri giy, çizmeleri çek, kazma küreği al ve kazmaya başla!
LW: Fişi ben çekiyorum! Fişi ben çekiyorum, banka sisteminde, bankadan paramı çekiyorum, ne gerekiyorsa yapalım. Oterite ve Kontrol sistemini besleyecek her hangi bir şeye enerji vermiyorum.... bu da hemen hemen Gezegenimizde olan biten her şeyle ilintili... alış veriş... herşey. Tamam. Öyleyse: 9. Piramit güçlendirmesi en son.....
AB: Maalesef Atlantis’in enkarnasyon kalıplarındaki önleyemeyecekleri yıkıcı gücü kabul ettikleri zaman. Ne yaparlarsa yapsınlar, ne kadar Zaman-Savaşı yaparlarsa yapsınlar zamanın başına dönerek değiştirme şansları olmadığını anladılar. Dolayısı ile sonun geldiğini kabul etmekten başka bir şey kalmamıştı.
LW: Evet. Son neydi....
AB: ŞİMDİ: 2011 ile 2014 arası. Zaman Savaşlarını yapan 2.300 Tür’ün yaptıkları herşeyi ortaya koyma zamanı, çünkü geriye gidip değiştiremeyeceklerini anladıklarından, geleceğe yatırım yapmanın gerekliliğini anladılar, veya geleceğe katmanlar inşa etmenin zorunluluğunu anladılar. Dolayısı ile onların bütün propagandaları, teknolojiler, ruhsal hareketler Uyanmadan hemen önce mantar gibi ortaya çıktı... bütün Güneş Sistemi ile birlikte Yeryüzünün en yoğun ortamdan en hafif ortama pat diye geçmeden hemen önce.
LW: Şimdi, bu durumun Mars ile bir ilişkisi de var...
AB: Doğru.
LW: Yeryüzü ve Mars birlikte Yeryüzü bilincinin bir parçasıdır vede bilincimizi yükseltip onun   belirmesine bağımlı olan da bizleriz, Kollektif olarak daha az bilinçli veya daha bilinçli olsakta olmasakta, belirlemeyi daha yüksek enerji alanına ilk giren yapar: Yeryüzü veya Mars.
AB: Doğru. Burada küçük bir nokta var: Mars, duyarlı yapısı KOMAda olan bir gezegen.
LW: Oh.
AB: Diğer görüşmelerimde bir kaç kez bunun hakkında konuştum ve bu konuda fazla konuşmak istemiyorum, Fakat Mars esasen ölüydü, bu halde Yükseliş makinesine ışınlandı ve Mars’ta yaşayan herkes hastalıklarına göre sınıflandırılıp tedavi edilecekleri gezegenlere gönderildiler. Daha sonra ruhlar Mars’a giderek Mars’ı ölü durumundan çıkararak yarı canlı bir duruma getirildikten sonra tedavileri bitmiş olanlar, gezegen sifacıları olarak tekrar Mars’ geri getirildiler ve gezegenin kontratlarını üstlendiler. Çünkü, Mars Oteriteı ve Kontrol’ün savunma araçlarını yayan devasa bir teknolojiydi, Oterite ve Kontrol’ün silah araçları,  sonra işkal edildi ve ışık Güçleri Işık araçları yaptı, Işık şifa teknolojileri, Dolayısı ile gezegen Oterite ve Kontrol vede Şifa teknolojilerini yayan merkez haline gelmişti. Dolayısı ile dramatik sıralardan oluşmuş bulmacanın ana barçası olduğundan buraya enkarne olacak varlıklara ihtiyaçları vardı. Eğer Mars bulmacanın dışında tutulsaydı yüzde 40’a varan göçmen sayısı başka yerlere enkarne olmak zorunda kalırlardı. Mars’ın bu denli yaşamsal önemi vardı. Yeyüzü bu sıkıntıdan kurtulduğunda, eğer iyileşirsek, Mars’ı iyileştiririz; Mars yaşayan bir canlı olarak hayata döner ve bu süreci çok hızlı tamamlar. Eğer böyle olmaz ise, Yeryüzü bulunduğu durumdan kurtulur vede Mars yaşama dönmemeyi tercih ederse, Baş Yaratıcı “içine girme” yöntemini kullanarak başka bir Varlığı Mars bedenine yerleştirir. Ve Mars’taki yaşayanlar yaşamlarına devam ederler, ölmezler; burada yaşanılan karma ve dramadan kurtulmak için daha hafif yeni kontratlar, yeni yükümlülükler verilir.   
LW: Dolayısı ile kişilerin kazanacağı avantajlar olacak...
AB: Evet. Yeryüzü ve Mars birlikte hareket ederse, çok esaslı bir iyileşme gerçekleşir ve savaşların çoğu önlenebilir. Savaş karması bilinçten elenir vede iyileşme hızlanır.
LW: Dolayısı ile Yeryüzündeki görünüm, bütün savaşların sona ermesi midir?
AB: Ah, hayır... eşzamanlı olaylar savaş yanlılarını, tavuk gıdaklamalarını dize getirebilir, fiziksel formlarda, ve bağnazlığa bağımlılık ortadan kalkabilir çünkü, bağnaz olarak kalabilecekleri enerji alanları ortadan kalkacak.
LW: Güzel. Sonuç ne olursa olsun kaçınılmaz bir son var; nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, belirli bir zamana ihtiyaç var ve bilinç düzeyinin nerede olacağını henüz bilemiyoruz.
AB: Doğru.
LW: Çünkü iskambil kartlarını açan çok sayıda oyuncu var, kimbilir belkide masada oynayanların ellerinde açmadıkları kartlar olabilir.
AB: Şu anda hepsinde Royal Flush var.
LW: Wow.
AB: Herkesin elinde Royal Flush var ise kim kazanır? Krupiye.
LW: Oh. O kim?
AB: Yeryüzü.
LW: Yeryüzü, oh, evet...
AB: Yeryüzü duyarlılığına dönmeli. Sadece mezun olma zamanı ile oynamaktalar ve evet, Yeryüzünü mahvediyorlar, üzerine eğer vuruyorlar, ona saldırıyorlar ve Yeryüzünün yapabileceklerini önlüyorlar.... fakat biz uyandığımızda, Yeryüzü bin kat uyanacak ve Oterite ve Kontrol Sistemi Yeryüzünün tüyleri olacak; bunlar yolunabilir veya renklendirilebilir veya istedikleri herhangi bir şeyi  yapabilirler.
LW: Eğer şu anda Yeryüzü hala tam bir duyarlı varlık ise.
AB: Yeryüzü Karanlık Adamları pembe, dikenli, ünikorn’a benzeyen şeyler yapabilir.
LW: Aman Tanrım! Wow...
AB: Artık korku yok.
LW: Dolayısı ile Yeryüzü kölelik ve hapisten kurtulduğunda, ki bu bizim için de geçerli, hepimiz......
AB: Bizler esaret içinde kaldıkça Yeryüzü de esir olarak kalır.
LW: Ve eğer O esir kaldıkça... bizler de esir kalacağız.
AB: Evet. Birimiz özgür olursa, her ikimiz de özgürleşeceğiz.
LW: Önce özgürlüğe bizim kavuşma olasılığı zayıf.
AB: İşte bundan dolayı Birlik Bilinci Bombaları yaratıldı.
LW: Anlaşıldı... Birlik Bilinci Bombaları?
AB: Bunlar Atlatis’in 2. düşüşünde yaratılmış donanımlardır. Silahlanma sistemleri olarak Oterite ve Kontrol Sistemlerinin hepsinin içine yayılmıştır; üzerlerinde birlik bilinci olan, yüzeydeki kristalleşmiş öznelere yerleştirilmiştir. 5 veya 6 saniye süren gezegen ile birlikte, yoğun birlik bilinci yayınlayarak insanların “sonsuzluk” anınını yaşamasını sağlar, böylelikle Oterite ve Kontrol sistemini kırarak gezegendeki insanların uyanmasını amaçlar. Bu çok kısa sonsuzluk deneyimi ile kendi direniş gücünü oluşturabilirler.
LW: Ve sonsuzluk, zamanın tümüne, herşeye sahipsiniz.
AB: Bütün yeteneklere, bütün zamana, bütün enerjiye sahipsin.
LW: Eveet... acele rtmene gerek yok, bundan dolayı mezuniyet partisi istediğin kadar uzun sürebilir; çünkü bizler sonsuzluk içinde “zamanın olmadığı” andayız.
AB: Doğru.
LW: Bu noktada bizler ışığın gerçek sonsuz Varlıklarıyız.
AB: Yeryüzü ile olan ruhsal bağından dolayı sonsuz bir Varlıksın.
LW: Doğru. İlk başta Yeryüzü’nün yaratmış olduğu o mükemmel orijinal Deri-Elbiseyi giyebilecekmiyiz?
AB: Daha da iyisini giyeceğiz.
LW: daha da iyisi..wow. Sabırsızlanıyorum!
AB: Daha da iyisi.
LW:  Şimdi, aklıma gelen bir kaç soru var. Bunlardan biri; oktahedral (sekiz düzlemli ve üç boyutlu şekil) hakkında çok sepekülasyon var, Satürn’deki kendi etrafında dönen geometrik şekil, ve Satürn’nün halkalarının yapay olduğu. Satürn nedir? O halkalar?
AB: Onlar halkadır.
LW: Halkalar nedir?
AB: Ruhları soğuk yerlerde depolamanın yoludur. Çok az yoğunluk, çok az deneyim, savunma ve gezegenleri istila için saldırı birliklerinin daimi kaldığı barakalardır, gezegen gemilerin girip çıktığı yerlerdir. Bir silahlanma sistemidir fakat gezegene ait olan canlı bir parça, aynı zamanda içinde pek de iyi olmayan bir bilinç barındırır....beyler.
LW: Efendi Sauron, Karanlıklar Efendisi. Yüzüğe sahip olan kişi veya bütün yüzükleri elde etmek isteyen kişi.
AB: Evet. Siz ve George (Kavassilas) onun hakkında konuştunuz. Satürn’de bu oyunda. Galaktik Yükseliş makinesini istemekte. (Baş Yaratıcılar tarafından yaratılan, karmanın çözümlendiği bir mekanizma)
LW: Satürn.
AB: Yes, ve diğerleri de. Eğer Mars uyanmış olsaydı, Satürn ve Mars “mutlu olmaz”dı. Eğer komadan uyanabilse, 50 round süren kanlı box maçında eldivenleri çıkarma gibi olur. 
LW: Çok zevkli olmazdı.
AB: Oturup patlamış mısır yer ve bir iki karşılaşmayı seyreder ve “Hoşçakal deyip Güneş sisteminden çık git ve geri gelme! Beni duyuyormusun? Geri dönme!”
LW: Hiç bir zaman!
AB: Seni istemiyoruz. İşten atıldın.
LW: Nasıl dilimlersen dilimle, biz kazanırız. Herkes kazanır ve bütün kontrol sistemi sonlandırırlır, Cinlerin faliyetleri durdurulur, bizler mezun oluruz nihayetinde bir hareklenme olabilir.
AB: Bütün bu canlanmalar çok-yönlü, dizin halinde genişleme. Bu gelişme gezegenimizin bilincinin büyümesine bağlı.
LW: Ve Yeryüzü bu durumdan bir kurtulduğunda sonsuz olanaklara sahip olacağa benzer.
AB: Bizi iyileştirmesi, bilincimizin hızlı yükselmesine neden olur, dolayısı ile aynı zamanda Yeryüzü de kendi bilincine kavuşur.
LW: Evet... (Aniden, çok yüksek gürültü yaparak aydınlanmayı sağlayan tavandaki lamba koptu, nerdeyse düşecekti, flaş etkisi yaptı) Gördünüz mü arkadaşlar?
AB: Sanırım Satürn delirdi....
LW: Satürn bizi dürttü! (Sonra, bir arı uçarak her ikimize durumu fısıldadı) Satürn dürtükledi... Burada Mars arıyı getirendi, Arı İnsanların oluşturduğu Şehir olan, Mars. Dolayısı ile bu gibi şeylerin nasıl çalıştığına dair kusursuz bir gösteri oldu: Her ikisi de “Yukarıda ne ise, aşağıda da o” şu andaki bizim gerçekliğimizde olan mecazi anlam bu. Dolayısı ile odanızda oturup Youtube izlerken her hangi bir şey olursa, cam kırılırsa, kuş uçup yanınıza gelirse (AB: kapı açılırsa), biliyorsunuz ki kaza yoktur, asla! Tam olarak bir eşzamanlılık içindeyiz ve “zamansızlık” içindeysen, her şey eşzamanlılıktır, mesele sadece farkında olmadan ibaret.   
AB: Çok doğrusun.
LW:  Sormak istediğin sorulardan biri, bu soryu soracak başka bir şansım olmayabilir bugün, bu da Piremitler ve Sfenksler vede Edgar Cayce’nin yaptıkları hakkında; yeraltında olan pençe ve Piramitlerin aslında uzay gemileri olduğu, son zamanlarda İlluminati’nin piramitlerin üzerine kapak koymak istemesi, bunlar doğrumu?
AB: Piramit bir gemi’dir.
LW: Tamam.
AB: Daha önce tarif ettiğim gibi, taş olanlar bile gemidir.
LW: Taş olanlar bile gemi. Ve onlar ÇokBoyutlu.
AB: ÇokBoyut’lular.
LW: Ve eterik.
AB: Ve onlar eterik.
LW: tamam.
AB: Mısırdaki Sfenks’de aynı şey. Sadece başka bir alana inşa edilmişlerdir. Farklı bir çok- yönlü alanı var.  Asıl amacı... eeee, bunu biraz küçülteyim. Bir saniye: Bu yaratıldığında; Sana Oterite ve Kontrol dininin ilk yüklemesi yapılmıştı, fakat bilincin gelişmesine hala izin vermekteydi ve hala kullanma kılavuzunun yarısı bünyende mevcut idi. Kullanıcı kılavuzunun tümünü bünyeden söküp almamışlardı. Dolayısı ile Spenks’erin alanı, yüksek enerjinin Rahip ve Rahibeleri, Karanlık ve Işık’ın her ikisinin de gidebileceği bir yerdi, burada Yeryüzü kaynağı ile ilişkiye geçebilebilir veya Karanlık ve Işığa, her iki tarafa bilgi ve bilgelik verillebilir vede herhangi bir başka gezeğenin enerjisi kaynağı ile ilişkiye geçilebilir. Şu vardı, en iyi şekildeki tanım: Karanlık ve Işığın bir araya gelip birbirleri ile kavga etmeyeceği Yeryüzünün bazı yerleri gözden geçirildi; fikir beyanında bulunabilecekleri, öğrenecekleri, bir araya gelmek için yollar bulabilecekleri ve bağnazların bu noktadan uzaklaştırıldıkları bir yer hazırlandı. Her zaman tarafsız Güçlerden birileri etrafta bulunmaktaydı, Venüslü Filozoflar gibi, gelip arayı buluyorlardı, böylelikle Sfenksler Karanlık ve Işık rahiplerinin birbirlerinin yüzüne bakarak birbirleri ile görüştükleri yer haline geldi. Aynı zamanda, Sfenkler bilgi ve bilgeliği taş yapılarında saklayabilirler. Görüşmeler sırasında alınan bütün kararlar kaydedilmekteydi. Piremitlerin tabanına, bilinç genişleme aletlerinin bulunduğu yere her kim gelirse gelsin depolama öğretim makinasının bilincine ulaşır.  Edgar Cayce’nin söylediği, aygıtın altında, bir metafor, ancak burada... Sfenkslerin içinde ve Sfenkslerin kayıtlarını nasıl okuyacağını öğrenmek zorundasın. Ve başka kayıtları başka amaçlar için, başka guruplar için saklıyan başka Sfenkler var. O zaman aralıkları arasında, Maya’ların ve Aztek’lerin de kendi versiyonları vardı, Easter Adalarındaki insanların, Japonya’daki insanların, Çin’dekilerin de bu tür bilgileri depolıyan kendi versiyonları var. Bütün heryerde bu tür bilgi depolıyan aletleri bulmak mümkün.
LW: Ve bir çoğu hala kullanılabilir durumda.
AB: Fakat çoğuda bir ikilem içinde... tarafsızlık içinde değil; bazıları tarafsızlık içinde ki bunlar temelde Akaşik Kayıtların birer kopyasıdırlar, bazıları Karanlık ve Işığın ikileminde, bazıları ise birbirleri arasındaki yorumdan ibaret.
LW: Tamam. Jupiter’in rolü nedir burada? (Andrew gülmeye başlıyor) Çakırkeyif bir soru mu sordum?
AB: Evet. Biraz sonra bunun cevabını vereceğim.
LW: Tamam, acele etme, zaten biz “zamansızlık”tayız.
AB: Jupiter iskanbil kağıt destesindeki jokerdir. Kimi isterse oyuna davet edebilir ve kuralları bozar; egosu vardır, gelip diğer 66 gezegenin rolünü üstlenmek isteyen çok sayıda çocukları vardır. Dolayısı ile bir bakıma baskın kontrol gücü, pozitif baskın kontrol, burada olanlar kadar agresif değil. Yine de baskın kontrol gücü, fakat Jupiter, sınırlı Özgür İradenin hakim olduğu bir Evren’den gelmekte... Sınırlı Özgür İrade fikrini getirip Galaksi Yükseliş Makinesine empoze etmek istemekte.... ki bu kötü bir şey, ancak aynı zamanda, şimdi tam bağımsızlık isteği ile yanıp tutuşmaktayız ve tam bağımsızlık Sınırlı Kontrol ile aynı çizgide olmaz.
LW: Evet, çünkü Yeryüzü Karanlık ve Işık için Özgür İradesi olan bir gezegen olarak yaratıldı...
AB: Ve tarafsızlar için de.
LW: Ve tarafsızlar için, olan ise Karanlık kıvraklık ile herşeyi ele geçirdi.
AB: Aslında, “teknik olarak Karanlık” olan ÇokBoyutlu Varlıklar, fakat onlar üçlüler, ve kendilerini üç olarak ortaya koymaktalar, Dolayısı ile Baş Yaratıcı olmak için her üç oyununu oynayabilirler.
LW: Nasıl kazanırlar?
AB: Bir parçalarını alarak diğer Varlıklara yapılması imkansız olan bir şeyi yapıp göstererek, daha sonra herkese orta parmağını göstererek (uygunsuz bir hareket) “ben yaptım” deyip, şimdi harekete geçip herbirinizin ve hepinizin Galaksilerine gelip ele geçireceğim, ve orta parmağımı tekrar tekrar göstereceğim, ta ki beni durdurana kadar.  
LW: Wow. Olumlu bir sona benzemiyor.
AB: Bundan dolayıdır ki Baş Yaratıcı buraya gelip “bedene yürüme”, “mola verme” ve atmaları yaptı. Bazıları hile yapmaya başladı!
LW: Baş yaratıcı mı?
AB: Hayır... 15 ÇokBoyutlu Varlıklar hile yaptı.
LW: Evet, Baş Yaratıcı sadece kuralları tekrar uyguladı... fakat gerçekten yeteri kadar sert bir uygulama değildi.
AB: Ceza sahası içindeki penaltı gibi.
LW: Eveet...gibi, “Tamam, biraz bekle ve Vakit bitti!” der gibi.
AB: “Oyundan atıldı! Ceza sahasındaki penaltı!”
LW: Çok merhametli geldi bana. Ben sadece...
AB: Zaman Savaşlarında içsel kilitler vardır dolayısı ile savaşın birini çekip alamazsınız....ve bilerek ruhsal aileler ile iç içedirler, bundan dolayı onları basitçe silemezsiniz.
LW: Bu doğru, tamam. Uçmaya doğru yaklaşıyoruz. Arılar ve uçan ışıklar gibi... Dolayısı ile 20. Bölümün sonuna ulaştık (Andrew ile el sıkışıyorlar).
AB: Çok güzel... daha fazla bu tür programlar yapmayı umut ediyorum.
LW: Evet... bu bilgiyi paylaşıp bilgiyle iyi zaman geçirmemiz için sonsuz bir zamanımız var. Bu zaman tadını çıkarabileceğimiz bir andır.
AB: Evet!
LW: Pekiala. Teşekkürler. 20. Kısımın sonu.
AB: Seçkin bir görüşme.
Çeviren; Naci Gülşan.

28 Mart 2016

GALAKSİ TARİHİ 19



Galaksi Tarihi 19

LW: Galaksi Tarihimizin 19. bölümüne hoş geldiniz. Ben Lance White, Andrew Bartzis ile birlikteyim.
AB: Nasılsınız?
LW: Hoş geldiniz! Eee, 4. Piramit güçlendirmesinde ve Lemuria’lıların kurbağa sıçramalarında kalmıştık...
AB: Havada asılı şehirleri ile birlikte zaman içinde ileri ve geri yapılan kurbağa sıçramaları.
LW: yeryüzü ile kontratları tazeledikleri zaman burada kim vardı?
AB: Lemuria “bizler buradayız” dediğinde, Yeryüzünde Işık ve Karanlık ile gitmeyip Yeryüzünde kalmayı tercih eden göçmen Tür’ler bulunmaktaydı. Fakat hala teknolojiye sahiptiler vede tutuklu oldukları zamanın etkilerini de taşımaktaydılar. ÇokBoyutlu Varlıklar ağaçlar olarak Yeryüzünde vardılar, duyarlı Varlıklardı, buradaydılar; ve gizlice teknolojiyi de getirmişlerdi, ve teknolojiyi dağların arasına dağlar ile bir bütünlük sağlıyarak gömmüşlerdi, kimse yerini belirleyemiyordu, çünkü burada olan herkesin küçük “gizli hikayeleri” vardı. İşte bu durumda Lemuria “Biz geri geldik” diyordu, daha önce bahsettiğim havada asılı şehirler hepsi Kuzey ve Güney Kutuplarında belirip ortaya çıkmaya başladılar, ve tekrar Yeryüzü ile ruya görmeye başladılar, ruya görmeye devam ettikçe, ileriye doğru genişleyerek, Evrensel Zamanın Çok-Yönlü Alanı’nın içine girdiler, böylelikle kaybetmiş oldukları diğer havada asılı şehirlerini de bulup geri kazandılar. Çünkü her şey her zaman başlangıca dönmek ve Tür’lerini bu Zaman-Akımı savaşlarının oluşturduğu zaman içine tekrar sokmak ile ilgili. Aniden Lemuria geri geliyor, fakat mezun olma Zaman-Akımın’da yozlaşma var; çok sayıda Varlığı mezun edeceklerini düşünüyorlardı, her şey iyi ve mükemmel olacaktı, ancak savaş çıktı: içeride ve dışarıda savaş vardı. Lemuria Karanlık Güçleri karşılamak için tüm hazırlıklarını yapmıştı. Durmadan genişleyip büyüyen enerji savunma ağını kullanıyorlardı, Bu ağa enerji yükledikçe, Güneş’imizin Çok-Yönlü alanı 10.000 defa genişledi; Dolayısı ile  özel kodları olmadan Güneş Sistemimize hiç bir şey giremez oldu. ÇokBoyutlu Varlıklar “şu andan itibaren Mafya olup kodları alıp satacağız” dediler, böylelikle Karanlık Güçler içeri rahat girip bizim işlerimizi bizler için yaparlar diye düşündüler. Bu da Lemuria’nın düşüşü, gezegenin ışınlanması, 5. Güçlendirme = Cin’lerin getirilmesi.
LW: 5.güçlendirmede Cin’ler getirildi....
AB: Cin’ler ÇokBoyutlu Varlıkların hakim olduğu Baskı ve Kontrol Sistemlerinin oluşturduğu guruplardan getirildi. 4. Yoğunluğun, 4. vibrasyonun ortasında olan bu Varlıkları alıp, adına ne dersek diyelim, sahte seromoni enerjileri vererek bu Varlıkları kendi çıkarları doğrultusunda değiştirdiler, Karanlık Güçlerin yaptığı gibi, ve onlara “Tanrı Saplantısı” verdiler sonra enerji formunda Galaksinin öbür ucuna şutladılar. Güneş’in Çok-Yönlü Alanı olan Yeryüzü’nün enkarnasyon Ağı’na sokuldular, Güneş “Tamam, Yeryüzünde olanlar ile DNA bağların var; içeri girmene izin verildi” dedi. Cin’ler işte böyle içeriye girdi. Ve sonra enkarne olmaya başladılar, ilk bedenlenmelerini gerçekleştirip, Lemuria toplumunda büyük bir yozlaşmaya neden oldular, çünkü onlar her yöne dağılabilen düzensizlik ve bozulma eğilimidirler, çünkü Zaman - Akımı Savaşları da bozulma ile eş anlamlıdır ve paradoks’un nasıl bertaraf edildiğini sergiler. Paradoks oluştuğunda, sonlanıp paradoksun başladığı zamandan önceye döner; gezegenin ışınlanmasını dikkate alıyorsan, bütün bu paradokslar, bütün bu Zaman-Akımı teğetleri sonlanır ve yeni bir X/Y ekseni bulup yeniden başlamanız gerekir. Dolayısı ile: Arkon’lar burada, süratle gezegeni ve Lemuria’lıları ele geçirmekte, yozlaşmışlık, bozulmaya eğilimli olan alanlar, yapılabilecek her şey yapıldı. Buraya geri gelecekleri Zaman-Akımı büyük zarar görmüştü. ÇokBoyutlu Varlıklar kitleler halinde enkarne olup yaşayan nufusun % 40’ını oluşturmuşlar. Bu an, nufusun 89 milyara ulaştığı ve bunun %40’ını ÇokBoyutlu Varlıkların oluşturduğu zamandır.    
LW: Bunun anlamı nedir...
AB: Herkesin ruh akrabası olmak, çünkü bu tür bir Baskı ve Kontrol sistemini aşılamaya çalışıyorlardı, bunu diğer Dünya’larda yapmışladı ve bizm Dünya’mızda da Yüksek Lisans yapmaktaydılar.  
LW: Burada Yüksek Lisans yapmak, ne zaman... onların...
AB: Burada hiç hata yapılmıyor! (ustalaşmışlar)
LW: Hayır... belirli bir noktaya kadar rafine etmişler...
AB: Evet. Tahmin bilmi işleri kolaylaştırdı, amaçları gezegeni daha düşük seviyelere indirgemekti, enerjisini düşürmekti. Yüksek enerjili Karanlık ve Işık Varlıklar az eğitim görmüş küçük askeri ve Boyutsal güçler göndererek, büyük bir ordunun bir seferde yapabilecekleri işi yaptılar. İris’in (gözün) kapasitesini düşürüp, sadece belirli vibrasyonları algılamasına izin verip diğer vibrasyonları algılamayacağından dolayı görebileceğin çok şeyi göremez hale getiriliyorsun, “kukla dünyası” herşey başkaları tarafından oynatılıyor burada. (Tahmin bilmi; davranış kalıplarını öğrenip, gelecekte nasıl davranacağını bilme bilmi. Onun için internette ne yaptıklarımızı kayıt altında tutmaktalar ki bizleri rahat kontrol edebilsinler, tüm girdiğimiz sayfalar, emaillerimiz, dosyalarımız v.b. onlar tarafından izlenmekte. Andrew zaman zaman beklenmedik davranışlarda bulunun demekte, ki sizin ne yapacağınızı tahmin edemesinler. Rutin davranışlardan zaman zaman vazgeçin, yatağın diğer tarafından kalkın, ilk çayı her zaman iş yerinde içmeyip değil evde için gibi..Naci)
LW: Olan biten her şey “gözün yapısı” gibi.
AB: Evet.
LW: Bu “teknolojik bir göz” veya her şeyi kontrol eden “sahte göz”. Bu dolar bankonotunun üzerinde de var.
AB: Doğru: Her şeyi gören göz, Gizemli Geaometrisi olan şehirler, Gizli Geometri olan Dilbilimleri, her şeyi sınırlayan BİLİM yaratıldı ve sonra kurumlaştırılıp guruplaştırılarak, bilinci “aşağıya” çekerek, düşürdüler, düşürdüler. Böylelikle gerçek Piramit Kontrol Odaları enerjiyi daha da düşürmek için kullanılabildi, propaganda kullanıma sokulabildi, enerji alanı tekrar, tekrar, tekrar düşürüldü.  
LW: Arkon’lar ne zaman fiziksel formda buraya enkarne oldular?
AB: Ve sonra tekrar enerji Varlıklar haline döndüler, bir nevi “içerden yükseldiler (terfi)”, gerekli olanı yapıp mezun olmak için dosyaları hazırlayıp eline veren okul müdürü pozisyonuna geldiler. Ruhsal Mahkemeleri de ele geçirdiler.
LW: Bu rolleri üstlenmiş Varlıkları görevlerinden nasıl aldılar?
AB: Bu...
LW: Bunu yaptılar!
AB: Evet, yaptıkları buydu... doğru.
LW: Ruhsal adalet ile uyumlu olan organik enkarnasyon sürecinden geçerek bunu başardılar....
AB: Doğru.
LW: Daha sonra Arkon’lar kontrolde olanlar olarak enkarne olup Ruhsal kontratlarımız üzerinde olan “küçük karakterli harfler ile yazılan şartname”yi hazırlayan Ruhsal Mahkemelerin kontrolunu ele geçirdiler. Ruhsal bir plan ile buraya gelip, bu doğrultuda yaşamını sürdürmek için aileni seçerek, deneyimde bulunup, mezun olacağın ortamı ortadan kaldırıp, yükseliş sürecini kilitlediler.
AB: Doğru.
LW: Dolayısı ile, gelen ruhlar her geldiğinde Karmik dersleri tekrarlamaktan başka şey yapmıyor ve hatta gereksiz daha da fazla Karma yapıp yükleniyorlar.
AB: Doğru.... ve borçlanma yapılıyor.
LW: Ve borçlanma doğru. Ve sonra Karanlık taraf ve 15 Varlık eğlencenin dozunu artırmak için uyuşturucular, sex, mafya, politik kontrol, savaşlar, atom bombaları patlatma, gizli yeraltı üstleri gibi eylemleri gündemde tutup destekliyorlar. Şüpesiz bunlar zaden vardı, çünkü bu tür eylemlere, yerlere enkarne oluyorlar...
AB: Evet.
LW:  Telos (Agarta şehri) ve tövbe etmiş guruplar dışında, ki bunları eline geçiremediler...
AB: Yeryüzü içindeki boşlukta olan  Dünya’nın işkali. ÇokBoyutlu Varlıklar ve Lemuria’lılar Yeryüzü içindeki boşlukta olan  Dünya’yı hiç bir zaman ele geçiremediler. Yeryüzü içindeki boşlukta olan  Dünya’daki Varlıklar Kutsal Tarafsız Varlıklar olup Yeryüzü’nün gezegen olduğu andaki orijinal ruh akrabalarıdırlar.
LW: Tamam. Dolayısı ile, organik olarak aynı hizada durduğumuz, en yüksek vibrasyonlu olanlar, İçi Boş Dünyada olanlar olmalı.
AB: Doğru... Kendi Tür’lerinin devamını sağlamak için göç edip göç alsalar bile, her zaman dört dörtlük kodlarını koruyup devamından emin olmaktalar. Orijinal Tür’ler, hepsi, bizim.... müzemiz gibi....kestetdiğim gerçek bir müze değil, yaşanılan bir yer orası, Yeryüzünde olan her şey orada da var; her şey korunmuş.
LW: Anlaşıldı... kaybolmuş Tür’lerde mi dahil?
AB: Evet.
LW: İçi Boş Dünyada bulunuyorlar, bu Tür’ler Yeryüzü içindeki boşlukta olan  Dünyanın altında ve ötesinde de varlar mı?
AB: Bazıları başka gezegenlerde, Yeryüzü içindeki boşlukta olan  Dünya’da var oldukları sürece, Rahim Şakrası yolu ile bağlantı kurulup, istenilen yere tekrar gönderilebilir.
LW: Rahim Şakrasını şu anda kim kontrol ediyor?
AB: Gerçekten hiç kimse kontrolde değil. Şu anda bastırılmış Yeryüzü enerjisidir, doğal durumuna dönmesine izin verildiği an, bilinç milyon kez artar. Bundan dolayı onların üzerinde olan savaşı her zaman canlı tutmaktalar, yıkım, ölüm, sahte ruya şehirleri vede bütün diğer teknolojiler de şakralar üzerinde devamlı bulundurulmakta.
LW: Dolayısı ile her büyük şehir bir ağ,  kısaca söylersek... kontrol edilmek istiyorsan, büyük şehirlere git.
AB: Doğru.
LW: Her hangi bir şehir, doğrusu, onların hepsi yozlaştırılmış.
AB: Doğru... enerji ağını değiştirir değiştirmez, negatif olan şehirin Gizemli Geometrisi tekrar düzenleniyor. Çok zor bir iş değil, gerçekten yeniden inşa için ellerini havaya kaldırıp gönüllü olacak çok insan var.
LW: Evet... yüksek bir enerji sistemi inşa etmek için.
AB: Altyapıyı oluşturacak parçalar hali hazırda orada, sadece yeni devre bağlantıları yapılacak.
LW: Tamam; bütün her yarde büyük bir olasılıkla geçerli olan “mülkiyetin en değerli parçaları”.... ruhsal mülkiyet.
AB: Doğru, tamamen öyle.
LW: Ve Yeryüzü enerjisi bastırılmış durumda, yok edilemez, teknik olarak; eh, eğer siz..?
AB: ÇokBoyutlu Varlıklaklardan kurtulmak için, Lemuria’lıların ve Atlantis’lilerin yaptığı gibi Atom Bombası kullanırsan ki bir çok değişik katmandaki ÇokBoyutlu Varlıklara zarar verdiğini bilmelerine rağmen, Atom Bombasını kullandılar. Fakat başka seçenekleri yoktu, yozlaşmışlıktan nasıl kurtulacaklardı? Kavurup yakma; Kendi Zaman-Akımı’nın biteceğini ve tekrar geri gelip tekrar yapacaklarını bilmelerine rağmen.
LW: Dolayısı ile nükleer çarpışmalar olmuş.
AB: Nükleerden bile daha kötü.
LW: Daha da mı kötü..... belkide daha da ileri teknoloji tasarımları....
AB: Daha da ileri.... sadece vucutların yakılması ve bu teknolojiden kalan.... veya vucutların parçalanması.
LW: Bu teknoloji şu an kimlerin elinde?
AB: herkesin. Sadece kullanmıyorlar.
LW: Neden?
AB: Amacı yok, mezun olan sınıfı öldürüyorsun, aslında onlar bizi istiyorlar, bu mezun olan sınıfı istiyorlar; buradan ayrılmak isteyen sayısı kabarık olan insanları istemekteler.
LW: Şüpesiz Baş Yaratıcı’nın da söyleyecekleri var; orijinal bir plan var, kirletilmiş ve yozlaşmış olsa bile....
AB: Çünkü Özgür İrade var. Ve daha üst Yaratıcılar sınırlama getirerek, onların Özgür İradesini kullanmayın, bizim gidip problemi çözmemize izin verin deyip, 12 Üyeli Kurulu kurmak için bir kaç defa gelmelerine rağmen, sonunda uymadıkları kuralları vermelerine reğmen; fakat bu yolla en azından bu delice davranışlar karşısında onlara bir tema verilmiş oldu.
LW: Ve sonra, şüpesiz bu 12 Üyeli Kurul amacından saptırıldı, daha önce hali hazırda bunu konuştuk.
AB: Aynen.
LW: Şu anda 12 üyeli Kurul tekrar mı oluşturuluyor.
AB: Bunu yapmış olmalılar, aynı zamanda Cin’lerin ağında da bu yapıldı. Ancak onlara 490.000 yıl öncesine kadar Baş Yaratıcı tarafından bir ödev verilmemişti.
LW: Dolayısı ile bu bizi 4. Piramit güçlendirmesine getiriyor; bu bizleri 5. ye taşır mı?
AB: Hali hazırda bizler 5. deyiz.
LW: 5. de miyiz....
AB: 5. Arkon’lar Ağının kurulmasıdır.
LW: Ah, Tamam.
AB: Ve ağın tekrar güçlendirilmesi, buda buraya enkarne olmayı çok zor yaptı. Böylelikle Ruhsal Adalet Mahkemelerine yeni bir KONTROL alanı verildi.
LW: Öyleyse bu sanki bir.... “hızlandırm” kelimesini kullanacaktım. Yapılan sanki yoğunlaştırma sürecini “çabuklaştırma”.
AB: Doğru.
LW: Piremitlerin 6. güçlendirme safhası zamanları.
AB: Dolayısı ile 5. ve 6. arasında, Lemuria tekrar yükselip düşmekte.
LW: Bu 2. düşüş mü?
AB: 2. yükseliş ve düşüş, 3. yükseliş ve düşüş. Bu süreçler arsında..... çünkü zaman savaşları nedeni ile zamanın dışında kilitlenip kalmışlardı, tekrar bir kere daha deneyip, gezegenin Evrenin neresinde ve hangi zamanda olduğunu bulmaya çalışıyorlardı. Sonra ruya zamanı ağını tekrar bağladılar vede herkesi geri getirerek, tekrar bağlı oldukları zaman akımını eklediler.  
LW: Atlantis’liler işin neresinde?
AB: Birbirlerine raslamaları.....Lemuria’lıların, yeni bir zaman seyehati toplumu olan Atlantis’in Lemuria’lılardan az önce olan biteni anladığı zaman akımına, atladıkları zaman birbirlerine rastladılar. Dolayısı ile Atlantis hali hazırda oradaydı. Atlantis çok çabuk yükseliyordu, fakat aniden Lemuria’lılar, “Biz buradayız” deyip ortaya çıktılar. Hey “siz kimsiniz!” İşte burada bir taraf “Oh, siz bizim soyumuzdan olan torunlarımızsınız” diğer taraf, “Bir dakika, sizler bizim atalarımızsınız” diyerek şaşkınlığa düşerken, çok büyük bir savaş patladı. Rasgele birbirlerini buldukları an, Karanlık heriflere de rasladılar. Bütün hepsi aynı anda oldu!          
LW: Wow... kaza sonucu mu oldu bu?!
AB: Hayır, hayır. Daha önce bahsettiğim RASLANTInın en büyük ölçeği.
LW: En büyük ölçeği.
AB: Bu sıralarda da, ÇokBoyutlu Varlıklar ipleri çekerek savaşları daha çetin hale getiriyorlardı.
LW: Çünkü, bunun böyle olmasını istiyorlardı.
AB: Bunun böyle olmasını istiyorlardı.
LW: Atlantis’in ve Lemuria’nın düşmesini istiyorlardı, çünkü bu onların avantajı idi.
AB: Teknolojiyi aldılar, ruhlara ve enkarnasyon ağına sahip oldular vede güçlendirmenin avantajlarını da edindiler.
LW: Wow.... Ve Arkon’ların meşkuliyeti....
AB: İnce eleyip sık dokumak ile meşküllerdi. “Senden hoşlanmıyorum, senin ruhsal gurubun matrak, sen neşelisin, gir içeri” gibi.
LW: O zamandan bu yana, enkarnasyon süreci tamamen yozlaştırıldı, hiç kimse mezun olamıyor ve onlar (Cin’ler) kimin girip çıkacağına karar verip küçük karakterli haflerden oluşan şartnameyi kontratlara ekliyor; aynı zamanda plan doğrultusunda, gelen göçmenlerin sayısını artırıyorlar, “ Oh... bu aile var elimde ve şunu yapacağım...   ve sonra son dakikada yaşamdan öğrendikleri pedofili, uyuşturucu ve kölelik olan normal düzeyde işlevlerini yerine getiremeyen ailelerin enkarnasyonunu hızlandırmak gibi falan filan işleri yaptılar.
AB: İşte!... yem ve kapan.
LW: Yem ve kapan, bu böyle çok uzun bir zamandan beri yürüyor...
AB: Çok uzun bir zaman.
LW: Şimdi Super Askerler ve Hedeflenmiş bireyler var, yukarı tırmanış var ve sanki ruhsal Varlık kendini yiyiyor vede bu anlamda kimse kazanmıyor. 
AB: Yamyamlar. Molayı veren Baş Yaratıcıdır, bundan dolayı denetimi yaptı, bundan dolayıdır ki Bedene - Girmeyi uygulamaya soktu.
LW: Bedene-Girenler şu anda buradalar, gelmeye devam ediyorlar ?
AB: Doğru.
LW: Anlamı: Haziran 2013’den öte, bütün bu zaman dilimi monopoli oyununun sonunun planladığı dilim, değil mi?
AB: Bankadaki paranın bitmiş olduğu durum gibi, Monopoli oyunundaki durum bu. Annenin yatağa git” demesi gibi, bankada para bitti ve anne “yatağa git” demekte ve şu an benim tahta yolumdan yürümeye başladın; ödemeyeceğim!
LW: Demek ki biz geldik dediğimiz an bu an! Yaşam normal akışında gidiyormuş gibi görünse bile, bankalar hala oradalar, Vatikan hala “sözüm ona, kontrolde” ve kraliçenin tüm mücevherleri hala kasasında, Rothschild’lar ve Rockefeller’ler ve her kim ipleri çekiyorsa vede Cin’ler geri kazanılmış “artıklara” reenkarne olmaktalar ve “ruh havuzları: soysal ruh havuzları” ve enkarne olan “astral kabuklar”, doğru mu? İhtimalen Karanlık olan doğalarından dolayı bunlar mezun olamadılar, Karanlık tarafta işlerine devam edebilmeleri için onlara yaşam ve hisler verildi.
AB: Tamami ile doğru, anlamaya başladın!
LW: Nasıl dilimlersen dilimle, çok ilginç bir zaman olacak.
AB: Evet, ÇokBoyutlu bir kek..... üzerindeki 7. boyuta ait bir dondurma ile.
LW: Öyleyse bu Piramitin yapısının 6. ve 7. Güçlendirmesi. Şimdi 7. ve 8. de ne oldu? Çünkü 9. ya kadar gidiyor, değil mi?
AB: 7. ve 8. arasında Yeryüzü 3 kez daha ışınlandı, her ışınlanmada ağır yaralandı.
LW: Çok zor bir süreç....
AB: Doğal bir Birlik Bilinci Güdüsü değildi, birileri fiziksel saldırarak yerinden sökülüp aldı: birkaç düzüne gezegensel bilinç bir araya gelerek gezegene fiziksel saldırıp kendi gerçeğinden sökülüp alınarak yeni bir gerçekliğe götürülür, fideyi topraktan söküp başka bir yere dikmek gibi.
LW: Tamamen beklenmedik bir şey miydi?
AB: Doğal bir oyundu, bir “yer değiştirme”..... Işık ve Karanlık tarafından yapılan yer değiştirme, çünkü her iki taraf ta bunu yaptı. Işık ve Karanlık Güçler hasarı en aza indirgemek istediler ama hasar büyüktü. 15 ÇokBoyutlu Varlık bu işi hasar verip çevreyi kirleterek yaptılar, böylelikle daha fazla insanı sınırlayıp daha fazla insanı enkarne ağından attılar. Makineye(yükseliş) geri dönmek zorunda kaldılar ve diğer bölümlere, diğer 66 gezegene deneyim için gittiler. Oralarda “Hayır... oyun bir süre için kapalı, dışarı çıkın, giriş yok, hiç boş yer yok” dediler.
LW: Hava durumunu değiştiren teknolojinin yapımı ile ilgisi var mı?
AB: Hava durumu bilinç kontroludur. Chemtrail’ler hava durumu yaratarak korkuyu eklerler ve korku yaratacak her şeyi bunun üstüne eklerler. Hava durumunu değiştirip bir şehiri hedeflediklerinde, şehirin üzerindeki hava enerjinin hasatını artırır, istenilen enerjileri şehire taşır, daha fazla acı, ölüm ve yıkım yaratır. Maden ocağı gibi bilincini işleyerek bilincini etkiler. Bundan dolayı hava durumu için savaşlar yapılmaktadır, hava durumu bilinç kontrolünün yapılmasını kolaylaştırır.
LW: Herşeyi gözeten Yapay Zeka ile ilgili olmalı, gerçek anlamda her şeyi izleyen..
AB: İşte bu şekilde, hava durumunu savaşları çıkararak, dataları ayarlayıp düzenlemekteler.
LW: Sonra, fiziksel olarak her şey ile ilintili olan, etherik kontroller, uydular ve Kontrol Odalarına kadar uzanıyor.
AB: Bunlar her şey ile bağlantılı ve öngörücü Modeller (Tahmini) yapmaktalar.(davranış kalıplarını izleyerek, gelecekte nasıl davranacağınız hakkında tahminde bulunarak kontrol ediliyoruz, son zamanlarda dikkat ettiyseniz dijital ortamda yaptığımız her şey izlenip depolanmakta, eğer bilgiyi toplamalarına izin vermezseniz girmek istediğiniz sayfalara girmenize izin vermiyorlar – Naci). 
LW: Öngörücü Modeller, evet. Dolayısı ile 8. güçlendirme.....
AB: Atlantis 2. düşüşünde.
LW: Atlantis ikinci düşüşünde....
AB: O an Atlantis, Lemuria’lıların denemelerinin aynı zamanda kendi denemeleri olduğunu anladığı zamandır; aynı soydan olup birbirlerini farklı denemekteydiler. Atlantis’liler ilk Tür’ü yararatmaya çalıştılar, Lemuria’lılar ve bütün Karanlık Güçler vede Bütün Işık Güçleri hepsi ilk Tür’ü yaratmak istediler. Atlantis’liler aniden diğer bütün Zaman Seyahati Güçlerinin ilk Tür’ü yaratma çabalarına fazla önem vermeme kararı aldıklarını fark ettiler. Onların yapmak istedikleri; küçük bir çalışma ile tohumlarını taşıyıp yöresel gerçeklikte bir yerlere saklamak, makinanın (Yükseliş makinası) öğütmesi durduğunda bunları ortaya çıkartarak soylarının devamını sağlamak. Okyanusta yüzen Hindistan Cevizinin adaya vurup orada kök salması gibi. Bu Hindistan Cevizinin büyümesi 70 yılı alabilir. O sıralar Yeryüzün’de bir sürü küçük Tür’ler de aynı şeyi yapmaktaydılar, bundan dolayı 72 Tür var. Dolayısı ile bütün hepsi Yeryüzünün ruhsal aileleri ile kaynaşmaktaydı vede bütün bu ruhsal aileler Yeryüzüne göç edip bir birleri ile birleşerek ürediler, ÇokBoyutlu Varlıklar ile de karışıp ürediler. Bu günde de olduğu gibi, 2.200 ana ruh ailesi, 2.300 farklı Tür, Devasa bir yatırım.  
LW: Dolayısı ile oyunda herkesin bir hissesi var.
AB: Yeryüzünün ürettiği orijinal deri-elbise içinde isen, Ferrari’sin.
W: Fakat bozuk bir araba ile dolaşıyoruz....
AB: Tekerlekleri 40 Dolar olan, kırık camlı bir ferrari.... paslanmış...
LW: Tabanındaki deliklerden Çakmaktaşlar’ın ayaklarını sokup arabayı hareket ettirmeye çalıştıkları araba gibi.
AB: AM/FM.... önemsiz bir parça. Bir “külüstür”.
LW: Neler olduğunu çoğumuz farkettik çünkü, nereye dönersen dön, hiç bir çıkışın olmadığı görülmekteydi.
AB: Her zaman bir çıkış vardı: bağımsızlığını istemek. Bundan dolayı Atlantis ve Lemuria çok güçlü toplumlardı ve boş bir hafıza ile buraya gelmiş olsak bile sonunda her şeyi hatırlıyoruz, çünkü olan biten Akaşik Kayıtlarda çok etkileyici vede ruya gördüğünde Akaşik Kayıtlarda ruya görebilirsin, evet görebilirsin. Bunun için geri geldin, kendi kalbine Atlantis’in ve Lemuria’nın bilgisini böyle eklersin. Bu konuda başkalarının yazdığı kitapları okuduğunda, kitaplardaki bilgi aranızdaki olan bu bağı devreye sokar.
LW: 8. Piramit güçlendirmesinde kalmıştık.
AB: Burada Atlantis silahlanma sistemini ele geçirecek olan Kontrol Odaları konusunda ciddileşti, silahları ve savunma sistemlerini “gelecekteki bilimden” uzaklaştırmak. Çok Boyutlu Varlıkların neler olduğunu fark etmeden önce Kontrol Odalarını çoğaltılar, bu noktada ilave Odaları, kontrol özelliklerini eklediler; herkes biribiri ile ruhsal akraba olmalı ve Kontrol Odalarında, Birlik Bilinci içinde 2.200 ruh ailesinin hepsi temsil edilmeliydi.
LW: Tamam.
AB: İki gücün her zaman, birlik Bilincini bozmak için çabaladıklarının bilincincindeydiler, dolayısı ile onların her şeyi zapt etmelerini çok zorlaştırdılar.
LW: Kaç tane Kontrol Odaları var?.
AB: 40.
LW: 40... ve 15.....
AB: Doğrusu, 21, karanlık ve Işığın hakim olduğu.....Ve nerede olduklarını bilmedikleri 19 tane daha var. Hepsi bir yerlere saklanıp kilitlendi ve Yeryüzü içindeki boşlukta olan  Dünya’nın, Agarta’lıların Ağı tarıfından kontrol edilmekteler.
LW: Göründüğü kadar, bu oktada oynanan oyun, oyunun bir parçası, bu 21 odaya girip odaların kontrolünü sağlamak.
AB: Doğru.
LW: Belkide bu odalara girmek mümkün olmadığından hali hazırda vazgeçmiş olabilirler.
AB: Yeryüzü içindeki boşlukta olan  Dünya’ya her zaman girmeye çalışıyorlar, her zaman deniyorlar, zayıf bir nokta arıyorlar, ve bizler bu zayıf noktayız. Bizler mezun olma Zaman-Akımı’ndayız. Onlarsa öğlen yemeği için seni dövenler, bunu yapmalarının amacı ise, seni kurtarmaya birilerinin gelip gelmiyeceğini görmek.
LW: Ah... evet! Bize ne kadar çok saldırırlarsa o denli bizi koruyanları bulma olasılıkları artıyor.
AB: Anladığın gibi!
LW: Ah, çok akıllıca.
AB: Tokalaşma zamanı geldi.
LW: Ah, görüşmeyi bitirme zamanı geldi; geri geldiğimizde, ara vermeksizin 8. güçlendirmeden 9. güçlendirmeye kadar olan zamanı konuşacağız.
AB: Ve son ışınlamaları.
LW: pekala, geri döeneceğiz!
AB: özel bir bölüm oldu!
LW: Evet, aslında bütün bölümler güzeldi!

Çeviren: Naci Gülşan.